"BUZDAN HAYALLER" 6

58 8 2
                                    

Tam yerle bir olacağım sırada belimden kavramıştı. Kendimi kucağında bulmuştum.Sıcacık bir göğsü vardı. Yumruk kadar kalbinin üzerindeydim. Garip bir şekilde yabancının sıcaklığına benziyordu. Bu koku yabancıya aitti. Lean.. Belki de ilk baydığımda da beni tutan oydu. Kim bilirdi? Yabancı Lean ise beni ilk gördüğünde neden tanımamıştı? Bilmiyordum. İlk defa birinin kucağında güvendeydim.Yağmura karışan kar tanelerinin göz kapaklarıma düştüğünü hissediyorum. İlk bayıldığımda da böymle olmamış mıydı? Hafızam oyun mu oynuyordu? Gerçeklerle rüyaları ayırt edemiyordum belki de..Sonrası tekrar derin bir karanlıktı.

Gözlerim alçak bir tavana karşı açmıştım. Neredeydim ben? Burası kimin eviydi? Gerçek mi değil mi anlamak için kendime bir çimdik attım. (Bu çok acıttı)
-Hey Allen uyandım demek.
-Nerdeydim ben? Ne oldu?! Neden beni buraya getirdin ?!!
-Sakin ol. Ustanın evindeyiz. Mekan değiştirmek seni yormuş olmalı. Şimdi çıkıyorum giyin ve içeri gel.

Emir verir gibi konuşmuştu. Ona olan öfkemi anlatamazdım. İlk defa biri bana emir veriyordu. Onu boğabilirdim.

-Haa bu arada. Dikkatli ol. İkinci kez başıma bela oluyorsun. Seni taşımaktan yoruldum.
-Ama.. Sen .. Şey .. O.. Sen miydin?
-Evet evet. Yabancı diye sayıkladığın bendim..Hadi çabuk ol

Diyip çıkmıştı. Havalı bir çıkış yaptıktan sonra ağzımın hala açık olduğunu fark ettim. Şaşırmıştım. Yabancı o ise beni ilk gördüğünde neden tanımamıştı? Gizemli bir çocuktu. Bu gizemi çözmeliydim.

Ayağı kalıp camdan dışarı baktım. Güneş gökyüzünü kızıla boyamıştı. Bir gün içinde neler de yaşamıştım. İlk defa bir güne kim olduğumu bilerek uyanmıştım.
Arkamı dönüp odayı süzdüm. Ahşaptan bir yerdi. Buranın kokusu tanıdıktı. İçeriden mis gibi yemek kokuyordu. İki gündür hiç birşey yemiyordum. Sandalyenin üzeride duran siyah kediyle göz göze gelince irkildim. Hızla olduğu yerden yatağa atlayıp pencereden dışarı bakan kedinin hareketleri beni korkutmuştu. Sonra aralıklı kapıdan çıkıp beni odada yalnız bırakmıştı. Elbiselerimi giyip borda pelerinime göz gezdirdim. Ama bir türlü bulamamıştım. İçerinin sıcak olduğunu fark ettim. Yine bir ilk yaşıyordum. Pelerinime ihtiyacım yoktu. Kapıdan adımımı attığımda kediyle tekrar karşılaştım.Çok asil görünüyordu. Küçük bir koridor sonrasında gözlerim kocaman açılmıştı.O ihtiyar durmuş bana bakıyordu. Nasıl olurdu peki? Bana bu kadar zaman merhaba bile demeyen adam " Uyandın sonunda" diyordu. Bu ihtiyar beni çok şaşırtmıştı. Açıktığımda birbirinden güzel yemekler yapan ihtiyar durmus bana bakıyordu.
-Otur Allen.Seninle konuşmamız gerekiyor. Bu konuşmanın sonu da nasıl bir tepki verirsin bilemiyoruz. Ama bizimle bir yolculuğa çıkacağını bilmelisin.
-Ben dediklerinizi anlamıyorum.
Lean: Hey Allen otur öğreneceksin.

Israrlar üzerine bana ayrılmış sandalyeye oturdum. Bir masanın etrafında toplanmıştık . Duyacaklarımdan korkuyordum.
-Bak Allen..
-Bir dakika sürekli bana Allen diyip duruyorsunuz efendim. Ben daha adımın bu olduğunu bile yeni öğreniyorum. Bana en başından anlatmanızı istiyorum..
-Allen.. Sana allen diyorum çünkü adın bu. Senin baban bi soğuk kanlı avcısıydı. Siz gençler.. Ne diyorsunuz onlara? Vampir! Bu canlılar bir meclis tarafından yönetilir ve katı kuralları vardır. Meclisin başına ancak bir cadı ve soğuk kanlı karışımı kadınlar olabilir.
-Siz neler söylüyorsunuz!
-Beni sonuna kadar dinle kızım. Senin baban o kadını öldürdü.Ve oğlu senin peşinde. Keskin bir soğuk kanlı..

-Siz neler söylüyorsunuz efendim. Kafayı yemiş olmalısınız ben gidiyorum. Siz bir doktora gitmelisiniz. İkiniz de delisiniz.

-Hey Allen! Ne saçmalıyorsun. Otur ve dinle.
-Bunları daha fazla dinlemiycem.Gidiyorum.Konuşmak iyi bir fikir değilmiş.

Duyduklarımla beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Benimle alay ediyor olmalılar. Beni nasıl böyle kandırırlar. Tamam bir kaç gündür kabus görüyor olabilirim ama hayır bu kadarı fazla.Kulağıma "Allen" diye bağıran Lean'ın sesi geliyordu. Dönüp arkama bile bakmıyordum. Sabah soğuğu yüzüme çarpıyordu. Hepsi beynimi bulandırmışlardı. Anlayamıyordum. Düşünemiyordum. Bu olanlar beni yormuştu. Bütün gün sokaklarda gezmiştim.. Ve sonunda güneş batıyordu...
______________________________________

*İHTİYAR*
-Lean. Onu rahat bırakmalıyız . Bu kadarı ona ağır geldi. Yalnız kalması gerek. Yalnız kalıp düşünmeli.
-Şimdiye dek soğuk kanlılar peşine düşmüşlerdir. Ona zarar verirlerse.. O aptal bunları anlamıyor.
-Merak etme.
-Ne olacağını bilmiyoruz .
-Merak etme ne olacağını bakıp göreceğiz. Böylelikle güçlerini anlamış oluruz.
-Peki büyükbaba dediğin gibi olsun. ______________________________________

İyiden iyiye akşam olmuş ay kendini göstermişti. Deniz kenarına gitmiştim. Arkada bir ormanlık vardı. Çok kuydu görünüyordu. Oturup denizin sesini dinliyordum. Rahatlamaya ihtiyacım vardı. Ellerimi kumda gezdiriyordum. Kum sıcak ve yumuşaktı. Kumların arasına gizlenen cam parmağımı derinden kesmişti. O anki acıyla elimi denizin serin sularına bırakmıştım. Kanım mavi sularda dalgalanıyordu..Kalbimse unufak olmuştu.Bu dinlediğim hikaye sorularıma yanıt vermiyordu.Ben kimdim ? Babam kimdi? Lean kimdi? Şimdi sorularım bir dağ gibi beni eziyordu. Bu yaşlı adam birden bire bana Allen demeye başlamıştı. İşin kötü tarafı bu adı benimsemiştim. Korkuyordum. Belki kendimden ? Belki de vampirlerden! Tamda bu düşüncelerle kafam derinlere dalarken birden...

Buzdan HayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin