Bölüm 5

116 8 0
                                    

Çaresiz bir gerizekalı gibi koridorda yürürken neyseki şanslıydım. Şu siyah saçlı kızı gördüm. İsmi neydi ? Imm. Hıh şimdi hatırladım. Sanırım Aldis. Tabi ya. Hemen yanına gidip selam vermeyi bile düşünmeden "Müdürün odası nerede biliyor musun ?" dedim öküzümsü bir ifade ve uslu bir hanımevladı tavrımla. "Yemekhane kapısının karşısındaki büyük kapılı olan yer tatlım " dedi küçük bir tebessümle. Kusursuz bir güzelliği var bu kızın. Siyah beline kadar olan saçları , ince ama biraz balıketli olan fiziği. Yeşile kaçan mavi gözleri ve dolgun dudaklarıyla güzellik kelimesinin anlamı bence.

Teşekkür ederek yanından ayrıldım. Yemekhanenin karşısındaki müdürün odasını görür görmez akciğerim ağzıma gelecek derecede olan nefesimi kontrol edip müdürün odasının kapısını tıklattım. İçeriye girdim , saçlarımı kulağımın arkasına aldım ve başımı hafifce önüme eğdim. "Beni çağırmışsınız Bay McCall" dedim. " Öncelikle kafanı kaldırabilirsiniz Bayan Bradshaw , rahat olun. " dedi klasik resmi bir eğitimci tavırla. Sonra " Burada seninle bir sorunumuz yok fakat baban burada ve galiba biraz içkili. " diyerek devam etti. Kafamı kaldırdım babam karşımdaydı. Lanet olsun. Evde aşağılandığım yetmiyormuş gibi bide burda mı ? Hayır olamaz. Yine ne istiyor bu ? Ondan şuan kafasını pencerenin arasına koyup bedeninden tamamen ayrılana kadar pencereyi açıp kapatacak şekilde nefret ediyorum. Net. Garanti.

"Bayan Bradshaw isterseniz bugün evinize gidebilirsiniz , benimde küçük edindiğim bilgilere göre konuşmanız gereken önemli konular olabilir." dedi ciddi ama iyimser bir şekilde. Çaresizliğin dibine vurdum resmen. Neler oluyor , neler dönüyor , ne önemli , ne önemli değil , ne konusu , ne bu kadar ciddi olan ne ? Anlamıyorum. Biri şu kafamdaki sorulara kapat tuşu falan koysun. Çok ciddiyim. Kafayı yemek üzereyim. Help me..

Aşk sen bi susar mısın ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin