Bu gün dersimiz yoktu. İzin günüydü. Bangchan ile beraber gezecektik. Sabah kahvaltısından sonra Chan ile ufak Kore gezintisinin ardından bir cafeye girdik. Evden baya bir uzaktaydık. Bir cafeye girip oturup bir şeyler yemeye karar vermiştik.
Dışarıya bakan bir masa seçmiştik. Kısa bir sürenin ardından Chan konuştu,
"Aa şu senin matematik öğretmenin değil mi, yanındaki kız kim acaba?"
Demesiyle baktığı tarafa dönmüştüm. Chan'in dediği gibi Jungkook ve yanında mini elbiseli kısa saçlı perçemli bir kız vardı.
Neden böyle şeyler hep benim başıma gelirdi ki...
Kalkmak istediğimi söyledim, Chan anlamdıramasa da sorgulamadı. Kalktığımızda Chan'in elini tuttum. O sıra Jungkook'ta bizi görmüştü. Mükemmel zamanlama. Gerçi bana neydi ki onun hangi kızla nerede ne yaptığı...
Dün ki olayı düşünüyordum, aynı zamanda derse hazırlanıyordum. İçeri girdiğinde gözleri direk gözlerimi bulmuştu. Kitabımın kaldığımız sayfasını açtım. Suratımda çok düz bir ifade vardı.
"Ödevini yaptın mı?"
Hiç bir şey söylemeden 500 soruyu çözdüğüm 3 kitabı çıkardım. Gösterdim. Başlangıçlarına ve son kısımlarına imza atmıştı.
Tekerlekleri olan sandalyeyi yan çevirdi ve bana doğru dönük olarak oturdu. Kolunu da sandalyenin yaslanma kısmını attı.
Sigara çeker gibi derin bir nefes aldı ağzını aralamadan.
"sorun ne Chaenyoung?"
Susuyorum, çok yalnız kaldım işte.
Nasıl geçer zaman böyle ölüme yakın uykulardayım.
Başkaları görmez, bilmez, duymaz.
Kendi kendime tarifsiz, sebepsiz
"Bir sorun yok." dedim umursamaz tavırlarımla.
"Beni mi kıskandın?"
Küçümseyici bir ifadeyle güldüm. "Ne alaka, ben seni niye kıskanayım. Ben öptüğüm her adamı kıskansaydım ohoo."
Sandalyemin kenarından tutup kendine doğru çekti. Yakınlaşıp öpmek istemişti, ancak ben karşılık vermemiştim. Dudaklarını büzdü ve "Kuzenimdi Chaenyoung. Uzakta oturuyorlar yakında evleniyor bu yüzden ziyaretine gitmiştim."
"Napim?"
"Karşılık ver." demiş ve tekrar öpmüştü belki tekrarı olmaz diye karşılık vermiştim. 15 dakika boyunca naz yaptığım için 45 dakikamız kalmıştı. Beraber derse devam etmiştik.
Ders bitiminde ikimizde birbirimize dönmüştük ve gülerek konuştu.
"küsmeyelim,
hiç mi hiç küsmeyelim
kavga etmeyelim
emsalsiz sevgilim
hiç darılmayalım
sus pus somurtmayalım
ben yoksa naparım
gel bi sarıl bakalım" demesiyle birbirimize sarılmıştık.
Sonra da gitmişti. Tüm gece emsalsiz sevgilim demesini düşünmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Math Teacher
FanfictionDerslerimden memnun olmayan ailem -zaten hiç bir zaman memnun olmadılar.- bir matematik öğretmeni tutmuştu. Jeon Jungkook & Roséanne Park Chaenyoung Rosé #42