17. Bölüm

1.5K 251 131
                                    

Keyifli Okumalar...

Oy sınırı 60+

"Changbin şimdiye kadar bağırmıştır değil mi?"

"Evet."

Chan kolunu omzuma atıp beni kendine çekince uzun zaman sonra onunla tekrar aynısı gibi olmak ayağımı yerden kesiyordu. Dudaklarım bir saat öncesine inat iki yana kıvrıldığında bende bir kolumu beline sarmış omzumun üzerinden sarkan eline ise parmaklarımı geçirmiştim.

Beraber belli aralıklarla dizilmiş sokak lambalarını altında yürürken cebimde duran telefon yüksek sesle çalmaya başlamıştı. Önce Chan durmuş ardından ben durarak ondan uzaklaşıp şortumun cebinde duran telefonumu çıkarmıştım. Ekranda yazan yazıyla yüzümdeki gülümseme kaybolmadan cevap verdim.

"Efendim hyung?"

"S..Seungmin...yalvarırım yetiş!"

Menajer hyungun ağlayan sesiyle bedenim kaskatı kesildiğinde tüylerim diken diken olmuştu. Kulağımdaki telefondan kulaklarıma dolan ağlama sesleri vücudumu titrettiğinde korku dolu gözlerle bana merakla bakan siyah irislere baktım.
~~~~~~~~

Ben bugün kendimi tanıdım tanıyalı birçok duyguyu aynı anda yaşamıştım. Başlarda üzüntü ortalarda huzurla mutluluk sonda ise acı ve korku.

Ben bugün yıllar öncesine döndüm. Bir babanın acı feryadını, bir annenin kaybetme korkusunu bugün tekrar şahit oldum. Yıllar geçse dahi acı çığlıklar hep aynıydı hiç değişmemişti.

Hayatımda güvendiğim, bana hem baba hemde abi sıcaklığını hissettiren adam sırtını soğuk hastahane duvarına yaslayarak yere çömelip acıyla göz yaşı döküyordu. Kaybetme, en sevdiklerini kaybetme duygusunun pençesinde göz yaşı döküyordu.

"Hyung...hyung lütfen kendini bırakma."

Bunlar içi boş cümlelerdi. Ne söylesem ne yapsam onun için bir şey ifade etmiyordu. Korkuyordu, koca beden iki büklüm olup öne arkaya sallanarak korkusunu belli ediyordu. Sevdiği eşi içeride çocukları için mücadele verirken kendisinin burada olması onu hem korkutuyor hemde endişelendiriyordu.

Hastaneye geleli neredeyse iki saat olacaktı. İki saate yakın Sullyon abla kapalı kapının ardında savaş veriyordu.

Benimde gözümden yaş aktığında kendimi suçladım. Ben kötü olduğunu fark eden ilk kişiydim ama ona hastahaneye gitmesini, onu hastahaneye götürmeyi teklif etmemiştim. Benim burada çok büyük suçum vardı, günlerdir kendi derdime düşerek onları boşlamış restoranla ilgilenmemiştim. Sullyon abla yoruluyordu biliyorum ama ben bencilce kendimi düşünerek onlardan kendimi soyutladım.

"Hyung yalvarırım..."

Gerisi gelmedi. Ne diyecektim ki? Sevdiği iki kişiye ne olduğunu bilmeden burada otururken ağlama diyemezdim, endişelenme her şey iyi olacak da diyemezdim. Onu kandıramazdım.

Fotoğraf Kabini /Chanmin\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin