=37=

37 8 0
                                    

O sıralarda John ve Ten'in işi bittiği için eve doğru yürüyorlardı. John'un annesi Ten'i eve davet etmişti ve Ten'de onu kıramadı. Eve girdiler ve annesi onları hemen sofraya çağırdı. Eve geç gelmişlerdi ve yemeklerin soğumasını istemezlerdi. Yemeğe başlarken John'un annesinin telefonu çaldı. Annesi diğer odaya geçmişti ama konuşma sesleri geliyordu.

John tedirgin olmuştu. Annesi telefonda bağırarak birinin eve gelmemesini söylüyordu. John ayağa kalktı, ten elini tutuyordu çünkü o da korkmuştu. Annesi içeri geldi. "Baban geliyormuş ve yine şarhoş"

Ten şaşırdı. John, ten'e anlatmıştı, babası alkolikti ve eve gelmezdi, geldiğinde vurup kırıp giderdi ve annesini her gün aldatırdı. Boşanmaya çalışıyordu annesi ama bu babasını daha da sinirlendiriyordu.

Gelmişti, kapıyı kıracakmışcasına vuruyordu. John annesinin içeri geçmesi gerektiğini söyledi ve ten'i odasına sakladı. Kapıyı açtı. Babası sarhoştu ve yine bağırıyordu. John kimsenin evde olmadığını söylüyordu ama babası inanmıyordu. John bağırdı. "Kimse yok dedim, uzatma!"

Babası daha da sinirlenip oğluna tokadı yapıştırdı. John kendine geldiğinde babasını ittirdi ve kapıyı kapattı, üstüne de bir kaç kere kilitledi. Ten koşarak john'un yanına gitti. Yanağını tuttu. "Sana vurdu mu?" dedi endişeli bakışlarla. "Boşver sen" dedi john. Annesine sarıldı, "iyisin dimi sen anne?"

"İyiyim oğlum" dedi. Başka da bir şey diyemezdi zaten. Annesi odasına geçti ve kapısını kapattı. John onu yalnız bırakmak istedi. Mutfaktaki yemekler yarım kalmıştı ama kimse yiyecek durumda değildi.

John ve Ten odada oturdular. Ten john'un yanına yatağına oturdu. John'un kafasının göğsüne yasladı. "Bu kadar zor olduğunu düşünmemiştim" dedi john'un saçlarını okşarken. John gözyaşlarını bırakmıştı ama ten yüzünü göremediği için bunları bilmiyordu.

John yankışlıkla hıçkırdı.

Ten kafasını eğdi. Birbirlerine çok yakınlardı ve john ağlıyordu. "John ağlama, lüften ağlama" dedi ten ağlamasını durdurmaya çalışırken. John ağlamasını durduramıyordu. Ten'in aklına yapacak hiç bir şey gelmediğinde yorganı kaldırdı ve john'u yorganın altına aldı. Uyumak iyi gelirdi belki ona. Yanına yattı ten.

John, ten'e sıkı sıkı sarıldı. Ten daha da yaklaştı ona. John biraz olsun durdurmuştu kendini.

Ten ve john birbirlerine o kadar yakınlardı ki birbirlerinin nefeslerini duyuyorlardı. Ten bunu yapacaktı. Artık daha fazla içinde tutamazdı

Ellerini john'un yanaklarına sardı. Ve onu öptü!

John şok olmuştu.

Ama john rahatsız olup kendini çekmemişti. O da karşılık vermişti! 9-10 saniye sonra ten kendini çekti. Nefes nefese kalmıştı. "Seni çok seviyorum john, seni uzun zamandır seviyorum, bunu göremedin ama artık içimde tutamayacağım, seni her şeyimden çok seviyorum."

chinese new year ↬ dowooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin