''Şimdi!''
Ona doğru koşmaya başladım.Tam silahını tekrar George'nin kafasına doğrultacağı sırada kılıcımı kaldırdım ve onu karnından ikiye böldüm.Karın bölgesinden yukarısı yavaş yavaş aşağı kaydı ve yere düştü.
Ben onu kestikten sonraki pozisyonumda kalmıştım.Hafif yere çökmüş tek elim baş hizamda diğer elim ise arkada kılıcımı tutuyordum.Gözümü kapattım ve az önce olanları düşündüm... Jack... Jack the Ripper... Geri dönüyordu...
******
''— ifadeleri ile şaşkın kaldı.Polis hala bir neden araştırıyor.''
''Başkan Hamilton Pakistan Başkanı Farooq Salam ile planladığı ziyaret için Orta Doğu'ya gidiyor.''
Gözümü yoldan ayırmayarak haberleri dinlemeye devam ettim.George'yi öldürmeye çalışan piçi hallettikten sonra Denver'a gelmiştim.Amacım World Marshal'a gitmekti.Ve orada karşıma çıkan herkesi öldürecektim.Gerek Sundowner olsun gerekse Sam ya da başka biri.Sahi Sam nereye kaybolmuştu? Bunu düşünmeyi bırakıp haberleri dinlemeye devam ettim.
''Toplantı, bölgede Amerikan karşıtı olanlarla bağları güçlendirmek için Amerika tarafından yapılmış bir girişim olarak görülüyor.''
Haberleri dinlemeye devam ederken gelen arama ile haberi kapatıp aramayı açtım.
''Yo, mi ninja brudda!'' (Yo, benim ninja kardeşim!) (Yo: Birini selamlarken, birinin dikkatini çekmek veya heyecanı ifade etmek için kullanılan bir söz)
Bu tabikide George'ydi.Olanlardan sonra Maverick ekibinden yollanan ajanlar bizi bulmuşlardı ve George'yi alıp Maverick merkezine götürmüşlerdi.Sağ kolu zarar gördüğü için kolunu metal ile kaplamış ve güçlendirmişlerdi.
''George.''
Birden sırıtmaya başladı.Net olarak göremesemde sanırım yanında Doktor vardı.
''Seni görmek güzel.Nasıl hissediyorsun?''
''Never better, nah!'' (Asla daha iyi değil!)
-Bu gidişle George dili diye bir şey icat edeceğim.Dersler benden ve ücretsiz.-
''No pain, no more fuh starve while dem hungish bais eat.'' (Acı yok, domuzcuk erkekler yemek yerken daha fazla aç kalmak yok.)
''An mi neva feel so awake, nah?'' (Ve hiç bu kadar uyanık olduğumu hissetmemiştim!) dedi ve tekrar sırıtmaya başladı.Belki tüm bunlar bittikten sonra onu John ile tanıştırabilirdim.Belki iyi arkadaş olmaları bile mümkündü.Kim bilir belki evlatlık olarak yanıma bile alabilirdim.Sonuçta ailesi yok değil mi?
''Bunun nedeni kan şekeri seviyen otomatik olarak muhafaza ediliyor.Lanet olası bir kahveden daha iyi.''
''Oh! Mi bin hear yuh go a walack dem skunt a dere base.Why da rass yuh na take mi wi yuh, huh?'' (Ah! O serserileri kendi üslerinde pataklamak için gittiğini duydum.Ne diye beni yanına almadın?) Son cümlesi biraz kızgın çıkmıştı.Fakat tekrar sırıttı.
''Kahretsin Dok... Üzgünüm çocuk, sen sadece yolda beklerdin.''
Hevesi kırılmış bir şekilde oturduğu sandalyeye yaslanıp ''Aaa'' demekle yetindi.Fakat onu her ne olursa olsun böyle bir tehlikeye atamazdım.
''Ayrıca, bir katil olmak istemediğini düşünmüştüm.Değil mi?''
''Öldürmek eğlenceli değildir ve oyunlara benzemez.Bunu hatırla.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metal Gear Rising: Revengeance
Non-FictionÇocukluğundan beri başarılı bir kılıç ustası olan Raiden geçmişini unutmak ve ailesiyle vakit geçirebilmek için Amerika'ya taşınmıştır.Fakat bir süre sonra tekrar bir askeri sektörde görev yapmaya karar vermiştir.Ve Maverick Güvenlik Danışmanlığı'na...