1.5

563 69 114
                                    

Odama geçip aynadan kendime baktım. Olayın üzerinden elli dakika geçmişti ve ben her şeyi yeni idrak ediyordum. Aptalca düşüncelerimin hayatımın sonunu getireceği gerçeğiyle yüzleşmiştim.

Zar zor kendime yatağa bıraktım. Korkudan gözlerimi bile kırpamıyordum. Kendimi bir şekilde uyumaya zorlamaya çalıştım. Hiç başarılı olamamıştım. Çoktan sabah ışığı odaya dolmuştu.

Yataktan çıkıp lavaboya indim ve elimi yüzümü yıkadım. Odaya geri çıktım ve saçlarını tarayıp hazırlanmaya başladım. Kapının çalınmasıyla gözlerimi kapıya çevirdim.

Chris:" y/n müsait misin?" dedi.

y/n:" Evet, gelebilirsin." dedim.

Chris içeri girdi ve kapıyı kapadı. Yatağa geçip oturdu.

Chris:" Bir şey konuşmak için geldim aslında."

y/n:"Ee... Konuşabiliriz, dinliyorum seni." dedim. Chris ellerini boynuna getirdi ve ovuşturdu.

Chris:" Şöyle, seni buraya getirerek sana kötü anlar yaşattığımın farkındayım ama bazen bir şeyleri istemesem de yapmam gerekiyor. Bu yüzden özür dilerim. Ayrıca dün gece masada sana bulaşmam falan da seni rahatsız etmiş gibiydi. Sadece seninle uğraşmak hoşuma gidiyor ne de olsa sen benim küçük kardeşimsin. Eğer kendini annenin önünde rezil olmuş gibi falan hissediyorsan, asla öyle olmadığını bil. Lili sadece seninle veya benimle ilgileniyormuş gibi davranıyor. Sırf vicdanını az da olsa rahatlatabilmek için. Her neyse. Herhangi bir zaman sana bulaştığımda da ciddi algılamanı istemiyorum. Anne babamızın aptal kararları yüzünden abi kardeş olarak çok anımız yok bunu sen de biliyorsun. Demek istediğim seni cidden seviyorum, değer veriyorum. Herhangi bir zorlukla karşılaştığında gelip bana anlatmanı istiyorum. Üzüldüğün veya sevindiğin şeyleri anlatabileceğin bir annen yok ama abin var tamam mı?"

Bunları söyleyenin Chris olduğun anlamam biraz uzun sürdü. Aslında düşünceli bir insan olduğunu sanmıyordum.

Chris'in yanına gidip yatağa oturdum. Cümlelerimi biraz toparladım ve konuştum.

y/n:" Annemi sevmiyorum. Sorun annemi sevmemem değil bir şekilde her şeye katlanabiliyorum zaten. Sadece sevmediğim birine samimi olup, seviyormuş gibi davranmak... Bana göre bir şey değil. Kendimi kötü hissettiriyor. Gerçi evden uzaklaşmak iyi gelebilirdi. Ama işte... Neyse. Yani bana bulaşman bazen beni sinirlendiriyor o kadar, beni sevdiğini hissedebiliyorum. Sadece dün herkesin içinde Eddie hakkında bir şeyler ima etmeye çalışman beni tuhaf hissettirdi. Hem seni bütün aile üyelerinden daha çok seviyorum. Gerçekten iyi bir abisin. Eskiden senin hakkında kötü düşüncelere kapılıyordum. Ama fark ettim ki çoğu abinin yapacağı gibi beni korumaya çalışıyorsun. Seni cidden seviyorum Chris." dedim.

Chris konuştuğumuz konu yüzünden biraz hüzünlenmiş gibiydi. Bana döndü ve gülümsedim.

Chris:"O zaman... Bugün beraber abi kardeş günü yapabiliriz?" dedi.

Dediğine gülüp Chris'e sarıldım. Evet, bazen uyuz biri olabiliyordu ama abimdi sonuçta.

Chris:" Ben gidip kahvaltı için hazırlanayım." dedi.

y/n:" Aşağı inerken beni de çağır!!"

Chris başını sallayarak kapıya yöneldi. Odadan çıkarken kapının arasından başını çıkardı.

Chris:" Ama kabul et Munson hakkındaki iddialarım doğruydu."

y/n:" Siktir git Chris."

Chris gülerek başını kapının aralığından çekti ve gitti.

Eddie Munson ile Hayal Et !!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin