Seungmin okul kapısında kendisini bekleyen Hyunjin'i görünce şaşırmıştı."Beni mi bekliyordun?"
"Evet, aynı yere gitmeyecek miyiz?"
"Gideceğiz, gideceğiz de, Jeongin de gelmiyor mu?" Hyunjin gülümsedi.
"Hayır, gelmiyor. O da arkadaşına gidecekmiş."
"Ona ne söyledin Hyunjin?"
"Bir şey söylemedim, sadece biraz geç gelirsin dedim." Seungmin belli etmeden gülmeye çalıştı.
"Neyse, artık gidelim."
"Tamam."
Eve ulaştıktan sonra Seungmin aklına gelen şeyle Hyunjin'e döndü.
"Ne yiyeceğiz?" Hyunjin gözlerini döndürdü, bunu mu düşüneceklerdi şimdi?
"Birazdan hazırlarız." Hyunjin salona geçerken Seungmin halen koridorda dikiliyordu.
"Şimdi hazırlasak, ben biraz acıktım da." Hyunjin gülümsedi.
"Pekala, mutfağa gidelim öyleyse."
"Kek mi yapsak?" Seungmin şaka yaptığını varsayarak güldü.
"Ne keki Hyunjin? Yemek yemeyecek miyiz?"
"Off, onu dışardan söyleriz. Şimdi kek yapalım." Seungmin biraz düşününce hak vermişti.
"Peki, nasıl yapıldığını biliyor musun?"
"Tabiki biliyorum, ben her hafta sonu kek yaparım. Sen hiç yemedin mi benim keklerimden?" Seungmin güldü, yalan söylediği çok belli oluyordu.
"Hayır, ilk defa yiyeceğim. Umarım yanık falan olmaz."
"Yanık mı? Duymamış olayım. Neyse, çok konuştuk. Hadi, iki tane yumurta çıkart dolaptan."
"Ben mi? Sen yapmayacak mısın?"
"Birlikte yapacağız Seungmin. Sen de ne tembel çıktın." Seungmin güldükten sonra dolaptan yumurtaları çıkardı, ardından da unu ve kabartma tozunu.
Hyunjin de diğer malzemeleri getirdikten sonra keki yapmaya başladılar.
Daha çok Seungmin yapıyordu, Hyunjin ne yapmasını söylüyordu. Seungmin onu dinlemese de dinliyormuş gibi yapıyordu.
Hyunjin'in kekin nasıl yapıldığıyla ilgili hiçbir fikri yoktu.
Sonunda her şeyi karıştırmışlardı ve kek kabını fırına atmak için hareketlendi Hyunjin.
Fakat fırının nasıl ayarlanacağı konusunda da bir fikri yoktu.
"Seungmin, bir baksana."
"Ne oldu?"
"Şu fırını ayarlayabilir misin?"
"Tabi ayarlarım." Seungmin fırını ayarlarken Hyunjin de onu izliyordu.
Fırını kapatıp kalktıktan sonra Hyunjin de peşinden kalktı.
Seungmin tezgaha yaslandıktan sonra kekin pişmesini beklemeye başladı, aynı şekilde Hyunjin de.
İkisi de hiç konuşmuyordu, bu yüzden değişik bir ortam oluşmuştu.
Hyunjin daha fazla dayanamadı ve inatla kendisine bakmayan Seungmin'in karşısına geçip yaslandığı tezgahın iki yanına ellerini koydu.
Seungmin bu yakınlığı beklemediğinden gözlerini kaçırdı.
"Seungmin, gerçekten benden hoşlanmıyor musun?" Seungmin bunu beklemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just a Game || MinSung
Fanfiction"Yalnızca bir oyun, en fazla ne olabilir ki?" diye düşünen Minho karşısında duran Jisung'un dudaklarına kendi dudaklarını bastırdı. Fakat bu, Jisung'un açısından yalnızca bir oyun değildi.