Kırmızıdan kaçış

216 29 11
                                    

Başımı kaldırdığımda Bakugou üstüme ceketini örtmüş bir şekilde bana bakıyordu. Hafifçe sırıttım.
- Bu senin özür dileme yönteminmi ?

Gözlerini gözlerime diktiğinde yine o kan kırmızı rengi tekrar gördüm. Birden ayaklandım ve ordan kaçtım. Arkamdan bağırdı.

- Bu kadar mı nefret ediyorsun benden ?

Hayır ondan nefret etmiyordum. Onun gözlerinden korkuyordum. O kan kırmızısından korkuyordum. Koşarken yanlışlıkla birine omuz atmıştım. Kim olduğuna bakmadım bile. Sadece kaçtım. Kırmızıdan kaçtım. Sonunda Yurdun önüne gelmiştim. Hemen odama girdim. Neden ondan bu kadar korkuyordum ki ? Düzeltiyim gözlerinden. Sonunda kendimi yatağa attığımda elimdeki cekete baktım. Yanlışlıkla yanımda onun ceketinide getirmiştim. Ve galiba bunu ona geri vermem gerekiyordu. Birden istemsizce ceketi kokladım. Kedi kokuyordu. Tamamen kedi kokuyordu. Kedi ve ağır bir parfüm.

Birden şaşırdım çünkü o korkuya rağmen panik atak geçirmemiştim. İlaçlar etkisini nihayet gösteriyormuydu yoksa. Belkide iyileşiyorumdur. Hiç sanmıyorum. Yinede kendimi riske atmamak için haplarımı attım. Yavaş yavaş gözlerim kapandı. Bedenimi uykuya bıraktım.

Kapının tıklanmasıyla uyandım. Karşımda Uraraka vardı. Gülümsedim oda bana gülümsedi.
"Hadi Nao herkes seni bekliyor" şaşırmıştım neden herkes beni bekliyordu ki "Neden ?"
Küçük bir kahkaha attı. "Akşam yemeği için şapşal" ona boş boş baktım AA evet Akşam yemeği. "Üstümü giyinip geliyorum" dedim. Kapıyı kapattım. Üstüme bol kahverengi üzerinde Iron Maiden logosu olan bir tişört giydim. Altımada bol gri pijama altımı giyinip aşağı indim. Masada herkes vardı bir kişi hariç.

Denkinin yanına oturdum. Herkes yemeğini yerken ona hafifçe fısıldadım.
"Bakugou nerede ?"
Ağzı dolu bir şekilde
"Odasında kendisini pek iyi hissetmiyormuş" dedi . Sonra çapkın çapkın baktı.
" Ne o yoksa çokmu merak ettin" Hafifçe sırıttı. Birden Ensesine sertçe geçirdim.
Bağırmaya başladı.
"Yavaşş"
Masadaki herkes birden bize baktı. Bakışları yok etmek için.
" Ah Denkiciğim biraz yavaş yesene boğazına durdu işte gördünmü" Öksürmeye başladı. Bu sefer sırtına vurdum daha da sert vurdum.
"Yavaş ye Denkiciğim"
.
.
.
.
.
.
.
Yemeğe daha sonra katıldığım. İçin bulaşıklar bana kalmıştı. Bulaşıkları yıkadıktan sonra odama geçtim. Bakugou nun ceketini alıp onun odasına doğru gittim. Kapıyı tıkladım fakat ses yoktu. Tekrar tıkladım yine ses gelmedi. İçeriye girdim. Kapı kitli değildi. İçeriye girdiğimde gördüğüm manzara biraz fazla tatlıydı. Miku ve Bakugou ikiside yatakta uyuyordu.

Yorganın üstüne uyumuşlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yorganın üstüne uyumuşlardı. Bu yüzden üstleri acıktı. Bakugounun ceketini onların üstüne serdim. Ceketin cebine yaş mama koymuştum Miku için üstünde de Mikuya afiyetler yazıyordu. Daha fazla ses yapmadan odadan çıktım. Odadan çıktığımda arkamı döndüm ve birden Todoroki ile burun buruna geldim.
Soğuk gözlerle bana baktı.
"Neden Bakugounun odasından çıkıyorsun"

Karşımdaki kişi Denki olsa ortamda mal mal bağırır bunu herkese yayardı ama şükürler olsun ki Karşımdaki kişi Todorokiydi. Bana hesap sormasına bile razıydım.

"Ah şey Todoroki-kun Bakugou ya ceketini getirmiştim sınıfta unutmuş da bende haliyle sınıf arkadaşı olarak onu düşündüm. Bakugou nun odasına mı gircektin? Kendisi şuan uyuyorda"

"Anladım" dedi ve sorgular gözlerle bakıp yürümeye başladı.

"Şey Todoroki-kun bizim sınıfı bilirsin şey bir sınıf işte şey. O yüzden birine deme olurmu yanlış anlaşılma olmaması için"

Yürümeye devam ederek
"Tamam. Söyleyecek birim yok" dedi son Söylediğini çok ama çok daha sessiz söylemişti ve muhtemelen duymadığımı düşünüyordu.

"Teşekkür ederim."
Yavaş yavaş gözden kayboldu. Aslında onun için üzülmüştüm. Bir buçuk yıldır hepimiz sınıf arkadaşıydık. