Buldum! Bir yolu var. Bana uyacağından emin değilim ama...
Denemekten ne zarar gelir, diyecektim ama Evimizin güzelim kameraları da aklımda ki son planı mahvetmişti. Banyoya da koysaydınız kamera. Ben aklımda plan yapmaya çalışırken artık Jungkook ve ben yani karakterlerim kafalarına göre konuşmaya başladığı an -yani çıldırmak üzere iken- sevgili öğretmenim içeri girdi.
Peki ona onun istediği gibi davransam...
"Günaydın Jungkook-nim!"
Şaşırmış bir ifade vardı yüzünde neşeli sesimle söylediğim cümlenin ardından iki kaşı tuhaf bir hal almıştı. -ee sonunda yola geldin demek- der gibi bakıyordu. Sence jungkook-nim ben Park Chaenyoung yola geldim güldürme yani.
"Gitmeden önce sana söylediğim konuya biraz baktın mı?"
"Baktım, ama siz de bir kez üstünden geçseniz iyi olur."
"Tamam, başlayalım o halde."
Sandalyesi dibime girmiş bir halde tüm özel alanlarımızı ihlal ediyorduk, eğer sandalyenin köşeleri kıvrımlı olmasa yapışacaktık resmen. Konuyu anlatırken göz ucuyla arada bir ona bakıyordum. O da her anlatımdan bir bölüm bitirdiğinde "anladın mı?" Derken bana dönüyordu. İlk başta az daha yakalanıyordum. Aklım çıkmıştı.
Son bölümü tamamladığında tamamen bana dönmüştü. o -anladın mı?- diye sorarken verdiği nefesi boynumu okşuyor ve gıdıklanmama sebep oluyordu. Bir insana nefes almak da mı yakışır be tanrım!?
Ben onu izlerken o ise test kitabımı önüne almış bazı soruları işaretliyordu. Bitirdiğinde test kitabını önüme koydu. Sorular zordu açıkçası, yanlış yapmaktan korkuyordum. Kitaba öyle gömülmüştüm ki... Saçlarım salıktı ve her şeyi kapatıyordu. Bir kaç kez kafasını çevirmesine rağmen -büyük ihtimalle gidişatıma bakmak istiyordu.- Kemikli eliyle saçlarımı kulağımın arkasına ittirdiginde titrememe engel olamamıştım.
Hafif kıkırtısı kulaklarımı doldururken utançtan domates gibi olduğuma emindim. "Utanınca çok güzel oluyorsun." Ne dedi, ne dedi! Kalbim çıkacaktı biraz daha aynı hızla atarsa (🐎⛰️) /espriyi anlayan/ Kafasını benim ki ile aynı seviyeye getirip önce soruya sonra bana baktı. 15 soru için yaklaşık yarım saattir uğraşıyordum. Test kitabını kendi önüne çekti, ve yaptığım işleme çizgi çektiği an kalbim çıkacak gibi oldu.
"Gidişatın doğru, eğer az önce ki gibi devam edersen cevabı bulursun Chaenyoung, ama akşama kadar anca, ve sınavda sana özel altın süre vermeyecekler Chae. Şimdi göstereceğim yöntemi- lafını çenesinden tutup kendime çevirmem ile bölmüştüm. O an ne yaptığım umurumda değildi. Kendime artık karşı koyamayacak kadar çoktu içimde ki istek. Bir anda dudaklarına yapıştığım da resmen bunu bekliyor gibi bana karşılık vermişti. Yerimde rahat edemedim. Hafifçe ayaklandığım da bacaklarını benim için hazırlamıştı. Ben kucağındayken ellerini belime koymuş beni iyice kendine bastırıyordu.
O sırada kapının tıklatılması ile hızlıca kendi sandalyeme oturdum. Boğazımı son kez temizledim ve "gir!" dedim. Hizmetçi kadın meyve tabağı getirmekten özellikle -yanlış zamanda- getirmekten ne zaman bıkardı!?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Math Teacher
FanfictionDerslerimden memnun olmayan ailem -zaten hiç bir zaman memnun olmadılar.- bir matematik öğretmeni tutmuştu. Jeon Jungkook & Roséanne Park Chaenyoung Rosé #42