Sabah deniz sağolsun uykum yarım kalmıştı. Uyku dolu gözlerle ona bakarak "Misafire böyle davranman çok kaba." dedim. "Hem senin yatağıma kahvaltı getirmen gerek miyor mu?" dedim alaycı bir tavırla.
Deniz "Peki bu seferlik öyle olsun." diyerek mutfağa indi. Arkasından "Deniz çikolatalı sütümü unutma!!!" diye seslendim.
Deniz gerçekten de mükemmel bir kahvaltı hazırlamıştı. "Al bakalım Eylül hanım." diyerek tepsiyi kucağıma koydu. "Sen yemicek misin?" diye sordum.
"Bi an hiç sormayacaksın sandım" dedi gülerek.Birlikte kahvaltımızı ettikten sonra Deniz yanıma yaklaşarak
"Ee bugün napiyoruz güzellik?" diye sordu."Sinemaya yeni film gelmiş ona gidelim mi?" dedim sırıtarak.
"Olur gidelim hazırlan da çıkalım."Üstümü giyindikten sonra çantamı alıp dışarı çıktım. Iyi ki yanimda yedek kıyafetlerim vardı yoksa tüm günü okul kıyafetleriyle geçirmek zorunda kalırdım.
Deniz bana arabanın kapısını açarak çok büyük bir incelik gösterdi. "Teşekkür ederim beyefendi" diyerek gülümsedim. Kapıyı kapatıp sürücü koltuğuna geçti.
Sinemaya girdiğimizde ortalık çok kalabalıktı. "Deniz daha sonra mı girsek sinemaya biliyosun kalabalığı pek sevmem."
"Olur ne zaman istersen o zaman girelim. Bugün sana bağlıyım sen ne istersen o." dedi gülerek.
"Yaşasın!!" dedim elinden onu tutup sürüklerken."Nereye gidiyoruz Eylül dur yavaş."
"Sen beni takip et. Çok eğlenicez." Peki demekle yetinip peşimden geliyordu. Bowling salonuna geldiğimizde "Sen içeri geç ben ayakkabılarımızı alıp hemen geliyorum." dedim.
Ayakkabıları aldıktan sonra Denizin yanına gittim ve ona ayakkabılarını uzattım. Ikimizde ayakkabılarımızı giydiğimizde Deniz bana dönerek "Hadi bakalım önce bayanlar."dedi.
* * *
* *Bowling oynamayı bitirdiğimizde "Artık sinemaya gitmek istemiyorum. Bi kafeye gidelim olur mu? " dedim. "Tabi olur atla arabaya gidelim." Deniz hangi kafeye gideceğimizi sormamıştı bile çünkü biliyordu. Her zaman gittiğimiz kafenin önünde durdu. Arabanın kapısını açıp dışarı çıktım. Denizle birlikte kafeye girip bir masaya oturduk. Iki tane fındıklı kahve söyledik. Kahvelerimiz geldikten sonra hiç konuşmadan oturuyorduk. Kahvemin üzerinde biriken birkaç küçük köpüğe baktım. Bardağımı köpüklü tarafa gelecek şekilde döndürüp kurumuş dudaklarıma yaklaştırdım. Fındık kokusu burnumu doldururken ufak bir yudum aldım.
"Eylül kahveyle aşk mı yaşıyosun Allah aşkına." Deniz söylenerek fındıklı kahvesini masaya bırakırken, ona gözlerimi devirerek karşılık verdim.
"Evet en iyi aşk kahvedir." Dedim sırıtarak. İçimi ısıtan fındıklı kahvem.
"Çikolatalı sütün tek aşkın olduğunu sanıyodum." Çikolatalı süt deyince yüzümü ciddi bir ifadeye bürüp tek kaşımı kaldırarak;
"Çikolatalı süt efsanedir. Sakın onu birseyle kıyaslama." Bana 'mal mısın' bakışları atarken omuz silkip, kahvemden bir yudum daha aldım.Çikolatalı sütümü elimden alsalar ya delirir karşımdakine saldırırdım ya da oturur hüngür hüngür ağlardım. Ikinci seçenek daha muhtemeldi tabi.
Biz konuşurken arkadan gelen gürültü ile ikimizde sessiz kaldık. Omzumun üstünde arka masaya baktığımda Baranı ve Oytunu gördüm ve hemen önüme geri dönerek Denize "Gidelim mi?" diye sordum. Peki diyerek kalktı. Arabaya doğru hızlı adımlarla gittim. Deniz de arabaya geldiğinde hiç konuşmadık. Beni eve kadar bıraktı. Eve girmemi bekleyerek tam eve girereken arkamdan "Yarın okulda görüşürüz güzellik." diye bağırdı. "Görüşürüz Deniz." diyerek içeri girdim. Eve geldiğimde saat 10'a yaklaşmıştı. Annemler yine evde yoktu. O kadar çok yorulmuştum ki odama çıkıp banyoya girdim. Sıcak bir duşun iyi geleceğini düşünüyordum. Duş aldıktan sonra yatağa oturdum. Üstümü giyinip saçlarımı kuruttum. Lambayı kapatıp yatağıma yattım.
Çok çabuk uykuya dalmıştım ki o çalan telefon sesiyle uyandım. Ve iyiki de uyanmıştım. Hayatımda hiç bu kadar iğrenç rüya görmemiştim. Tamam daha önceden Baranın yakışıklı olduğunu kabul etmiştim ama rüyamda görcek kadar değildi. Telefonu arayan numaraya bakmadan açtım.
"Eylül?" dedi ben telefonu açar açmaz karşıdaki ses. Ses hiç tanıdık gelmiyordu.
"Kimsiniz?" diye sordum.
"Önemli mi?" diye yanıtladı.
"Kiminle konuştuğumu bilmem gerek sanıyorum?" diye çemkirdim.
"Önemli değil Eylül. Bilmen gereken tek şey artık her gece hayallerimizi dinlemek zorunda kalacağın ve artık sadece benim olduğun." dedi.
"Hayır öyl.." sözümü bitirmemi beklemeden telefonu yüzüme kapattı. Bu da neydi şimdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA İNAN
Teen FictionMerhaba arkadaslar bu ilk hikayem umarım beğenirsiniz Keyifli okumalar. DİKKAT! Yüksek dozda ‘Teoman’ içerir.