XVI

74 19 9
                                    


❆❆❆

"Önce o sırt çevirdi," dedi Yoongi.

"Bu, kulağa ortak bir kararmış gibi gelmiyor."

"Günün sonunda, ortak bir karar oldu. O sadece ilk dile getiren oldu. Bu konuda söyleyeceklerim de bu kadar."

Jimin arkasına yaslanmış, sohbete nasıl devam etmesi gerektiğini düşünürken, masaya genç bir kadın yaklaştı.

"Rahatsız ettiğim için üzgünüm," dedi,
"Ama sizi, senatör adayımız HyungWon için düzenleyeceğimiz büyük bağış toplama etkinliğine davet etmek istiyorum."

Onlara bir broşür uzattı. "Gelmenizi umuyoruz. Bay Won inanılmaz bir insan. İcheon'da büyümüş. Halka açık bir davet. Cumartesi günü saat üç ile altı arası, Bay Won'un limandaki evinde.

Harika yemekler, müzik ve tabii ki soru cevap şeklinde bir toplantı olacak. Bu sayede Bay Won'u daha yakından tanıma fırsatınız olacak. Sizleri de orada görmeyi bekliyoruz."

"Teşekkürler," dedi Jimin.

Gönüllü kız uzaklaşırken, Jimin senatör adayının fotoğrafına baktı. HyungWon çok çekici bir adamdı. Otuzlarının sonlarında olduğu görülüyordu. Açık kahverengi saçları ve kahverengi gözleri vardı. Bir fotoğraf çekimi için özel bir tarz belirlediği belliydi. Aynı zamanda çok da tanıdık geliyordu.

"Sanırım, bu adamı daha önce gördüm."

"Tabii ki gördün. Ona Harvard, arkadaşına da Yale derdik," dedi Yoongi.

Jimin, Yoongi'ye baktı.

"Bu adam, tüm partileri babasının yatında veren o züppe kolej çocuğu değil mi?"

"Aynen o."

"Belli ki hırsları, bir saatte kaç bardak birayı mideye indirebileceğini göstermekten öteye geçebilmiş."

"Görünüşe bakılırsa öyle. Bence bu bağış toplama etkinliği çok komik."

"Neden?"

"Çünkü o kendini daima herkesten üstün görürdü. Şimdi ise ona göre küçük insanlarla iç içe olmak istiyor, öyle mi?"

"Artık oy toplamaya çalışıyor."

"Aynen öyle. Biliyorsun HyungWon muhtemelen Bang-Si Hyuk'un oğullarıyla yaşıt," diye ekledi Yoongi düşünceli bir ifadeyle.

"Sanırım birlikte takılıyorlardı."

"Yine Si Hyuk'a döndük. Tüm yollar bizi buraya çıkarıyor."

"Burası küçük bir kasaba. Çok fazla yol yok."

"Doğru." Jimin broşürü kenara koydu. "Gidip resimlere bakalım mı?"

Yoongi başıyla onaylayıp ayağa kalktı; kalkarken yüzü buruşuyordu. Belli ki hâlâ acı çekiyordu fakat itiraf etmiyordu.

Kapıya doğru yürüdükleri sırada kapı açıldı ve içeriye bir kadın girdi. Uzun boylu ve ince yapılıydı; kısa, kahverengi saçları vardı. Siyah tayt, deri bir ceket ve son moda bir çift bot giyiyordu.

close as a wish: yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin