Eve gelir gelmez üzerimdeki sıkıcı formalardan kurtuldum. Çok vaktim olmamasına karşın kediciklerime sütlerini ben götüremeyecektim. Annemi ikna etmek için kardeşim Yura'yı kucağıma alıp annemin karşısına geçtim. Yura'nın boynunu sıkıyormuş gibi yaptım ve suratımı ciddi bir ifadeye soktum.
''Kedilerimi beslemezsen çocuk ölür.''
Annem elindeki domatesleri doğramayı bırakıp bana döndü. Kollarımdaki çırpınıp tiz çığlıklar atan Yura'ya kısa bir bakış attıktan sonra sırıttı.
''İşime gelir.''
Şaşırma efektlerim eşliğinde minik ayaklarıyla boşluğu tekmeleyen Yura'yı yere fırlattım. Annem benim sırdaşım, en yakın arkadaşım, sevgilim ve geri kalan her şeyde annemdi. Ona Chanyeol'le olanları anlattıktan sonra baban da beni öyle kandırmıştı diyip benle alay etmişti. Kısacası ne yaptığımı geniş bir şekilde anlatabiliyordum.
''Kızın iş üzerinde.''
Kısaca her şeyi anlattığımda doğradığı sebzeleri birbirine karıştırdı. Salatayı salata yapan şeyleri eklerken serin anne tavırlarını koruyordu. Bir anneye bara gidiyorum dedikten sonra anne nasıl tepki vermeliydi?
''Çeyizimden misafirliklerimi çıkartayım ben de geleyim ne dersin?''
Hiçbir anneden beklenmeyecek alayı sergilerdi. Amerika'da doğup Kore'de büyüyen bütün anneler böyle miydi?
''Kedilerime güzel görünmek istiyorsan sorun değil.''
Hazırladığım sütü eline tutuşturduktan sonra eğlencesine Yura'ya tekme attım. Havalı uçuşu yine havalı bir inişle koltukta son bulmuştu.
''Yura kız, pilot mu olsam?''
Yura onu tekmelememe alışmış gibiydi. Daha dört yaşında olduğundan bana gücü yetmiyordu. Güç bendeydi!
''O ney?''
Ona cevap vermeden kapıdan çıkan anneme koştum.
''Yeol hepsinden fazla yiyor. Gerekirse popişine bir şaplak atabilirsin ama abartmadan tamam mı? Şiddet doğru değil ama onları başka türlü eğitemiyorum ne yapayım?''
Kendi kendime yakınırken annem merdivenlerden inmeye başlamıştı bile. Birkaç basamaktan sonra bana döndü ve ''Akşam saat kaç olursa olsun beni ara seni almaya gelirim. Kendine dikkat et.''dedikten sonra ciddiyetle aşağı inmeye devam etti. Zaten yapacağım bir şeyi bilmesi onun artısıydı.
Kapıyı kapattıktan sonra renkli dolabıma yöneldim. Yura her zamanki gibi bacağıma yapışıkken dolabımı gözden geçirdim.
Chanyeol'ün beni görmeyeceğine nerdeyse emindim. Öyle bir hengamede beni görmesi mucize falan olurdu. Bu yüzden kendi tarzımdan ödün veremezdim. Ama yine de bayramlık giymiş kız çocuğu tarzımdan biraz uzaklaşmam şarttı. Bacağıma yapışık duran Yura'ya ikinci bir tekme atıp uçmasını sağladığımda ağlamaya başladı. Gün içerisinde üst üste iki tekmeyi kaldıramıyordu.
''Şimdi ağlıyorsun ama ben senin iyiliğin için yapıyorum. İlerde yiyeceğin tekmelere ön hazırlık.''
Havalı bulduğum ceketi incelerken Yura'ya hayatın gerçeklerinden bahsettim. On dakikanın sonunda kombinime karar vermiştim. Beyaz üzerinde çok desen bulunmaya tişört, fazlaca kısa kot etek ve favorilerimden biri olan ceketim. Chanyeol'ün beni göreceğini bilsem hayatta böyle giyinmezdim. Aslında giyinebilirdim, bu benim cici kız havamdan biraz daha uzaktı. En sevdiğim pileli pembe eteğimle gitseydim günün yıldızı olurdum! Seçtiklerimi üzerime geçirdikten sonra Yura tekrar bacağıma yapışmıştı.