#8

14 2 4
                                    

Kaçıncı bardak olduğunu saymadığım içki bardağını tekrar doldurması için barmene verdikten sonra elimi cebime atıp telefonumu çıkartarak ekranı açıp şifresini girerek Tae'nin numarasını aradım. İkinci çalışta açtığında boğuk bir şekilde konuşmaya başladım.

"Tae beni **** barından alabilir misin araba kullanacak durumda değilim."

"Sarhoş musun lan sen ? Niye o kadar içiyorsun amına koyayım?"

"Gel işte."

"Orda kal geliyorum."

Telefonu kapattığında kulağımdan çekip tekrar cebime yerleştirerek göz kapaklarını açık tutmaya çalışıyordum. Sanki her şey üstüme üstüme geliyordu ya da ben kafayı sıyırmıştım.

Evden çıktıktan sonra direkt olarak bara gelmiş ve içmeye başlamıştım. Gördüklerimi sindirmeye çalışıyordum fakat bir yararı olmuyordu her dakika sinirim daha çok artıyordu.

Barmen önüme içkiyi koyduğunda bardağı elimle tutarak dudaklarıma götürmüş tek dikişte içtikten sonra bardağı tezgaha koyup bardak ile oynamaya başladım.

Aklıma görüntüler geldikçe yüzüm gerilirken dudaklarımı dişledim. Neden bu kadar sinirlendiğimi bilmiyordum. Jimin'de herkes gibi birisiydi benim için. Beni sinirlendiren şey neydi ?

Koluma dolanan eller ile kendime gelip elin sahibine döndüm. Tae gelmişti. Burda olduğumu nerden biliyordu bu ? Beni mi takip etmişti ?

"Hadi kalk gidiyoruz." Tae kolumdan çekiştirerek zorla ayağa kaldırdığında gözlerimi sıkıca yumup başımı salladım.

"Hayır, gitmeyeceğim."

"Gidiyoruz dedim, yürü."

Gözlerimi açtığımda karşımda ki kişinin Tae değilde Jimin olduğunu gördüğümde gülümseyip başımı hızla salladım.

"Tamam o zaman hemen gidelim."

Öpmek için dudaklarına uzandığımda tam gözümü kapatmış öpüyordum ki yanağımdaki acı ile başım yana düştü.

Jimin'in neden bana vurduğunu sormak için önüme döndüğümde Jimin yerine Tae olduğunu görmem ile şaşkınca ona baktım ve yarım ağız konuştum.

"Jimin nereye gitti Tae ?"

"Ne Jimin'i lan gavat ? Beni öpüyordun amına koyayım ilk öpücüğümü jeon'a saklıyordum sana gidecekti az kalsın."

Göz devirip kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Mal mal bakma düş önüme eve gidiyoruz."

Eli tekrar kolumu sardığında ona ayak uydurup çıkışa ilerledim.

Jimin'den

Başımın ağrısı ile yavaşça gözlerimi aralayıp gözlerimin ışığa alışmasını bekledim.

Uzandığım yerden doğrularak başımı ovuşturdum. Biraz kendime geldiğimde bulunduğum odayı inceledim. Çoğunlukla yeşil tonlarının hakim olduğu sade bir odaydı. Neden burada olduğumu bilmiyordum. Burası neresi ve kim beni getirmişti ?

Odanın kapısı açıldığında etrafı incelemeyi bırakıp gelen kişiye baktım. Turuncu saçlı bir adamdı. Bana gülümseyip yanıma yaklaştığında onu izleyip kendimi geri çektim. Yanıma, yatağa oturduğunda kendimi yatak başlığına yaslayarak ondan uzaklaştım. Adam bozuntuya vermeden elini kaldırıp yanağıma koyacağı sırada hızla elini itip yataktan aşağı inerek ayağa kalktım.

"Dokunma bana! Sen kimsin ?"

Adam dilini yanağının içinde gezindirip yataktan kalkarak ayaklandı. Karşıma geçip baştan aşağı beni süzdükten sonra birden kolumdan tuttuğunda ne kadar çırpınsamda hiç pas vermeyip boy aynasının önüne getirerek arkama geçti. Ayna da gördüğüm görüntüm ile ağzım açık kaldığında konuştu.

"Bu gördüğün izlerin sahibiyim."

Gözlerim yavaştan dolarken arkamda ki bedeni ittirip kapıdan çıkacağım vakit hızla beni belimden kavramış ve duvara yaslayarak kollarımı duvarda sabitleyerek bacaklarını bana bastırarak çıkmamı imkansız hale getirdiği halde çırpınmaya çalışıp bağırıyordum.

"Bırak beni aşağılık herif!"

Bunu dememle daha çok ellerini sıkarak parmak uçlarımın beyazlamasını sağladı. Ben ondan kurtulmaya çalışırken bileklerimi tek elinde sabitlemiş ve belinden bir şey çıkartarak karnıma bastırarak bilincimi kaybetmemi sağlamıştı.

Taemin'den devam

Sabah uyandığımda ilk olarak işlerimi halletmiş ve erken saatlerde evden ayrılarak ortak evde soluğu almıştım.

Öğlen saatlerinde bizimkilerde uyanıp eve geldiklerinde araştırmalarımıza devam ederek bilgisayardan deponun kamera kayıtlarını izliyordum. Bir kaç tanesini izlediğim halde hiçbir sonuç alamamış fakat pes etmeyerek kayıtları izlemeye devam ettim.

En sonuncu kayıtı izlerken bir şey fark ederek tekrar tekrar başa sardım.

Bu kamera dış cepheye bakıyordu. Çok belli olmasa dahi bir arabanın ordan geçerken ki görüntüsünü kaydetmişti. Gülümseyip bu kamera kaydını başka bir dosyaya aktararak flaşı çıkardım.

Sıra bu evin kamera kayıtlarına gelmişti. Hızlı kamera kayıtlarını açarak o günkü kamera kaydını hızlandırılmış şekilde izlemeye başladım.

Fark ettiğim detay ile o kısmı yavaşlatıp görüntüyü izledim. Kayıtta bu sefer belli olan aynı araba vardı sevinçle gülümsedim.

Şimdi sıra Suga'nın bize o videoyu nerden attığını bulmak kalmıştı. Az önce izlediğim kamera kaydını dosyaladığım yere koyarak Suga'nın gönderdiği videoyu bulmaya çalıştım. Sinirden yanak içlerimi kemiriyordum. Ellerim titriyor, doğru düzgün işimi yapamıyordum. O görüntüler aklıma geldikçe kafayı yiyecek gibi oluyordum. Onu öpüşünü, üstüne uzanışı.. Tanrım çıldıracağım. 

Yanımda bulunan küçük vazoyu elime alıp duvara fırlatarak ayağa kalktım, odanın içinde hızlı adımlar ile dolaşmaya başladım. Karina'nın ne zaman yanıma gelip kolumu tuttuğunu bilmiyordum o kadar odaklıydım ki sadece Jimin'i ordan nasıl kurtaracağımı planlamaya ve o adamın dokunduğu her yeri temizlemeyi istiyordum ve tabii ki o adam ona neresiyle dokunduysa orasını söküp atacaktım. O benimdi ve ben benim olan şeyleri paylaşmayı seven birisi değildim.

"Taemin sakin ol, otur şuraya. Eminim ki Jimin'i bulacağız. Hemen pes etme."

Karina'nın konuşması ile az önce kalktığım koltuğa tekrar oturup derin nefesler vererek sakinleşmeye çalıştım. Bu şekilde devam edersem Jimin'i hiç bulamayacaktım. Silkelenip birazda olsa kendime geldiğimde yarım kalan işimi tamamlamak için tekrar bilgisayara yöneldim.

Sonunda aradığım şeyi bulduğumda sırıtıp Karina'ya döndüm.

"Sen burdan Rm Hyung ile birlikte Suga'nın yerini bul. Benim halletmem gereken bir işim var. Bulduğunuzda beni arayın, burda olacağım."

Beni başıyla onayladığında oturduğum yerden kalkarak bulunduğumuz odadan çıktım. Telefonu ve anahtarları alarak evi terk ettim. Yerini bulacaklarına inanıyordum. Suga her ne kadar bir mafya olsada tam bir salaktı o videoyu bize atarak onu bulabileceğimizi hesap edememişti. Onu bulduğumda çeşitli işgenceler uygulayacaktım üzerinde. Elbette önceliğim Jimin olacaktı.

----------

----------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 30, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PlaymateHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin