||2 hafta önce||
Yakın arkadaşım Jin çocukluk arkadaşım olmasaydı ve nankör bir insan olsaydı şu an yüzüme bakmazdı. Kendisi şu hiçbir şey yapmadan, tamamen güzelliğiyle popüler olan tiplerdendi. Eğer ben de onun kadar güzel ve havalı olsaydım şu an burada tek başıma oturmuş çekirdek çıtlıyor olmazdım.
Çekirdeği seri bir hareketle alıyor, iki dişimin arasında yerleştiriyor, dişlerimi birbirine bastırıyor, kabuktan çıkan ''çıtırt'' sesi eşliğinde yine kabuğun içinden çıkan çekirdeği ağzımla öğütüyor, öğüttüğüm çekirdeği yutuyor-.
Boğazımda kalan çekirdek yüzünden boğulma tehlikesi yaşarken güneşten dolayı gözlerini kısarak her zamanki havalı yürüyüşünü sergileyen Chanyeol bana doğru geliyordu. Parktaki en ücra köşedeki, yalnızlar için yapılmış boş banka, yani bana doğru mu geliyordu? Boğazıma takılan çekirdeği sonunda yuttum derken ikinci bir boğulma tehlikesi yaşadım.
Ucuna oturduğum banka oturmasıyla elimdeki çekirdekleri yere düşürdüm. Bununla kalmayıp o yumuşak saç tutamlarından oluşan kafasını dizlerimin üzerine yerleştirince büyük bir şokla düşen çekirdeklerime bakmaya başladım. Tanrı biliyor, Chanyeol'e baksam heyecandan yüzüne kusardım. Dizlerime uzanmasının sebebini düşünürken midem düğümlenmişti. Kıvranmamak için çabalarken her zamanki havalı ses tonuyla konuşup beni daha beter etti.
''Güzel bir manzara eşliğinde uyumak istedim güzelim.''
Güzelim? Güzel manzara? Tanrım, ne dönüyordu burada! Etrafıma bakıp bahsettiği güzeli aradım ve bulamayınca küçük bir kalp ağrısı yaşadım. Benden bahsediyor olamazdı değil mi? Sonunda ciddi olup olmadığını anlamak için yüzüne baktığımda küçük dilimi yutmama sebep olacak güzel suratı ile karşı karşıya gelmiştim. Yutkunup hayal görüp görmediğimi düşünmeye çalıştım. Beynim erimişti sanki, hiçbir şey düşünemiyordum.
Bu çocuğa yakından bakmayarak ne büyük bir aptallık ettiğimin farkına anca şimdi varmıştım. Uzaktan bile öldüren cazibesi ortadayken, yakından siz düşün! Şükürler olsun ki ona dehşetle bakışımı görmüyordu. Gerçekten de yatıyordu. O zaman güzel dediği manzara da gerçekten bendim? Tanrım, bu kadar ani olması karşısında nutkum tutulmuştu.
Kaç dakika, saat olduğunu bilmediğim bir süre zarfı boyunca uyurken bile sert hatlara sahip olan yüzüne baktım. Bir daha bu yürek hoplatan yüze bu denli yakından bakacağımı sanmıyordum. Ona yakından bakma şansı olanlar Jin gibi insanlardı. Jin gibiden kastım, güzel olmaktı. Pekala, sadece güzel olmak yetmiyordu! Beni görebilmesi için en ön saflarda yürümem lazımdı ancak ön saflar bana göre değildi.
Bana göre olan bir şey varsa dizlerimde uyuyan Chanyeol'dü! Şaka canım. Bu çocuk beni çiğ çiğ yerdi. Çok klişe olacak belki ama Chanyeol'ün beni sevmesi imkansızdı. İmkanlı olmasını sağlayabilirdim ama bu sefer de çiğ çiğ yenirdim. Olaya bak! Beynim erimeden yanma aşamasına geçerken iç çekişiyle kafamı kaldırıp karşıya baktım. Onu incelediğimi anlamasını istemiyordum. Saf ve aşık kız olayı da benim sonumu getirirdi.
Yüzümdeki fırtınayı saklamak için büyük bir çaba sarf ederken kafasını kaldırıp boşluğumu kapattı. Şimdi baktığım boşluk değil onun her hattı ayrı bir seksilik barındıran yüzüydü. Dudakları seksi bir şekilde yukarı doğru kıvrıldıktan sonra gözlerimi kırpmamak için savaş verdim. Dehşet dolu ifademi stabil tutmak için verdiğim çabayı doğum esnasında bile vermeyeceğime çok emindim.
Kıvrılan dudakları yavaşça aramızdaki mesafeyi kapatırken nefesim kesilmişti. Saniyeler sonra olacak şey benim hayatımı değiştirebilirdi. Kırmızı dudakları burnumun ucuna küçük bir öpücük kondurduğunda dizimin bağı çözülmüştü. Bütün bedenimi elektrik akımı ele geçirirken dudağını aynı yavaşlıkla geri çekti.