0.2

2K 118 101
                                    

"Hanımefendi geldik." taksi şoförünün seslenişi ile cama yasladığım kafamı kaldırdım ve cüzdanım dan bir miktar para çıkarıp şoföre uzattım. "Hanımefendi bu fazla."

"Boşversene fazladan para, indir cebe. Hadi kolay gelsin." dedim ve taksiden indim. Kesinlikle iyi değildim. Yavaş adımlarla eve ilerlerken sendeleyerek yürüyordum ve bu çok rahatsız ediyordu. O yüzden topuklularımı çıkarıp elime aldım.

Kapıyı geldiğim de ayakkabıları bırakıp çantamda ki anahtarı aramaya başladım sonunda bulmuştum da. Anahtarı havaya kaldırıp gülümsedim ardından kapının anahtarı deliğini aramaya başladım.

E nerede bu delik hem dönüyor muydu bu kapı? Karanlık yüzünden göremiyordum da o yüzden anahtarı gelişi güzel deliği sokmak adıyla delik olarak tahmin ettiğim yerlere vurmaya, girdirmeye çalıştım. Tam anahtar ile kapıya tekrar vurucağım an kapı açılmıştı.

"Oha işe yaradı lan!"

"Zeyno?"

Kafamı kaldırdığım da annemle karşılaştım. "Oo Kader sultan naber ya?"

"Zeyno iyi misin kızım?"

"Anne sen geceliğini mi değiştirdin? Kırmızı olan daha güzeldi sanki."

"Kız sen ne içtin? Yürü hadi yürü." dedi ve beni kolumdan çekiştirerek eve girdirdi. "Tamam anne ya bırak sen beni hem ben uyucam."

"Önce bir duş alda kendine gel." Ofladım. "Tamam ya hadi iyi geceler." dedim ve annemin iki yanağından öptüm. "Ay Zeyno leş gibi kokuyorsun hadi kızım."

Merdivenlerin kollarına tutunarak yukarı çıkmaya başladım. Odama gelir gelmez önce kendimi sırt üstü yatağa attım ve derin bir nefes aldım. Sonradan Çağrı ile yaşadıklarımız aklıma gelince parmaklarımı istemsiz dudaklarım da gezinmeye başladı.

Gözümde tekrarlanıyordu o anlar. Sertçe yutkundum. Acaba o kapı sesi gelmeseydi neler olucaktı? Yok, hayır düşünme Zeyno düşünme! Yataktan kalktım ve direkt banyoma ilerleyip ılık bir duş aldım.

Ardından kıyafetlerimi hızlıca giyinip uykumun gelmesi ile uyumuştum.

***

"Günaydın."

Çantamı yanımda ki sandalye ye yerleştirdim ve oturdum.  "Günaydın kızım." diye annem bana karşılık verirken babam da bir şeyler mırıldanamıştı. Şirket meselesi yüzünden hâlâ bana kızgındı.

"Zeynep, kızım ne içersin?"

"Portakal suyu olur Hande abla."

Hande abla gülümseyip bardağıma portakal suyu koyduktan sonra ona teşekkür ettim ve tabağımı peynir, domates gibi kahvaltılıklarla doldurmaya başladım.

"Gece eve sarhoş geldin."  bakışlarını tabletten kesip bana doğrulttu babam. Al işte yine aklıma gelmişti dün gece. Babama cevap vermezken sıkıntı ile nefes verdi. Sarhoş olduğum zamanlar tüm çocuklarla Ege de kalıyorduk çünkü Ege'nin anne ve babası yurt dışındaydı.

Ev boş olunca da hepimiz yararlanıyorduk ondan.

"Bir daha olmasın. İstemiyorum evde böyle olaylar." sessiz kalıp kafamı salladım. "Akşam yemeğe Önder ve Nesrin geliyor haberin olsun Kader ona göre yemekleri hazırla."

"Tamam Fırat hallederim ben."  daha fazla masa da durmak istemediğim için sandalyeden kalkıp çantamın bir kolunu taktım. "Afiyet olsun. Çıkıyorum ben."

hate||• zeyçağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin