Yanıyor gibiydim, sıcaktı ve susamıştım (ayrıca beynimde hasar olma ihtimali yüksek). Taş gibi yerde zıbarık kaldığım için sırtım tutulmuştu. Shuichi kelimenin her anlamıyla ananı sikim.
Shuichi: Amına koyim ben kafama çalar saat yedim nasıl senden daha az hasar almış olabilirim
"Ne dion aq" dedikten sonra etrafıma bakınmaya başladım. Terkedilmiş çölümsü biyere benziyordu. Üstümü biraz yokladım ve telefonumu aramaya başladım. Arak çekmiş orospu çocukları. Saihara-chan'a döndüm:
Kokichi: Nerdeyiz lan biz amına
Shuichi: Suriye'deyiz
Kokichi: Ne Suriyesi amk
Shuichi: Bizi cami avlusuna bırakmışlar hacı müminin biri evlatlık alsında imana gelelim diye ama tüm arabikler tr'ye kaçtığı için buralarda kimse yok göt gibi kaldık.
Kokichi: Nerden bilion tüm bunları oç-
Shuichi: Not bırakmış orospu çocukları ordan biliom
Kokichi: Mantıklı yoksa beynin yetmezdi
Shuichi: ......
Kokichi: Bu caminin şadırvanı yok mu aq aç susuz duruyoz burda
Shuichi: Şadırvan yosun tutmuş kullanılmadığı için, bakkallar falanda kapalı çünkü işleten kimse yok. Sıçtık yani.
Kokichi: E bi çıkıp bakalım aq belki bi yer falan buluruz.
Shuichi: Aga sen zıbarıkken ben bi gezim dedim. Bi iki kişi gördüm sikecek gibi baktılar bi daha çıkmaya götüm yemedi.
Sik gibi kalmıştık. Enayi gibi avluda durmak yerine caminin içine girdik. Dışarıya göre daha seridi.
Sıkıntıdan imam roleplay'i yapmaya başladık. Habibi flip yaparak tespih falan çektik. En kötü ihtimalle yarabbi-sama belamızı verirdi.
Yarım saat sonra falan dışardan motor sesleri gelmeye başladı. Başta bunun bir lütuf olduğunu düşündük. Ama motordan inen kişinin Johnny Sins olduğunu görünce Allah'ın cidden belamızı verdiğini anladık.
Adam motorunu park edip yürümeye başladı. Ama motor nası bi motor var ya... egzoz borusuna soksa herif haklı derim öyle bişey.
Shuichi: AL HERKES SİKECEK GİBİ BAKIYO DEMİŞTİM
Kokichi: Siktiret şimdi onu aq motoru çalıp kaçalım
Shuichi: ehliyetin mi var olm tam olarak neyle sürüceksin o motoru
Gururla gülümseyip Saihara-chan'a baktım ve şunları dedim:
"Benim babam İsmail YK fanıydı yeğenim"
İnandı
Camiden çıkıp motorun yanına gittik. Kablolarla random attıktan sonra düz kontak işinide hallettik. Havalara girip öne oturdum, Saihara-chan arkama geçti. "Bana güvenmiyosan İsmail YK'ya güven olm" diyip rahatlatıyordum onu.
Ama amk motoru ben daha elimi gidona koymadan fırladı. Meğer ben bi sik bilmiyomuşum.
Sanırsın 160 km'le gidio kodumun motoru. Saihara-chan arkamda bana ana avrat sövüyodu. Bende biyerlere dalmamaya çalışıyodum. Daldım tabi. Bar gibi biyere gelmiştik. Saihara-chan hala sövüyodu. "Ben bi içeri bakim, sen dışarda kal motoru kolla belki sikerlerde kurtulurum senden" diyip içeri girdi. (Yazar notu: evet bu bi saiouma fic'i)
Yarım saniye oldu olmadı Saihara-chan koşarak içerden çıkıp kolumu tuttu ve yine beni arkasında koşturmaya başladı. Tam "yine ne die kolumun eşgalini yamultuyon oç" diye bağıracakken arkamıza bizi kovalayan Johnny Sins'i farkettim. Herif yakalayıp sikse haklı çıkar motoruna yaptığımız şeyi düşününce-
Kaçarken önümüze bizim yaşlarımızda bi kız çıktı ve bizi yönlendirmeye başladı. Kız bi yerden tanıdık gelmişti o yüzden Saihara-chan'a uno reverse attım ve *ben* onu kolundan çekmeye başladım. Kız bizi bi eski bi eve getirdi ve "ses yapmayın hacı ninem içerde uyuyo" dedi. Ve bende kızı tanıdım.
