Dudaklarımızı ayırdığımda ikimizde nefes nefeseydik. Ne yapmıştım ben? Henüz hoşlandığımdan bile emin olmadığım birini öpmüştüm. Harutoyu öpmuştüm.
"B-ben özür dilerim."
Haruto yüzümü avuçladığında kalbim tekrar hızlı atmaya başlamıştı. Beni öldürmeye mi çalışıyordu?
Tekrar yüzünü yüzüme yaklaştırdığında kendimi geriye çektim.
"Sorun ne?"
"Ben bilmiyorum haruto. Emin değilim."
"Neyden emin değilsin? İlk önce beni öpen sendin?"
"Evet ama ben senden hoşlanıyor muyum emin değilim. Duygularınla da oynamak istemiyorum. Lütfen anla beni."
"O zaman neden öptün beni?"
"Bir anlık bir şeydi üzgünüm. En azından kendimden emin olana kadar-"
"Çık evimden."
"Haruto ben seni düşündüğüm içi-"
"Çık dedim. Mümkünse uzun bir süre uğrama."
"Haruto beni bir dinle. Seni seviyorum. Biliyorum sen de beni seviyorsun ama bana yanlış geliyor. İki erkeğin, ne bileyim normal gelmiyor."
"Junkyu."
Yalvarırcasına gözlerine bakıyordum.
"Çık."
Kafamı eğip çıktım evinden. Ağlıyordum şimdi. Neden bilmiyordum ama yaşlar akmaya devam ediyordu.
Yakındaki bir parka oturup sadece ağladım. Ne kadar sürdü bilmiyorum ama artık gözlerimden yaş gelmiyordu. Zar zor Jihoonu arayıp beni almasını istedim.
Bir taksi parkın yanında durdu. İçinden Jihoon çıkıp koşarak yanıma geldi. Yüzümü avuçladı.
"Ne oldu Junkyu neden ağliyorsun?" tekrar ağlamaya başlamıştım işte.
"Tamam gel eve gidelim konuşuruz sonra."
Beni kucağına alıp taksinin arka koltuğuna yerleştirdi. Öne oturmayıp o da arkada benimle oturuyordu. Taksiciye geldiği yoldan geri dönmesini söyledi. Ben de bacağına koymuştum kafamı. Saçlarımı okşuyordu o da. Onun evinin önünde taksiden indik.Hiçbir şey anlatmak istemiyordum. Neredeyse gece yarısı olacaktı ama ben hala tek kelime etmemiştim. Tıpkı taksideki gibi saçlarımla uğraşıyordu.
"Aç mısın? Birşeyler hazırlayayım mı sana?"
Kafamı iki yana sallayıp biraz daha yaklaştım ona. Çok kötü hissediyordum kendimi. Suçluydum. Tekrar öpeceği zaman hiçbirşey demeyip karşılık vermeliydim sadece. Aptalın tekiydim.
"Junkyu bana bak."
Kafamı tutup kendine çevirdi.
"Ne oldu. Anlat lütfen. Sen de üzülüyorsun ben de."
"Jihoon."
"Bana anlatabilirsin. Biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum ama anlatmaya korkuyorum."
"Söz veriyorum anlatman bitene kadar hiçbir şey söylemeyeceğim yeter ki meraklandırma beni. Ne oldu da sen bu kadar çok ağladın?"
"Haruto."
"Piç."
"Ya hani susacaktın? Anlatmıyorum."
"Özür dilerim devam et."
"Seninle ayrıldıktan sonra doyounga yazdım dişarı çıkmak için o da Jaehyuk hyung da var sorun olur mu dedi. Hani şu harutonun sevmediği Kevin. O işte. Ben de sorun olmaz dedim. Jaehyukun evine gittik beraber instagrama post attık falan. Haruto da bunları görmüş mesaj attı bana hemen yanıma gel diye ben de gittim. Sonra kızdı bana ben de itiraz ettim. Sonra şey."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
social media | harukyu
FanfictionJunkyu bir gün sosyal medyada ünlü olan japon çocuktan mesaj alır Ben Watanabe Haruto İş birliği için yazmıştım Başlangıç [20.07.22] Bitiş [17.09.22] 🥇 #yoshi [04.08.22] #harukyu [27.08.22] #hoonsuk [27.08.22] #jeongwoo[28.08.22] #yedam [04.09.22]...