"Neden otele geldik ki?" diye sordum odaya girer girmez. Cevap vermeden yatağa uzandı, solunda kalan boşluğa eliyle vurarak beni yanına çağırdı, boşluğa uzandım. Sağ tarafıma dönüp ona baktım. Hemen sonra sorduğum soruya cevap verdi. "Paparazziler evimin önünde ve şirketin önünde bir açıklama için bekliyordur, burada kalalım. İki güne bitmiş olur." diye açıklama yaptığında hayatının zor olduğunu düşündüm.
Sol elimi uzatıp yanağını okşadım, kafamı yatak çarşafından hafif kaldırıp ona doğru yaklaştım ve saçlarını öptüm. Gülümsedi. "Ben duş alıp geleceğim." deyip kalktım sonra. "Tamamdır."
Banyoya girdim, hızlıca bir duş alıp çıktım ve sabah giydiğim pantolonu giydim tekrardan. Kirlenmemişti bugün. Fakat tişörtüm hep batmıştı, bu yüzden onu giymedim. Taehyung'un yanına gidip "Ne giyeceğim?" diye sordum. "Arabada ne olur ne olmaz diye birkaç yedek kıyafet vardı, birine söyledim o getirecek on veya on beş dakikaya."
"Anladım," diye mırıldanıp yatağa, eski yerime uzandım. Sağ kolumu başımın altına koymuştum bu defa. Sol kolumu da boş tarafa uzattım, Taehyung da duşa girmişti. O benden daha çabuk çıktığında, yanıma uzanıp kafasını uzattığım koluma koydu. Kafamı yana çevirip kapalı gözlerine baktım bir süre.
Göz kapakları çok güzeldi Taehyung'un. Benleri çok güzeldi, kirpikleri çok güzeldi, esmer teni çok güzeldi, dudakları çok güzeldi. Her şeyi çok güzeldi Kim Taehyung'un, güzel deyip geçilemeyecek kadar güzeldi. "Taehyung," diye seslendim. Gözlerini açmadan "Hım?" diye mırıldandı.
"Göz kapaklarını öpebilir miyim?"
Kapalı olan gözlerini açıp şaşkınca bana baktı, ne dediğimi anlamak ister gibi öylece sustu. Daha sonra "Sorman hata." deyip bana doğru yaklaştırdı yüzünü. Gülümseyerek önce sağ, sonra sol göz kapağını öptüm. Sakin gibi görünmeye çalışsam bile ne kadar başarılı olduğum tartışılırdı, içimden çığlıklar atıyordum çünkü. Gülümsememi engelleyemedim. Gülümsemem büyüdü ve kıkırdamaya başladım. Kolumu kafasının altından çekip ellerimle yüzümü kapatarak güldüm. "Sorum çok utanç vericiydi." diye söylendim gülerken.
Ellerini uzatıp yüzümü kapattığım ellerimi tutup yüzümden çekti. "Utanç verici değildi, aksine çok sevimliydi." dedi gülerek. Bir şey demeden öylece ona baktım. Şu an üst bedeni bedenimin üstündeydi, aramızda biraz boşluk vardı. Kollarımı boynuna doladım. "Çok güzel olduk ya bence."
"Bencede çok güzel olduk bi'tanem."
Bir tanem deyişine gülümseyip kafamı biraz kaldırarak dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum, geri kafamı yatak çarşafına yasladım. Yan ağız sırıtıp yeterince yakın değilmişiz gibi yüzünü iyice yakınlaştırdı bana. Ne yapacağını bilmiyordum, ellerimi boynundan çekmeden öylece bekledim. Gözlerini kapattı ve dudağımı öptü. Yine öpüşüyorduk.
Sağ eliyle belimin kenarını okşadığında, üstümde kıyafetimin olmadığını hatırladım, anlık gelen utanma duygusuyla onu kendimden biraz uzaklaştırdım. Gerçi buna uzaklaştırmak denir miydi emin değilim, hâlâ dip dibeydik.
"Ne oldu?" diye sordu. "Taehyung, üstümde bir şey yok." diye mırıldandım. Söylediğim şey saçmaydı, farkındaydım. Zaten Taehyung'la beraberken hep saçmalıyordum. "Yani? Bu öpüşmemize engel değil." deyip yine dudaklarıma yaklaştı. Gözlerimi kapatıp dudaklarını bekledim, fakat aniden çalan kapı yüzünden öpüşemedik. Dudak büzüp kalktı üstümden ve kapıyı açmaya gitti.
Hemen sonra yanıma gelip elindeki poşeti gösterip, "Kıyafetler." dedi ve poşeti bana uzattı. Poşetten kendime geniş beyaz bir tişört ve bir eşofman çıkartıp banyoya doğru ilerledim. "Benim çıkmamı bekleme, odada giyin." dedim banyoya girmeden hemen önce. Başıyla onayladı beni.
