chan yine geceleri uyumakta zorluk çektiği için gün içinde biraz yorulmuştu
"hocam bu günün dersini ne zamana atalım?"
"sorun yok jisung çıkışta birlikteyiz"
"hocam kötü gözüküyorsunuz bu gün ders yapmasakta sorun değil"
"sorun değil dedim hanji.."
chan gülümseyip jisungun saçlarını karıştırdı.
ve devam etti"bu gün o fiziğin altından üstünden geçicez."
jisungda gülünce chan elini geri çekti ve bilgisayarını kapattı.
felix ile çıkarlarken felix 17 chan 21 yaşındaydı şu an ise felix hala 17 chan ise 28 yaşındaydı. felixin okuduğu okulda fizik öğretmenliği yapıyordu senelerdir ve jisung da çok sevdiği bir öğrencisiydi fakat fizikte ne kadar denesede anlamaması üzerine chan jisunga özel ders teklifinde bulunmuştu jisung ise 11. sınıf olduğundan dolayı elbette kabul etmişti.
chan herkesin okulu terk etmesi ile jisungu merdivenin başında bekliyordu.
jisung hızla merdivenlerden inerken bir yandan da çantasını takmaya ve montunu düzeltmeye çalışırken chan güldü ve o anda jisung merdivenlerde durdu, utanarak yavaşladı ve düzgünce chanın yanına geldi. konuşarak giden ikili chanın arabasına vardıklarında binip jisungun evine gitmeye başlamışlardı
saatler sonunda biraz mola veren ikili ile jisung rahatsız sandalyesinden kalkıp yatağına bir anda kendisini atması sonucu chan ufak bir kahkaha attı
"tanrım jisung bu kadar yorulmuş olamazsın."
"hocam tam 2 buçuk saattir aralıksız fizik dersiyle ilgileniyorum"
"hanji bu kadar söyleneceksen gidiyorum"
"yok hocam ne söylenmesi midem söyledi o sözleri."
jisung yataktan kafasını kaldırıp piç bir şekilde chana gülümsedi
"hadi yemeğe!!"
chan jisungun bu hallerine gülmeden edemiyordu. jisung onun monoton bu hayatında onu güldüren biriydi. bir öğrencisi..
"anne!! açız biz!!"
"gelin bebeğim yemeği hazırlıyorum bende"
mutfağa inen ikili jisungun annesine yardım etmeye başlamışlardı.
"siz bırakın bayan han ben hallederim"
"oh çok teşekkürler chan bey evladım bu gün fazla yoruldum pazara filan gittim de belim çok ağrıyor"
"anne ben hocama yardım ederim sen git dinlen biraz zaten yeni geldin işten"
annesi onaylar mırıltılar eşliğinde mutfaktan ayrıldığında ikili yemek hazırlamaya başlamışlardı.
jisung ögretmenini izlerken büyülenmişti
"jisung. okul dışında eve geldiğim zaman yada dışarıda falan gördüğünde bana hocam ya da bay chan demek zorunda değilsin."
jisung sessizce onu dinliyordu, chan ona döndü ve onu ilgiyle izleyen öğrencisinin saçlarını okşayıp ona şevkatle gülümsedi.
"chan diyebilirsin.."
derin bir nefes aldı ve devam etti.
"ya da.. chris."
jisung kocaman gülümseyip yerinde dikleşti ve konuştu.
"hyung desem yani pek saygıyı bırakmak istemiyorum biraz garip hissettiriyor"
chan gülümseyip tekrar kafa salladı ve jisungdan baharatları istedi.
"şey chan hyung acı koymasak olur mu?"
"sende mi acı yiyemiyorsun ben sen seversin diye katacaktım."
"acı yiyemiyorum hyung, hem sen deli misin? acı yiyememene rağmen ben seviyorum diye katacakmıydın böyle şeyler yapma hyung ölür kalırsın sonra ben- biz sensiz ne yaparız"
chan yine ve yine kahkahalar attı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nisan'ın 2si -chanlix-
Fanfictionchan: bebeğim.. sözümü tuttum. artık mutlusundur umarım.