Bahara beni her gün arayıp rahatsız eden sapığı anlattıktan sonra Bahar bana ters ters bakarak "Bu olayı bana önceden söylemen gerekirdi biliyosun değil mi? Ne kadar karşı çıksan da artık bu olayı Denize anlatmalıyız. Aslında bana kalırsa polise gitmeliyiz ama sen izin vermiyorsun." diye çemkirdi.
Bahar haklı olabilirdi ama bu çocuk bana hiç yaşamadığım duyguları yaşatmıştı. Bahara dönerek "Neden kimseye söylemek istemiyorum biliyor musun?"
Hayır dercesine başını salladıktan sonra cevap verdim. "Emirin sana söylediği sözleri hatırlıyor musun iste aynısı her gece beni arıyor ve o kadar güzel sözler söylüyor ki. Hayallerimizden- hayır benimle gerçekleştirmek istediği hayallerden bahsediyor. Belki de gerçek aşk budur. Hiç beklemediğim bir anda karşıma çıktı. Ve gün geçtikçe onu tanımasam da onunla konuşurken heyecanlanıyorum."Bahar tek kaşını kaldırarak "Sen öyle diyorsan öyledir kardeşim." diyerek beni destekledi.
Saat çok geç olmuştu. Filiz Teyzeyi ne kadar ikna etmeye çalışsam da olmadı. Baharın eve gelmesi konusunda kararlıydı. Daha fazla üstelemeyerek kabul ettim. Aradan yarım saat geçtikten sonra Adnan Amca gelip Baharı aldı. Ikisine de veda ederek kapıyı kapattım. Yukarı odama çıktım. Çok yorgundum hemen uyumak istiyordum. Kedili pijamalarımı giyerek kendimi yatağa attım. Sıcak ve rahat bir uyku geçirmek istiyordum ama mümkün mü her gece arayıp rahatsız eden sapığımız iş başında. İnsanları kırmayı hiç sevmezdim ama her gece uykumu bölen bir insana da böyle iyi de davranamazdım. Uyku benim her şeyimdi.
Telefonun ısrarla çalışına dayanamayarak telefonu açtım. "Ne var?" diye bağırdım.
"Sana da merhaba Eylül." dedi dalga geçermiş gibi. Arkasından ses tonunu değiştirerek "Eylül bana böyle davranma sen böyle davranınca ben kendimi kötü hissediyorum." diye ekledi. Sesinin ağlamaklı olduğu belliydi.
Ses tonumu biraz daha yumuşatıp konuyu değiştirmeye çalıştım. "Söylesene neden ben?" diye ekledim. Uzun süren sessizliğin ardından "Çünkü... Seni, bir tek seni fazlaca ezberlettim kendime..." diye cevap verdi. Gözlerim dolmuştu. Gözümde biriken iki damla yaşın akmaması için gözlerimi kırpmamaya çalıştım ve sonunda yenik düşerek gözyaşlarının yanağımdan süzülerek inmesine izin verdim. Bir süre ikimizde sessiz kaldıktan sonra telefonu kapattım. Yarının kolay bir gün olmasını dileyerek kafamı yastığıma iyice gömdüm. Çok uykum vardı ama kafamın içinde dönüp duran düşünceler uyumama izin vermiyordu.
Sabah uyandığımda harap ve bitap düşmüş bir biçimdeydim. Saçlarım birbirine karışmış, gözlerimin altı şişmiş, yüzüm ise bembeyazdı. Saçlarımı tarayıp açık bıraktım. Göz altlarımı kapatmak, yüzüme biraz renk getirmek için fondötenimi sürdüm. Çantamı da hazırlandıktan sonra hızlı adımlarla aşağı indim. Annemin benim için tost yaptığını gördüm. Anneme "Günaydın" deyip yanağından öptükten sonra tostumu alıp aceleyle evden çıktım. Sınava çok az bir zaman kalmıştı ve ben kendimi hazır hissetmiyordum. Sınava bu kadar yakınken benim uğraştığım şeylere bak. Ne yapacağımı bilmiyordum. Deniz'e söyleyip söylememe fikrinde kararsız kalmıştım. Her şeye rağmen şu hayatta tek şeyi seviyordum. O da çikolatalı sütüm. O olmasa kim bilir ne yapardım.
Durağa doğru yürümeye başladım. Otobüse bindiğimde otobüs çok kalabalıktı. Okula ulaşmamıza 5 dakika kalırken dayanamayıp otobüsten indim. Kulaklığımı kulağıma takıp sesi sona getirdim. Benim için müzik demek 'Teoman' demekti. Teomanın üstüne kimseyi tanımazdım. Okula geldiğimde kulaklığımı çıkarıp masanın üstüne koydum. Sırama oturduktan sonra başımı masaya koyup derin bir nefes aldım. Yanıma gelen Deniz'i hiç farketmemiştim. Gözlerimi açtığımda fark ettim ki gülerek bana bakıyor. "Günaydın." dedi tatlı bir ses tonuyla.
"Günaydın." diye karşılık verdim. Şaşırtıcı gözlerle bana bakarken 'bi sorun mu var' bakışları attım. Tek kaşını kaldırarak "Hayret bugün çikolatalı süt göremiyorum etrafta." diye bana baktı. Çikolatalı süt deyince hemen aceleyle "Eyvah!" dedim. Bana boş boş bakarken "Deniz hızlı ol zil çalmadan çikolatalı sütümü almalıyız." dedim. Deniz bana bakıp uyuşuk uyuşuk hareket ederken kaşlarımı çatıp işin ciddiyetini farketmesini sağladım. Deniz bana bakarak "Merak etme ben senin çikolatalı sütünü aldım" deyince yüzüme kocaman bir gülümseme yerleşti. Denize sarılıp teşekkür ederken bir yandan da çikolatalı sütümün pipetimi takmaya çalışıyordum. Masaya oturup çikolatalı sütümü içerken her pipetten süt çekişimde gözlerim irileşiyordu. Deniz bu olay gerçekleşirken karşıma geçmiş değişen yüz ifademi inceliyordu. Her halinden belliydi gülmemek için kendini zor tuttuğu. Sütüm bittiğinde içim rahatlamıştı. Çikolatalı süt içtikten sonra sanki hiçbir şey umrumda değildi. O kadar rahattım ki. Önüme 100 kutu koysalar rahat bir şekilde hepsini içerdim. Çikolatalı sütümün bitmesine üzülürken Deniz masum bakışlarını yüzüne yerleştirerek "Çikolatalı sütü neden bu kadar çok seviyorsun ?" diye sordu.
Yüzümü ve ses tonumu yumuşatarak cevap verdim.
"Bana sevecek bir şey bırakmadılar. Ben de çikolatalı sütü sevdim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA İNAN
Fiksi RemajaMerhaba arkadaslar bu ilk hikayem umarım beğenirsiniz Keyifli okumalar. DİKKAT! Yüksek dozda ‘Teoman’ içerir.