Barty sesli bir şekilde soluyarak yatakta yatıyordu. Baş ucunda Angelina pijamalarını giymiş bir şekilde başını okşuyordu.
Angelina : Daha iyi misin sevgilim?
Angelina eğilip alnını öptü. Barty ona baktı. Hafifçe başını salladı.
Barty : İ-iyiyim. A-ama o... O gitmiyor.
Angelina : O kim bebeğim? Beş ne anlama geliyor?
Barty : O... Samara... Samara gitmiyor! Aklımdan çıkmıyor! Bana geldi... O dönüştü... Beş dönüştü...
Angelina : Beş ne?
Angelina Samara'nın Barty'nin en korktuğu şey olduğunu biliyordu. Bir keresinde kabusunda görmüş (Angelina Hogwarts'ta 6.yılındaydı) ve bütün Hogwarts'ı aşıp Angelina'nın odasına daldıktan sonra onu yerinden sıçratıp bütün gece sarılarak uyumuştu.
Barty : Angelina... Bana inan...
Angelina : İnanıyorum zaten hayatım. Söyle hadi. Beş ne?
Barty : Beş... Şu an hayatta olan 5 Kannagi var...
Angelina : Evet... Bu doğru. Percy var? Bugün onunla görüştüm.
Barty : O zaman 6...... 6 Kannagi var.
Angelina : Onu nereden çıkardın?
Barty : Sen odaya gelmeden 5 dakika önce içeri girdi. Sabahtan beri göz yaşı dökmüştüm. Yorgan kaldırıldı büyü ile. Kannagi vardı... Başka bir Kannagi. Ama daha tuhafı... Bizim gibiydi elbette... Kanatlı ve beyaz gözlü... Ama.... O sanki bir ruh emici, böcürt ve Kannagi'ydi.
Angelina : Ne?
Barty : Samara oldu... Yüzüme yaklaştı.... Ve sonra ruh emici beni öpüyormuş gibi hissettim. Sesler geldi. Üstüme yorganı atıp gitti. Be-ben çok... Korktum...
Barty Angelina'ya atılıp sarıldı.
Angelina : Şşş... Böcürt ha? Sabah Kannagi olan halimden korkmuştun. Belki o sadece Böcürt'tü? Önce Kannagi oldu, sonra samara ve sonunda ruh emici? Hepsi senin korkun?
Barty : Böcürt neden sesten kaçsın? İmkansız... Yemin ederim birini daha hissediyorum. Sen hissetmiyor musun?
Angelina : Panelde göremedik...
Barty : Panel kayıtlarını siz tutuyorsunuz. Belki orada kayıtlı değil! Çünkü kim bilinmiyor!
Angelina : Aslında.... Hep hissettim... Ama Percy diye geçiştirdim. Ellie dedim....
Barty : Yıllardır?
Angelina : Aslında hayır... Bundan 8 yıl öncesinden beri...
Barty : Crowley'in doğduğu ve öldüğü yıldan beri?
Angelina : Casie Barty... Casie... Ne zaman bize gelse Ellie huzursuz olurdu. Bende öyle. Bize Crowley öldükten sonra çok yardım etti.
Barty : Casie bir hemşire değil mi?
Angelina : Evet.
Barty : Doğumda o da vardı değil mi?
Angelina : Evet Crowley'in güçlerinin çıktığını ve öldüğünü o açıkladı.
Barty : Paranoya...
Angelina : Ne oldu tatlım?
Barty : Hiç bir şey. Bir şeyi düşündüm ama... Kanıtım yok... Hem çok saçma... Kafanı yorma.
Angelina : O ne Barty?
Barty : Lütfen çok saçma... Ve gerçekten aptalca. Bende kalsın. Lütfen. İmkansız ama... Eğer kanıtım olursa sana anlatırım. Başım ağrıyor.
Angelina : Uyu tatlım. Ben buradayım.
Barty : Ya o dönerse?
Angelina : Ben uyumayacağım. Seni korurum.
Angelina Barty'nin alnını öptü. Barty gülümsedi ve gözünü kapattı...Sabah Barty gözünü açtığı zaman dışarıyı izleyen Angelina'yı gördü.
Barty : Lütfen...
Angelina ona döndü. Gözleri hafif mordu.
Barty : Lütfen bütün gece cidden uyumadığını söyleme bana.
Angelina : Söz verdim değil mi?
Angelina alnını Barty'nin alnına yasladı.
Angelina : Ve biz bunun gibi zamanlar için birbirimize söz verip evlendik...
Barty yumuşakça Angelina'nın dudağını öptü.
Barty : Şimdi sıra sende ama... Uyu lütfen... Saat 7. Seni 4'te uyandırırım.
Barty doğruldu. Angelina'yı yatırdı. Saçıyla oynamaya başladı. Angelina uyudu. Barty yanına yattı. Ona sarılıp uyumaya devam etti.Angelina gözünü açtı. Karşıdaki saat 5'i gösteriyordu. Yavaşça yerinden kalktı. Aşağı indi. Barty koltukta yatmış televizyon izliyordu.
Angelina : Barty.... Çocuklar nerede?
Barty : Parka gittiler. Gel yanıma.
Angelina gidip Barty'nin yanına uzandı. Zaten uykusu üstündeydi. Barty ona sarılınca rahat hissetmişti.
Angelina : Gece... Ne düşündün?
Barty : Boş ver. Lütfen seni paranoyak yapmak istemiyorum ve saçma.
Angelina : Pekala.
Angelina yavaşça Barty'nin üstüne çıktı. Yüzüne eğildi.
Angelina : Beni iki güne özledin mi bari?
Barty : Hmmmm. Kastettiğin şey gerçekten sen mi... Yoksa başka bir şey mi? Çünkü aklımı çelmeye başladın. Hem de.... Sabah...
Angelina : Sabah? 5?
Barty : Şaka yapıyorum. Tabi ki özledim. Her şeyini.
Angelina : Yaaa? Peki siyah mı kırmızı mı?
Barty : Bunu neden soruyorsun?
Barty sinsice gülümsedi. Diliyle dudağını yaladı. Angelina sırıttı.
Angelina : Küçük bir alışverişe çıkacağım.
Barty : Pekala... Siyah severim. Beni en çok kendine çeken renk.
Angelina : Bu güzel.
Angelina kıpırdandı ve dik bir şekilde oturdu. Kollarını bağladı.
Angelina : Şu an salondayız. Her an kapı açılabilir. Biliyorsun değil mi?
Barty : Önceden masayı bile umursamadığımı...
Angelina : Çok iyi hatırlıyorum...Akşam yemeğinde herkes sakin ve mutluydu. Sessizlik vardı ama bu kötü bir şeyden değildi.
Ellie : Bir daha küsmeyin! Yoksa ben size küserim!
Barty Ellie'nin yanağını sıktı.
Barty : Küsmeyiz bir tanem.
Ellie : Anne biraz daha patates var mı?
Angelina : Evet var. Uzat tabağını.
Angelina tencereden Ellie'nin tabağına biraz daha yemek boşalttı.
Andrew : Ben doydum. Eline sağlık anne.
Andrew tabağını ve bardağını alıp mutfağa girdi.
Barty : Evet. Yemek çok güzel olmuş. Ben de doydum. Eline sağlık karıcım.
Barty eğilip Angelina'nın boynunu öptü. Angelina içten titredi.
Snape : Öhmm öhmm.
Snape eliyle Ellie'nin gözünü kapatmıştı.
Angelina : Barty!
Barty kıkırdayarak bardağını ve tabağını mutfağa götürdü. Andrew ve ikisi çıktılar. O sırada kapı çaldı. Andrew koşup kapıyı açtı. Gelen kişi daha görünmemişti.
Andrew : Kimsin? Anne! Kızıl saçlı biri var!
Angelina Andrew'ın yanına gitti. Andrew'ı inceleyen Percy ile karşılaştı.
Angelina : Ah! Geldin demek. Geldiğin için teşekkürler. İçeri geç Percy.
Percy : Bir an Barty küçüldü sandım da... Merhaba Profesör.
Snape : Vayy Percy. Buralara gelir miydin?
Percy : Diğer kasabadayım. Çok uzakta değil. Angelina'nın isteği üzerine geldim.
Angelina : Geç biraz yemek ye.
Percy : Teşekkürler ben gelmeden önce yedim.
Angelina : Pekala. O zaman koltuğa geç ve keyfine bak. Barty ile biraz konuşun. Benim masayı toplamam gerek. Hala doymadın mı Ellie?
Ellie yüzü salça olmuş şekilde annesine döndü.
Ellie : Eeeed hayır...
Barty : Nasıl bu kadar çok yiyip kilo almadığını merak ediyorum. Son günlerde resmen bir canavar.
Barty Percy'nin karşısına oturdu. Snape de aralarına katıldı ve derin bir sohbete daldılar. Andrew da gidip babasının kucağına yerleşti. Angelina masadan Ellie'nin tabağı hariç her şeyi topladı. Ellie sonunda doydu ve gidip dedesinin kucağına yerleşti. Angelina mutfakta işlerini halledip aralarına katıldı.
Percy : Evet. Gelme sebebime gelebiliriz.
Angelina : Evet. Eğitmemiz gereken 3 Kannagi var. Barty, Andrew ve en önemlisi Ellie.
Percy : Hmmm. Önce kimi eğitiyoruz?
Angelina : Aslında bu çok fark etmez ama hepimizde uçma gücü var. Kanat eğitimi verebiliriz. Ancak Barty erkek bir Kannagi olduğu için Kanatları bir duvar kadar. Bunu bahçede yapmamız gerekli veya başka bir yerde çünkü manyak komşularımız da var.
Snape : Kannagi odası nasıl? Sonuçta sana eğitim orada verildi.
Angelina : Sürekli oraya gidip gelemeyiz ve bu Minerva'nın başına dert açar.
Snape : Ben yeniden müdür olduktan sonra bir dert olmayacak....Size bir öneri... Casie'ye çok güvenmeyin...
![](https://img.wattpad.com/cover/316626377-288-k26436.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kannagi'nin Dönüşü (Severus Snape'in Kızı 2)
FantasyAngelina Crouch Snape. Hepimiz onu çok iyi tanıyoruz. Kannagi olma özelliğine sahip bir cadı. Hogwarts'ta eğitimini tamamlamış ve şuan orada iksir profesörlüğü yapmaktadır. Eşi Barty Crouch Junior ise bakanlıkta çalışmakta. Bu güzel eşlerin iki tan...