six, fight

149 30 18
                                    

"gideceğim shuhua! karışma bana, kaç yaşındayım, hala bana karışıyorsun!" diye bağırdı karşısındaki sevgilisine. yok yerden kavga çıkarmakla uğraşıyordu. soğutmalıydı kıyamadığı kızı kendinden. oysa korkardı soojin'in sevgilisi yüksek sesten, o da bunu iyi bilirdi. o yüzden her seferinde yumuşak sesiyle konuşurdu kavga ettiklerinde.  soojinin yükselen sesi ile başını aşağıya eğmişti shuhua. karşısındaki her şeyini bilen, dünyası olan kız olsa da kavga sırasında güçsüz görünemezdi. oysa soojin biliyordu shuhua'nın kafasını neden eğdiğini. alt tarafı sesi yükselmişti birazcık, ne gibi bi sorun olabilirdi ki bunda?

"nasıl izin verebilirim buna soojin! duyuyor musun sen dediklerini? gerçekten, kavga sebebini bile anlamıyorum.. lütfen yapma artık sevgilim.." sesi oldukça çaresizdi bunları söylerken. kafasını kaldıramamıştı. gözleri dolu doluydu çünkü, bari akacaksa gözyaşları yere aksın diyeydi. eğer ki sözleri bir işe yararsa soojin kiraz tadlı dudaklarıyla yapışırsa onun dudaklarına, yanaklarında çoktan yol bulan gözyaşlarının tuzlu tadı rahatsız etmemeliydi sevgilisini.

"sevmiyorum seni shuhua. zor mu anlaması!" dedi oysaki söylerken bile sesi titremişti. nasıl böyle bir şeyi söylemişti ki sevgilisine? iğrendi kendinden tekrar, amacına ulaştığını hissederek.

"soojin seninle nefes alıyorum ben, anlıyor musun? gerçekten nasıl söyleyebilirsin böyle laflar?" dedi shuhua etraftaki gerginliği azaltmak adına sesini alçaltarak.

"gidiyorum." etrafındaki eşyaları toplarken söyledi kız çabucak. shuhua ise ne yapacağını bilemeyerek apar topar eşyalarını toplayan kızı izliyordu. ağzını açamıyordu bilene. o da kırılmıştı, sevdiğinin onu bırakıp gideceğini düşünmesi çok kırıcıydı.

"soojin. yapma lütfen." sesinden çaresizliği belli oluyordu. titriyordu sesi. fakat soojin umursamadı. histerik bir kahkaha döküldü dudaklarından. "nedenmiş? tabii, terk edilen olmak ağır geliyor gururuna." söylerken içi acıyordu fakat söyledi yine de. shuhua onsuz daha iyi bir hayat sürmeliydi sonuç olarak. ölümüyle ona acı cektiremezdi. belki öldükten sonra, eğer ki shuhua'nın kulağına giderse öldüğü, iyi oldu derdi shuhuam sırf bunun için yapıyordu bunca şeyi. hastaydı soojin. 1 aylık ömrü kalacak kadar hasta. ger zaman belirtiler onunlaymış ama umursamamış o sevgilisinin büyüsüne kapılarak. 'ilacım sshu, yeter o bana' demiş doktora gitmektense. en sonunda kalmamış çare iyleşmesi için. yapılacak en ufak şey bilene kalmamış soojin için, her şeyin ilacı olan sevgilisi de ilaç olamazmış bu sefer. eger ki shuhua duysa bunları çok üzülürdü, kırılırdı. hep kendisini suçlardı neden ben fark edemedim diye. istemiyordu bunu soojin. 1 ayı kalmış aciz bedenine acısın istemiyordu sevgilisi. umursamıyordu bu yüzden ne kadar kırabileceğini küçüğünü çünkü kaldığı halde daha çok sorun yaşayacaklardı. oysa shuhua kadar soojin de yapamazdı küçüğü olmadan.

"sana muhtacım seo! anlamıyor musun, çok mu zor anlaması? gerçekten dinle beni, yalvarırım dinle beni soojin.. beni böyle bırakamazsın!" ağlıyordu artık shuhua. soojin kıyamazdı ki küçüğünün ağlamasına. tam arkasını dönmüşken gelen hıçkırık sesiyle duraksadı bu yüzden. arkasını dönse gidemezdi, küçüğüne yapamazdı bu kötülüğü. kafasını eğdi, izin verdi gözyaşlarının yere dökülmesine. "geri.. geri döneceğim, sevgilim." dedi zar zor çıkan çatallaşmış sesi ile. küçüğünün duymasına ihtimal bile vermemişti oysa. ama duymuştu shuhua, inanmıştı ona. sonraysa gitti, gelmemek üzere.

kapının sesi ile hıçkırıkları arttı shuhua'nın. bağıra çağıra ağlıyordu. soojin'se gidememişti. kapının önünde küçüğünün çığlıklarını dinliyordu. acı verse de yapmalıydı işte. onu kendinden soğutmalıydı. kaybolmuş olmalıydı o shuhua için. aklında ve kalbinde kocaman boşluk bırakıp gitmeliydi uzaklara.

-

sori uzun zamandir yazamadim...

finale gidiyoz yavasca

yası tutulamayan ölülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin