Uyandığımda yavaşça yatakta doğrularak gözlerimi ovuşturdum.
Nerede olduğumu anlamak için etrafa bakınırken her şey aklıma gelmişti.
Yataktan inip yatağı toplamıştım.
Sonrasında odanın içindeki banyoya girip yüzümü güzelce yıkadım.
İhtiyaçlarımı giderdikten sonra baş ucumdaki telefonu alıp saate baktım.
Saat ona geliyordu.
Aşağıya indiğimde De Ligt biriyle telefonda konuşuyordu.
Koltuklardan birine geçip oturduğumda koltuğun kenarındaki şallardan birini alıp omuzlarıma serdim.
Bu sırada benim de telefonum çalmaya başlamıştı. Arayan abimdi.
_Efendim abicim, ne oldu?
_Oli sen neredesin. Uyandım şimdi odana da baktım yoksun. Kalacak birini buldun mu?
_Evet sen merak etme. Ben gelmeyeceğim dediysem gelmem. Zaten büyük ihtimalle olmamam işine yaradı.
_Bunu seninle konuşmak zorunda değilim.
_Evet ama söyledim bile, deyip kıkırdadım.Arkadan Oriana seslendiğinde telefonu veda ederek kapatmıştı.
Salondaki koltuğa uzanıp biraz daha uzanmaya karar vermiştim.
Nedense uyku bastırmıştı ve oracıkta uyumak istediğimi hissediyordum.
Ama yine de buna direnip De Ligt'ın telefon konuşmasının bitmesini bekledim.
Telefonun kapattığında kendini karşımdaki koltuğa atmıştı.
Bugün yanlış hatırlamıyorsam çarşambaydı ve sabah antrenmanları olmalıydı. O yüzden neden gitmediğini ona sormaya karar verdim.
_Bugün antrenman yok mu? Sen hala evdesin ve yatıyorsun.
_Aslında az önce konuştuğum Merih'ti. Bana antrenman olmayacağını söyledi ve bir kaç şey hakkında daha konuştuk.
_Ha anladım.
_Kahvaltı?
_Yok ya ben sabah sabah çok erken daha. Kalkar kalkmaz yiyemem ben.
_E tamam ben de seni beklerim, dediğinde panik olmuştum._Yok hayır senin beni beklemene gerek yok. Hemen hazırla acıkmışsındır sen. Hem sporcusun, öğünlerini atlamaman gerek.
_Tamam ama sen ne yiyeceksin sonra, olmaz beklerim seni.O kadar ısrar etmişti ki şüphelenmemesi için daha da üstelemeyip teklifini kabul ettim.
Ama hala aklımdaki o sesi susturamıyordum. Onu bir yapabilseydim.
Telefonumu alıp onda gezinmeye başladım. yarım saat sonra De Ligt'a gidip kahvaltı hazırlayabileceğimi söyledim.
O da acıktığını belli etmemeye çalışarak bana mutfağı göstermişti.
_Ne yemek istersin?
Aslında hiçbir şeyi yemek istemem diyemedim. Ondan dolayı aklıma kolay yiyebileceğim şeyleri getirmeye çalıştım.
_Yulaf yapabiliriz. Yani tabi sende varsa, demiştim.
O da kafasını sallayıp alttaki dolapların birinden yulaf kavanozu çıkarmıştı.
Ben de dolabını açıp süt çıkarmıştım.
_Hangi meyveleri istiyorsun yulafa?
_Sen bana bırak, otur sadece ben hallediceğim.
_Hayır ya, bırak yardım edeyim.
_Olivia sadece otur ve bekle. Başka bir şey istemiyorum.Toplam 10 dakika onun yulafları hazırlamasını izledim.
Tam dikkatli takip etmesem de buzluktan bir kaç şey çıkarıp ezdikten sonra onları yulaf ve süt ile pişirip başka şeylere bulaşmıştır.
Ne ile yaptığını anlamamıştım.
Ama önümdeki tabağa baktığımda renkler o ladar güzeldi ki.
Koyu pembe bir tabak ve mis gibi kokular.
Gerçekten bugün başka hiçbir şey yemeyip sadece bunu yiyebilirdim.
Bir kaşık aldığımda De Ligt beni izleyip kendi tabağına dokunmamıştı.
Yer yemez mimiklerim değişmişti. Bu şey o kadar lezzetliydi ki.
O gülmeye başladığında "Gülmesene ya. Güzel olmul işte, abartma sen de." demiştim.
Sonra o da ciddileşmeye çalışıp yemeğine dönmüştü.
Yemek boyunca ikimizde hiç konuşmamıştık. Açıkçası iç sesim olmasa bundan on tabak yiyebilirdim.
Tabağım bittiğinde De Ligt'a baktığımda o daha tabağını bitirmemişti ama az kalmıştı.
Ben tabağımı alıp lavabonun içine bırakıp kurumaması için ıslatmıştım.
Geri yerime oturduğumda "E nasıl buldun" diye sormuştu.
"Hiç ama hiç olmamış. Yani bunları kombine etmek nereden geldi bilmiyorum." diye cevapladım onu.
_Çok kırıldım ama. Halbuki baya beğenmiş gibiydin. İlk defa birisi bu yaptığım yuladı bitirmişti. Gerçekten sevdiğini sanmıştım.
_Tanrım Ligt şaka yapıyorum. Çok beğendim. İnan bana. İnan içinde ne var öğrenmek istiyorum?
_Hayır işte onu söylemem.
_Ya niye?
_Çünkü ilk kez biri beğendi ve içindeki şeyleri başka birinin sevebileceğin hiç düşünmediğim için kimseye söylememek için söz verdim.
_İyi de bu çok saçma Ligt
_Olivia ama öyle.
_Of cidden of.O da tabağını durulayın makineye koymuştu.
_Şimdi dönüyor musun yoksa daha kalacak mısın?
_Aslında bilmiyorum. Düşünmemiştim.
_Zaten dönmek için bana ihtiyacın var.
_Ha ha ha. Çok komik.
_Ve benim daha dışarı çıkasım yok. Hatta bugün ayaklarımı uzatıp film izlemeyi düşünüyorum.
_Bak sen paşama. Ben ne olcam?
_Sen de canım ne zaman isterse artık o zaman bırakırım seni.
_Sen delirdin mi eve gitmem lazım.
_Sanki yapıcak işin var Olivia. Burada yaptığından daha farklı bir şey yapamazsın.
_Zorluj öıkaroyorsun sadece Ligt. Haberin olsun, deyip merdivenlerden yukarı çıkmıştım.Gerçi neden oraya gittiğim hakkında bir fikrim yoktu ama yine de çıkmıştım.
İlk başta diğer boş odaları gelmiştim.
Bu arada aşağıdan De Ligt'ın çıkan seslerden FIFA oynadığı belliydi.
Bunu düşünürken bana göstermediği kapının koluyla bakışmıştım.
Dün gece de içeride ne olduğunu merak etmiştim ve bana gösgermemişti.
İçeri girmek istiyordum. Ne olduğunu keşfetmek istiyordum.
Ama bana göstermemesinin bir nedeni olmalıydı ki olmasa bile orası onun özeliydi.
Fakat merakım ağır basmaya başlamıştı. Düşüncelerimi beynim kontrol etmiyor gibiydi.
O yüzden merdivenlerin başına gidip onu kontrol ettim.
Gerçekten de salonda ayaklarını uzatmış konsolu ayarloyordu.
Ben de odanın kapısını kontrol ettim ama kilitliydi.
Hemen tuvalete gidip orayı açabilecek bir şeyler aradım.
Tırnak makası setinin içinde törpüsü vardı ama işimi görmezdi.
Onun yerine çekmeceler çengel iğne aradılar tanesini bulduğumda direk kapının yanına dönmüştüm.
Dizlerimin üstüne çöküp kapıyı açmak için uğraştığımda baya bi zorlanmıştı.
Bir şekilde kilit açılma sesi geldiğinde yavaşça ayağa kalkıp kapıyı açmıştım.
Tabi ben kapıyı tam açamadan De Ligt arkamda bitmişti ve direk kapıyı çekip kapatmıştı.
Bana hayal kırıklığına uğramış şekilde bakarken " De Ligt gerçekten açıklayabilirim." dediğimde bakışlarından belliydi.
Üzülmüştü, kırılmıştı ve hayal kırıklığına uğramıştı.
_Yürü Olivia. Eşyalarını al, bırakıyorum şimdi seni eve.
_Ligt...
_Jadi Olivia, deyip merdivenlerden inmişti.Ben ise orada öylece kala kalmıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
impulsive / de ligt
Fanfiction"Az önce ne oldu öyle?" "İnan bana ben de bilmiyorum." 10.07.2022 De Ligt fanfiction Olayların hiçbiri gerçeği yansıtmaz.