Çabucak kıyafetleri giyip odaya geri döndüm. Şimdi ne yapacağımızı bilmiyordum, bilmemek gerilmeme sebep olmuştu.
Odaya girdiğimde Taehyung benimki gibi beyaz olan tişörtünü daha yeni üstüne geçiriyordu. Geldiğimi görünce gülümsedi. "Balkona çıkmak ister misin? Sen duş alırken bir göz attım, çok serin."
"Olur tabii." dedim ve balkona geçtik.
Balkon çok büyük değildi, orta büyüklükteydi olması gerektiği gibi. Yan yana iki tane sallanan sandalye ve sandalyelerin hemen önünde küçük bir sepha vardı. Manzarası dağlara bakıyordu, sisli dağlara. Huzur verici bir yerdi. Şehrin içinde olsak bile, şehirden uzak, sadece biz varmışız gibi hissettiriyordu.
Balkonu incelemeyi bitirince "Kahve ister misin?" diye sordum Taehyung'a. "Hayır, kendine yap." dediğinde başımı sallayıp balkondan çıktım ve kendime hemen bir kahve yapıp Taehyung'un yanına geri döndüm. Elinde sigarası vardı, sonuna gelmesine az kalmıştı. "Sigara içtiğini bilmiyordum." dedim kahvemi sehpanın üstüne koyup sallanan sandalyeye oturduğumda.
"Artık öğrenmiş oldun. Karşı mısın sigaraya?"
"Hayır değilim, arada sırada bende içiyorum. Ama çok sık değil, en son bir ay önce falan içmişimdir. Bağımlı değilim yani."
Elindeki sigarayı biraz bana doğru uzatıp "İçmek ister misin?" diye sordu. "Olur," deyip biraz eğilerek sigarasından içtim. Dumanı içime çektiğimde gelen sıcaklık hissi, sigaranın ağır oluşundan dolayı boğazımı yaksa da sorun etmedim. "Peki ya sen bağımlı mısın?" diye sordum. "Evet." dedi kısaca ve sigarasından bir kez daha içti.
Üflediği her bir dumanda etraf daha çok sigara kokuyordu, çoğu zaman insanları rahatsız eden bu koku, benim çok hoşuma gidiyordu. Özellikle de sigara içtikten sonra ele sinen kokuyu seviyordum.
Taehyung bana bakıp dizlerini pat patladı. Başta anlamayıp kaşlarımı çattım, daha sonra demek istediği şeyi anlayıp alt dudağımı ısırdım. Yerimden kalktım ve ona doğru yaklaşıp kucağına oturdum. Sağ elinde sigarasını tutuyordu ve sol eliyle de beni belimden destekliyordu. Ben ise ellerimi tutunmak amacıyla omuzlarına yerleştirdim.
İçine çektiği her bir dumanı gözlerime bakarak yüzüme üflüyordu. İçine bir duman daha çektiğinde sigarasının sonuna geldiğinden onu sehpadaki küllükte söndürdü. Küllüğün yanına bırakmış olduğu sigara paketinden bir tane daha çıkardı ve bana uzatıp "Yakmama yardımcı ol." dedi. 'Tamam' dercesine kafa sallayıp uzattığı sigarayı işaret ve orta parmağım arasına sıkıştırdım. Ağzıma götürdüğüm sigarayı çakmağının ateşiyle yaktı. Dumanını içime çektim.
Çakmağı yerine bıraktıktan sonra sigarayı almak için elini uzattı, ona vermeden bir kez daha içime çektim dumanını ve ona yaklaştım. Ağzımın içine çektiğim dumanı onun ağzına üfledim. Yani kısacası ağzımdaki dumanı onu öperek ona verdim. Geri çekildiğimde ağzına üflediğim dumanı bana bakarak dışarı üfledi. Gülümsedi. Sigarasını ona verdim.
Esnedim, uykumun geldiğini fark ettiğinde belimdeki elini biraz yukarı çıkartıp baskı uygulayarak göğsüne yaslanmamı sağladı. Göğsüne sokularak uyudum o gece. Esen soğuk havaya rağmen o balkonda üstümüzü örtmeden uyuduk. Büyük ihtimalle üşütecektim, ama sorun değildi. Yaptığım kayveyi unutup, kendi kokusuyla karışan sigara kokusuyla beraber derin bir uykuya daldım.
-
hyuninls
Hesabımda hyunin'e ayrı bir fic yazacağım, okumak isteyen olursa okuyabilirBazı kısımlar -smoke kiss kısmı ve son paragraf başta olmak üzere- hiç içime sinmedi ☹︎
Ben kaçar