Aynı imam hatip lisesine gittiğim Angie Yonaga.
Mümine Angie: Burda güvende olursunuz
Kokichi: Lan sen napıon burda.
Mümine Angie: Hacı babannemi ziyarete geldim bide burda kuran kursuna gitçem atuallah'ın izniyle.
Shuichi: Allah kabul etsin
Mümine Angie: Eyvallah
Kokichi: Lan sen zaten hatim etmemiş miydin-
Sessizlik oldu. Bize yiyecek bişeyler hazırlama bahanesiyle gitti. Etrafa bakınmaya başladık ve bi bidon dolusu su bulduk. Sanırım kireç tutmuş biraz renginin eşgali bozuktu ama siklemedim o an. Bardak derdine bile girmeden aldım bidonu diktim. Suyun tadı baya değişikti ama burdaki çeşmelerin haline bakınca normal sanırım.
Rahat çeyrek litre dikmişimdir (yazar notu: yarasın koçuma afied)
Bidonu Saihara-chan'a uzattım. Oda bidonu aynen dikti. Diktiği gibi tükürüp "CUM LAN BU" die bağırmaya başladı...
Kokichi: Cum'ın tadını nerden bilion aq
Shuichi: ÇEYREK LİTRE KİMİN OLDUĞU BELLİ OLMAYAN Bİ CUM İÇTİN VE BUNA MI TAKILDIN-
Mutfak olduğunu farz ettiğim yerden "HASSİKTİR" diye bi ses yükseldi. Ve daha sonra Angie-chan koşarak salona geldi
Mümine Angie: HACI BABANNEMİN CUM KOLEKSİYONUNU MU DİKTİNİZ
Shuichi: NE BİÇİM HACI LAN BU
Kokichi: NİYE CUM'INI BİDONA BİRİKTİRİP SALONA KOYUYO
Müminle Angie: Orası uzun hikaye ve sizi alakadar etmiyo. Ama eğer uyanırsa ve bidonu bu halde görürse hiç iyi şeyler olmaz. Kaçmamız gerek.
Shuichi: Nereye kaçıcaz olm
Müminle Angie: Hava limanı biliyorum bi tane ordan tr'ye kaçabiliriz
Kokichi: biletimizde yok paramızda ne bok yicez orda aq
Mümine Angie: Eğer yol boyunca habibi flip atarsanız has suriyeli olduğumuza inanırlar ve bilet sormazlar.
Yaşadığımız herşey gibi buda çok saçma geliyodu. Saihara-chan'dan içmeyi beklediğim şeyi 5 günlük ömrü kalmış bi hacıdan çeyrek litre kadar içmiştim. Bunu yazan yazarın beynini sikim.
Angie-chan bizi hava limanının önüne getirdi ve bize sadece besmele çekip habibi flip atmamızı ve önümüze gelen ilk uçağa binmemizi söyledi. Aynen öyle yaptık. O konyaya gideceğini söyleyip farklı bi uçağa bindi. Bizde hangi uçağa bindiğimize bile bakmadan sadece habibi flip atıp besmele çekerek bi yok geçirdik.
Bikaç saat sonra uçakta pilotun kudretli sesi yükseldi:
لقد دخلنا حدود مقاطعة أضنة ، يرجى تجهيز"
"إلله يا سكيتولي العرا
Translate: Adana il sınırına gelmiş bulunuyoruz, valizlerinizi hazırlayın.
-2. Bölüm sonu-
- ben Rua selam yazarin agasiyim onun yerine wattpade yukluyorum bu cok heyecan verici ve surukleyici hikayeyi ve fotografimedyaya koyamadim ozur googledan giriyom 😔💪 bunu demek icin kendimi tanitma geregi duyfum 🫶🫶💖