beş

2.1K 278 62
                                    

hayatın beklenmedik süprizlerine karşı neler yapacağınızı bilemezdiniz. buna karmanın getirileri de dahildi. ya da inananlar için kader de denilebilirdi. sonuç olarak hayat denen şey büyük bir sürprizden ibaretti.

hwang hyunjin'in han jisung için çalışması da büyük bir sürprizdi. beklenmedik ama güzel bir sürpriz.

her şeye rağmen heyecanlı olmaktan kendini alıkoyamayan hyunjin dansçılarla beraber pratik odasında bekliyordu. han jisung birazdan gelecekti, albümün ana şarkısını dinletecekti ve nasıl bir koreografi olacağı üzerine konuşacaklardı. yeni bir şarkıyı önceden duyacağı yeni dank ediyordu hyunjin'e. birden heyacanı daha da artmaya başlamıştı.

jisung ise hala endişeliydi. ön yargılı olmamaya çalışsa bile ilk izleniminin iyi olmadığı biri ile çalışmak onluk değildi. başka şansı olmadığını da biliyordu çünkü çok vakti yoktu. ya yeni birini bulmakla vakit kaybedip daha az pratik yapmak zorunda kalacaktı ya da hwang hyunjin'le çalışmak zorundaydı.

içeri girdi. dansçılar ayağa kalkıp saygıyla eğildiler hemen. jisung içlerinde kendilerinden büyükler de olduğu için bunu istemiyordu ama sözünü dinlemiyorlardı işte, o da uyarmaktan vazgeçmişti. bazen kore'nin bu saygı ifadelerine anlam veremiyordu.

ayak üstü nasıl olduklarıyla ilgili sohbet ettiler biraz. bu sırada hyunjin sessizce jisung'un diğerleriyle nasıl şakalaştığını ve iyi anlaştığını izlerken kötü hissetmeden edemedi. kendisini sevmediğini anlamıştı zaten ama şimdi bile onunla konuşmaması kalbini kırıyordu. gerçi bir yandan da işine geliyordu çünkü konuşsalar saçmalayabilirdi heyecandan. ne olursa olsun han jisung hayranı olduğu bir şarkıcıydı çünkü.

oturduğu yerden canlı canlı görebildiği kişiyi izlemeye başladı o da. mimiklerini, gülüşünü ve insanlarla sohbet ederken nasıl davrandığını inceledi. ünlülerin ekran başında farklı davrandığını biliyordu ama şu anda tanıdığını jisung'u izliyormuş gibiydi. samimi ve gülücükler saçan han jisung'u.

kendisi hariç herkesle anlaşıyormuş gibi gözüküyordu.

jisung daha fazla oyalanmaması gerektiğini fark edince sohbeti bitirdi. herkesi yakınına çağırdı ve toplanma sebeplerine geçmiş oldu.

"şarkıyı dinleyeceğiz, sonra hemen hemen nasıl bir şeyler istediğimi göstereceğim. tabi bunlar değişebilir şeyler. bana bağlı kalmak zorunda değiliz koreografi için."

son yirmi dakika içindeki ilk etkileşimleriydi bu. hyunjin başta yine herkese hitaben konuştuğunu sanmıştı ama direkt kendisine bakıyordu jisung. hyunjin heyecanını belli etmemeye çalışırken dikkatle dinledi onu ve onaylar şekilde başını salladı her seferinde. hem heyecanını belli etmemeliydi hem de han jisung'a hwang hyunjin'in kim olduğunu öğretmeliydi ayrıca.

jisung şarkıyı açtığında hyunjin yeni albüm dinliyormuş gibi heyecanlıydı ama bu sefer heyecandan çığlık atıp ne kadar güzel olduğunu bağırmıyordu tabii ki. onun yerine dikkatle şarkıyı dinlemeye başladı ve çaprazındaki şarkının sahibine baktı. jisung tepkileri ölçmek için salondaki herkese göz gezdiriyordu o sırada. göz göze gelmemeleri için başını eğdi hemen hyunjin. o kadar cesur hissetmiyordu şu anda.

şarkı başa sarıldığı zaman jisung durdurdu ve şarkı hakkında bir şeyler söylemeye başladı. ne hakkında olduğundan ve koreografinin de anlamına uygun olmasını istediğinden bahsetti. şarkı yirmilerinin başlarındaki gençlerin hislerinden bahsediyordu. onların çalkantılı hayatları, kaygıları ve korkularını anlatıyordu. hyunjin yine sözlerde kendisini bulmuştu bile.

jisung nasıl bir şeyler istediğini gösterirken herkes ortadaki onu izliyordu. çok hareketli figürleri olmasın istiyordu, zaten solo sanatçı olduğu için dansı çok da göz önünde olmazdı. arka dansçıların koreografisinde kendisinden farklılıklar olacağından ve onu da hyunjin'in ayarlayacağından konuştular. hyunjin bu süreç boyunca heyecanını kenara atıp profesyonelce dinlemişti onu. o gösterirken bile aklında canlanıyordu neler yapabileceği.

sweet chaos [hyunsung] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin