9

913 86 127
                                    

Ertesi güne kadar zaman bir türlü geçmek bilmemişti. Sonunda sabah olduğunda Jin'le çabucak buluşabilmek için hazırlanır hazırlanmaz evden çıktım. Bugün kaderimiz değişebilirdi! O zengin züppe anlaşmaya varmazsa arkadaşım genç yaşta mahkemelerde sürünecekti. Emin olduğum bir şey vardı, adam parasıyla Jin'i gömebilirdi.

Korkunç düşünceler beynimde fır dönerken Jin'in beni beklediğini gördüm. Adımlarımı hızlandırıp biran önce yanına vardım. Yanına varır varmaz kollarımı boynuna doladım. Onun iyiliği için elimden geleni yapacaktım.

''Yani böyle romantik olman için ipin ucunda olmam gerekiyormuş.''

Hala alaya alıyordu. Ben onun yerinde olsam şimdiye on kere ağlayacağıma adım gibi emindim. Tanrım onun yerine de ağlayabilirdim...

''Şimdi okula gidiyoruz ve hallediyoruz tamam mı?''

Umut fakirin ekmeğiydi. Tek umudumuz Chanyeol'dü. Öyle emin hallederiz demişti ki, inanmamak elde değildi.

Jin hareket etmeyeceğimi anladığında kolumdan tutup sürüklemeye başladı. Okula kadar kolumu bırakmamıştı. Okula geldiğimizde yapacağım ilk iş Chanyeol'ü bulmak olacaktı. Ah, utanç vericiydi! Yanına gidip herkesin içinde yanıma çağırmak zorundaydım. Vay canına düşüncesi bile korkunçtu. Herkesin içinde Chanyeol'ü çağırmak...

Sınıfının önünde cesaretim sıfır bir halde dururken aklımdan prova yapıp duruyordum. Sesimi duyurabilir miydim? Duyururdum canım. Hah ne vardı bunda? Ellerimle oynamayı bırakırsam girecektim ama bırakamıyordum. Heyecanlanınca ellerimi koparasım geliyordu.

''Beni mi arıyorsun?''

Chanyeol'ün yanımdan gelen sesini duyunca hemen ona döndüm. Gökte ararken yerde bulmuştum. Daha baş başayken konuşamıyordum, sınıftan çağırmak zorunda kalsam ölürdüm galiba. Tanrı biliyor da karşıma çıkardı.

Yüzüme her zamanki sakin ifadesiyle bakarken kafamı salladım. Hala sınıf kapısının önünde durduğumuz için okula daha yeni gelen birkaç öğrencinin çarpmalarına maruz kalıyordum. Tamamen çarpmalardan kurtulmak için bir adım atıp Chanyeol'e yaklaştım. Saçmalamayın tabii ki sadece çarpmalardan kurtulmak için yaklaştım!

''Hallettin mi?''

Sesim nerdeyse fısıltı gibi çıkmıştı. Chanyeol sorumla birlikte gülümsedi. Gülümsemesi nerdeyse erimeme neden oldu. Kalbim kesinlikle eriyordu. Gülümsedikten ve kalbim erittikten hemen sonra cebindeki elini çıkarıp her zaman yaptığı gibi saçlarımla oynamaya başladı. Saçlarımla bugüne kadar annem bile bu kadar oynamamıştı. Sanki saçlarımın sahibi oymuş gibi hissettiriyordu.

Saçlarım artık tamamen onun sayılırdı.

''Hallettim.''

Saçımın büyük bir kısmını kulağımın arkasına yerleştirirken sakince söyledi. Kalbim şimdi ekstra mutluluktan eriyordu. Suratımdaki utangaç ifadenin yerini kocaman bir gülümseme aldı. Eğer gerçekten hallettiyse bunun karşılığını asla veremezdim. Ona kocaman bir minnettim olurdu.

''Teşekkür ederim.''

Gözlerini saçlarımdan çekip gülümseyen dudaklarıma indirdiğinde eriyen kalbim tekledi. Daha gözlerime bakmasına alışamamışken dudaklarıma bakması beni öldürürdü herhalde. Benimkinden daha farklı bir gülüş dudaklarına oturduğunda yanaklarımı sıcak bastı.

''Bu iyiliğim karşısında seni öpmeme izin verirsin değil mi?''

Söylediği şeyle başımdan aşağı soğuk su dökülmüşe döndüm. Tanrım şaka yapıyordu değil mi? Eğer beni öperse bayılırdım. Hayır cidden bayılırdım. Tansiyonum düşerdi, kan şekerim yükselirdi, kalbim mefta olurdu. Yani kısacası ölürdüm.

ErrorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin