Burçe , Alp Tiginin o halini görünce içi acıyarak uğuldadı. O'nu o çukurdan kurtarması gerekiyordu. Belkide içinde bir umut canlanır oradan onu çıkartacak birisini bulurdu.
İçine gelen meraka dayanamayarak ormanda dolaşmaya karar verdi. Belkide bir oba bulur ve oradaki insanları buraya Alp Tigini kurtarmak için getirirdi. Bir hızla oradan ayrıldı. Alp Tigin'se kendinde değildi hala okyanus mavisi gözleri açılmamıştı. Burçe bulundukları o yeri iyice araştırıyordu. Tek dileği Alp Tiginin sağ salim o çukurdan kurtulmasıydı.
Gece bütün sessizliği ve köhneliğiyle her tarafı kuşatmıştı. Burçe'yse çok yorulmuştu çaresizce göğe baktı ve tekrar istedi yola devam etti. Yorgun adımlar atarak ilerliyordu. Bir anda sert bir cisimle çarpıştı ona bakan iki çift yeşil gözü görünce duraksadı ve daha dikkatli bakmaya başlayınca karşısında , uzun boylu yeşil gözlü bir adam , yanındaysa yüzünü kapatmış sadece kahverengi gözleri ortaya çıkan bir genç kız vardı.
Adam şaşkınlıkla "Sende kimsin , Ey Börü ?" diye sordu.Burçe çaresizce uğuldadı. Adam "Hadi Benimle Gel." dedi.
Burçe onaylamadı istemedi ve önden koşturarak ilerledi , uğuldadı konuşamasada içindeki her şeyi dışa yansıtmayı başarıyordu. O adam ve yanındaki kızsa Burçeyi takip ediyordu.
Adamın içindeki şaşkınlıkla ve korkuyla kız kardeşine baktı. Onunda geldiğini görünce koşmaya devam ettiler ve o çukurun yanına vardılar. Burçe çukura yaklaştı ve Alp Tigine doğru uğuldadı uyanmamıştı kendinde değildi. Adam cebinden ipini çıkardı ve kardeşine vererek "Ben bu oğlanı kurtaracağım sende çukura ipi sarkıtacaksın tamam mı kardeşim ?" dedi.
Genç kız onaylayarak eline ipi aldı. Adamsa bir hızla uçuruma girdi.
Alp Tigini kucakladı. Seslenerek "Gardaş , beni duyuyormusun?" dedi.
Alp Tigin tepkisizdi adam kararsızca "Uyanmadı ipi bana uzat." dedi.
Genç kız ipi ağabeyine doğru uzattı. Adam Alp Tiginin gövdesine ipi bağladı. Genç kız tüm gücüyle çekiyordu Burçede ona yardım ediyordu. Ağabeyide Alp Tigini taşıyordu. Sonunda ikiside o çukurdan kurtuldu.Alp Tigini yere yatırdılar Burçe hemen yanına gitti. Pençesini yanağına doğru uzattı ve altın sarısı saçlarını okşadı. Genç adam yorgunlukla "Uyan gardaşım aç gözünü." dedi ve kardeşine bakarak "Sende su varmıdır kardeşim yüzüne dökelim kendine gelsin." dedi.
Genç kız çuvalından su testisini çıkartarak Alp Tiginin yüzüne azar azar döktü. Soğuk suyla beraber Alp Tiginin yüzünde tek bir kir kalmamıştı. Sonra masmavi iki çift güzel göz açıldı.
Kız mutluluktan kısılan gözleriyle "Sonunda." dedi.
Alp Tigin uyku mahmuru haliyle buğulu buğulu bakıyordu etrafına. Burçeyi görmesiyle ona sıkıca sarıldı. "Kurtardın beni." dedi.
Sonra daha bir dikkatli bakındı ve karşısında tanımadığı iki kişi vardı. "Sizde kimsiniz?" diye sordu.
Adam gülümseyerek "Gardaş imdi Bizi buraya Burçen getirdi. Seni kurtarmaya geldik. Şimdi daha iyisin." dedi.
Alp Tigin "Ne oldu bana ki ?" dedi.
Genç kız "Sen bu çukura düşmüştün kendinde değildin şimdiyse çıktın artık özgürsün." dedi.
Şimdiyse öylece ellerine baktı kan akıyordu yaralanmıştı. Genç adam cebinden merhem ve el bezi çıkardı. Alp Tigine yaklaşarak "Ellerin yara almış gardaş imdi bir güzel temizleyelim merhem sürelim sonrada bezle saralım yarayı." dedi.
Ellerine sürülen merhem içindeki acı hissini azaltıyordu. Genç adam "Bak imdi iyi oldu bu arada ismim Alpagu." dedi.
Alp Tigin gülümsedi "Sağolasın gardaş , Bende Alp Tigin." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BURÇE
FantasyAcı haykırışların ardında biten , kanlı gözyaşlarıyla sevdiklerinin cesetlerine bakarken. Yanına gelen Burçe'ye bakakalırsın o gün poyraz eserken. Koca Bozkırda , yalnızca acının eseri kalır.