tw/// verip vermemek arasinda kaldim fakat yine de vereyim ne olacak sonucta 🤷 intihar tarzi seyler iceriyor.. spoi oldu sankim 😭 neyse, iyi okumalar!
-
çalan kapıyla baktığı, kendine benzettiği beyaz duvarlardan gözlerini çekebilmişti sonunda. önce derin bir nefes aldı shuhua. biliyordu, kızlardan biriydi gelen. yine ve yine kaçıncı olduğunu bile bilemediği azarı yiyecek, ardında sıcak bir kucaklasma alacaktı. ama ona hiçbir şey soojin'i gibi hissettirmiyordu ki. ona soojin'in kucağı lazımdı. shuhua'ya iyi gelebilecek tek şey sevgilisinin kucağıydı. incecik bacakların üstünde otururken aynı zamanda başını kızın köprücük kemiklerine yaslayacaktı. bir eli başıyla birlikte boynunda olurken diğer eli de incecik beli kavrayacaktı. işte yeh shuha bu şekil unutuyordu her şeyi.
düsüncelere yeniden dalmıştı. yerinde kıpırdaştı ilk başta. kalkıp kapıyı açası yoktu. çünkü bu kez yiyeceği azar arasınsa telefonunu neden açmadığı da olacaktı. istemeye istemeye üstündeki örtüyü attı. kış gelmemişti daha fakat shuhua kendine bakamadığından üşüyordu her daim. örtüyle birlikte olmak onun için yeni bir şey değildi zaten. örtünün varlığı soojin'i hatırlatıyordu. yavruağızı rengiydeydi örtüsü. soojin'i almıştı ona bunu, sevgilini hatırla diyerek. gözleri doldu tekrardan. özlemişti, fazlasıyla. ardından kapıdaki geldi aklına. kızlar alışmıtı bu uzun kapı açma seanslarına. ağırdan alıyordu o yüzden shuhua. ama kapıdaki sevgilisinin onun ağıra almasını bekleyecek zamanı bilene olmayabilirdi. shuhua bunu bilse, hemencecik koşardı sevgilisinin kucağına. o asla kızgın olmamıştı ki biriciğine. sadece kırgındı shuhua, o kırgınlığı da geçerdi sevgilisi ona sımsıkı sarılsa.
ağır adımlarla ilerledi kapıya. derin bir nefes aldı kulbu tutarken. uzun zamandır gelmeyen bir o olduğundan gelen yuqi olmalıydı. yuqi de shuhua'yı en çok azarlayan isimdi. görüntüsünden de kendine bakmadığı baya anlaşılıyordu. bunun için de yiyeceği azarın miktarını düşünmek istemiyordu kız.
kapıyı açtı.
soojin? sevgilisi miydi karşısındaki?
'saçmalama shuha. uykusuzluktan oluyor. soojin.. soojin nasıl dönebilir ki geri? hem soojin asla kırmızı rujunu eksik etmez o güzel kiraz tatlı dudaklarından.'
her ne kadar inkar etse de oydu karşısındaki, en bitik haliyle seo soojin. shuhua'nın dolu gözlerine gülümsedi soojin. normalde panik yapardı, belki haplar uçurmuştu onun kafasını. fakat umursamadı soojin. sevgilisi karşındaydı, bırakıp gittiği sevgilisi.
ikili kapının önünde dikiliyordu. shuha gözlerini kırpıştırıp duruyordu. gözlerini kırptıkça yaşlar da yere düşüyordu. soojin'se hiçbir sey yapmadan sadece gözlerinin içine bakıyordu sevgilisinin. özlemişlerdi. shuha bunun bir hayal olduğunu düşünerek tektar yaşanmasını diledi çaresizce. en çok buna ihtiyacı varmış meğersem onun, sevgilisinin yüzünü görmeye. ezberlediği gibiydi sevgilisinin solgun suratı. o da shuhua'sız yapamamıştı. belki de hastalıktandı fakat yanında ilacının olmaması onu daha da kötü yapmıştı.
shuhua bir adım attı. zaten oldukça yakın olan bedenler shuhua'nın bu adımıyla temas etmeye başlamıştı. soojin sıcak nefesini verdi sevgilisinin yüzüne. ardından yüzüne tokat yiyeceği düşüncesiyle kapadı gözlerini. haplar oldukça kafasını uçurmuştu şimdiden ama bunu yapabilecek kadar yerindeydi kafası.
fakat soojin'in beklediği hiçbir senaryo gerçekleşmedi. shuhua titreyen elleri ile sadece gözünün altındaki bene dokundu nazikçe. dokununca hayali de beni bırakıp gider diye düşünmüştü. fakat boşluk veya kızlardan birinin suratı yerine hissettiği şey oldukça soğuk bir bedendi. zaten yanaklarından süzülen yaşlar daha da hızlandı parmak uçlarının soğumasıyla. onun sevgilisi hep sıcak olurdu, o shuhua'nın soğuk bedenini ısıtırdı. ne olmuştu şimdi, roller mi değişmişti?
her şeye rağmen buradaydı. gelmişti, tutmuştu sözünü soojin.
shuhua daha fazla dayanamadan kendini karşısındaki kızın kucağına attı. sıcak eller soğuk bele yerleşti yeniden, farklı kişilerle. soojin gülümsedi. istediği, aradığı sıcaklık buydu işte. huzurluydu seo, sevgilisinin küçük bedenini sarmak ona huzur veriyordu. soojin o an fark etti sevgilisini ne kadar yıprattığını, zaten ipincecik olan vücudu daha da zayıflamıştı. gözlerinden yaşlar süzüldü yavaşça. o, ona o kadar zarar vermişken shuhua her şeye rağmen yine de açmıştı kucağını ona.
seo soojin sonsuza kadar o anda kalmak istedi.
tanrı da isteğini duymuş olacak ki seo soojin'i yanına almaya karar verdi.
sevgilisinin evine gelmeden önce aldığı haplar etkisini göstermişti o an. shuhua ağlamanın etkisiyle fark edememişti ilk başta fakat belindeki eller gevşemişti yavaşça. shuhua kendini geriye çekti, herhalde söyleyecek şeyleri var meleğimin diyerek. fakat shuhua defalarca yüzüne vurmasına rağmen öğrenmemişti gerçeklerin acı olduğunu. annesi onu terk ettiğinde, babasından defalarca dayak yiyip korkusundan sevgilisinin kucağında yaralı bir şekilde ağladığında, insanlar onu bir hiçmiş gibi bıraktığında. yeh shuhua öğrenememişti gerçekleri, onu bu kadar etkilemesine rağmen.
seo soojin tutamadı yorgun bedenini. shuhua da kavradı yorgun bedeni sıkıca. o da fark etti karşısındaki bedenin ne kadar zayıfladığını.
"soojin!" diyerek kontrol etti kızı shuhua. fakat soojin'den en ufak bir yaşam belirtisi yoktu.
gerçekler vurmuştu yüzüne shuhua'nın. bu kez çok fazla acıtarak hem de.
"soojin! düşündüğüm gibi aptalca bir sey yapmış olamazsın sevgilim, değil mi? cevap ver seo!" panik içindeydi kız artık. kucağındaki bedeni sarsıyordu. soojin'se gözlerini açık tutmak icin mücadele veriyordu. son anlarında olduğunun gayet de farkındaydı çünkü. bari son kez de olsun, sevgilisinin güzel yüzünü görmek, güzel dudaklara yapışmak istiyordu.
tanrı seo soojin'in bu çaresiz dileğini de duydu. hayatlarını oldukça zor kıldığı bu iki genç kızı son kez de olsun iyi hissettirmek istedi.
shuhua sanki biliyormuşçasına eğildi sevgilisinin üstüne. aslında amacı nefes alıp almadığına bakmaktı. fakat onun da aklından geçmişti kiraz tatlı dudaklar. seo soojin kalam gücüyle sevgilisine yaklaştırdı suratını. buluştu kiraz tatlı dudaklar hasret duyuduğu dudaklara. shuhua tepki verememişti olanlara. fakat kiraz tadını özlediğinin o da farkındaydı çokça.
seo soojin'in nefesleri daha fazlasına yetemedi ne yazık ki. zar zor aldığı nefeslerle konuştu son defa, "her şey için fazlasıyla özür dilerim.. birtanem."
son nefes, son kelime.
seo soojin son bencilliğini de yaparak ayrılmıştı bu acımasız dünyadan sevgilisinin kucağında. tanrı onlara iyi bir sonu fazla görmüştü, çünkü kıskanmıştı iki güzel kızın aşkını. ben, ben evrenin kurucusuyken nasıl bana soojin adlı kızın shuhua adlı diğer kıza baktığı gibi bakan birini bulamam diyerek kıskandı bu iki aşığı. her hayatlarında inatla birbirlerini bulmalarına çok sinirlendi. sonlarını sayısız sefer kötü yaptı. fakat bu iki ruh bir şekilde buluyorlardı birbirlerini. tanrı emindi yine; bu iki kız birbirlerini baska evrende, başka şartlarda yeniden bulup, yeniden çok seveceklerdi.
oysaki tanrı da biliyordu ki aşık olan her zaman kaybedendi. shuhua'nın 'geri dön sevgilim!' haykırışlarını cevapsız bıraktı tanrı. sonrasında da shuhua kendine verebileceği en güzel cevabı vererek takip etti sevgilisini sonraki hayatında da.
-
hic istedigim gibi olmadi... ama neyse!
soojin gittigi aralar baslamistim bu fice ve her zaman bi umudum varfi fazla sacma olsa da, soojin geri donecek ve ben bu fici kaldiracagim. fakat hicbir sey istedigim gibi olmadi.. kizimdan 1 yildan fazla suredir haber alamiyoruz. fazla ozlem sonucu artik dayanamayip yayinladim bunu da
gercekfen ne denir bilemiyorum son konusmalarda.. zaten sik sik volum atamasim ce fic de oldukca kisaydi ama tesekkurler!
umarim sizde hayatinizda size soojin gibi bakacak birini bulabilirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yası tutulamayan ölüler
Short Storybana son dediğin şey geri döneceğimdi ve ben de bu yüzden kapıda bekledim. hasta olduğum için kızma sevgilim, bunu sen istedin. sooshu