Bölüm 7

114 8 1
                                    

Babamın diğer kolundan tutup omzuna almış öylece hiçbirşey demeden devam ediyordu. Ne olduğumu anlayamadım. Nasıl ? Neden ? Niyeeee ?? Sinirlenmiştim. Öfkeyle aniden durdum. " Ne yaptığını sanıyorsun ! Ne bu ?Saçma mısın sen ? " dedim bağırarak. Lanet olası çekiciliğine artı bir gülüş attı ve "Görevimi " dedi. Bu yaratığın amacı neydi böyle ? Ve neden bu kadar çekicimsi davranıyordu.

Afallamış bir şekilde ilk önce yarı uyanık olan babama sonrada çekici yaratık Alburn 'e bakarak. " Ne saçmalıyosun sen ? Ne görevi bu ? Lütfen çekilir misin önümden. Ben halledebilirim. " dedim. " Sözünü dinlemediğim takdirde beni hiç acımadan ve üşenmeden tek tek parçalara ayırabilen bokkafalıkta master yapmış bir adamdan bahsediyoruz , kapa şu çeneni. " dedi. Gözlerindeki karanlık ve ses tonundaki kızgınlık beni oldukça ürpertmişti. Sinirli gözüküyordu. Sesimi çıkarmadan yürümeye devam ederken gizlice onu izliyordum. Dişlerini sıktığı yanak boşluklarının hafif hareket edişinden belliydi. Şaka değil gerçekten sinirlenmişti. Hızlı ve sert adımlar atıyordu. Sonunda eve varmıştık. İçeri girdik. Saçlarımın arasından tekrar ona baktığımda hala siniri geçmemişti. Anlaşılan geçmeyecektide. Dudağımı ıssırarak elimle saçımı sağ kulağımın arkasına aldım. "Özür dilerim" dedim yanaklarım kızararak , sessiz ve kısık sesle. Ve tekrar ona baktım. Gözlerim mavi gözlerine değdiğinde , o derinlerdeki karanlık bakışları artık yoktu. Daha farklı bakıyordu. Mavi deniz artık yeşil denizde durulmuştu. Elini kaldırıp yavaşça yanağıma doğru yaklaştırdı. Ve yaklaştırdıkça sıcaklığını hissediyordum. Tam yanağıma dokunacakken birden kaçırdı ellerini. Sanki korkuyordu. Kafasını eğdi ve tekrar bana baktı "hoşçakal" diyerek birdaha arkasına dönmeden kapıyı kapattı ve evden çıktı. Öylece onu izledim. Şaşkınlıkla , bir daha asla durduramayacağım kalp atışlarımla , çaresizce , afallamış bir şekilde ne olduğumu neye uğradığımı nilemeden bakıyordum. Az önce ne olmuştu öyle. Neden böyleydi. Hemen koşarak arkasından çıktım. Yoktu. Daha ileri gittim. Yoktu. Dahada ileri gittim. Hava iyice kararmıştı ve sokak ışıkları sayesinde önümü görebiliyordum. Issız ve sessizdi heryer. Durdum. Ne yaptığıma baktım. Neden peşinden sürüklendiğime. Ve sonunda dizlerime yenik düşerek yere çöktüm. Neden herşey garipleşiyordu. Babama ne olmuştu ? Önemli konu olan neydi ? Ve daha sonrası Alburn. Her yeni eklenen bir olay kafamın dahada karışmasına ve yorgun düşmeme neden oluyordu. Düşüncelerimden kurtulup ayağa kalktım. Korkuyordum. Ve titremeye başladım. Hızlı atabildiğimce adımlar attım. Güçsüz hissediyordum. Karşıda duran birkaç içkili adam vardı ve kendinde olmadıkları kesindi. hızlıca yanlarından geçmeye çalıştım. Seslerini duydum. Bana seslendiklerinde çok emindim. Hiçbir şekilde oraya bakmadım ve bir an önce eve girmek için koştum. Gözlerimden akan yaşlara hakim olamadım. Bana doğru koştuklarını hissedebiliyordum. Arkama baktım. Gülerek bana doğru koşuyorlardı. İki kişiydiler. Nefes Nefese kalmıştım. Ve biri kolumdan tuttu " Bağırmak için ağzımı açtığımda ise diğeride ağzımı tutarak gülmeye başladılar. Kulağımın yanında yankılanan sesleri midemi bulandırıyordu. Bağırmaya çalışıyordum ama bağıramıyordum. Daha sonra ellerini çektiklerini ve bir gürültü duydum arkama baktım..

Aşk sen bi susar mısın ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin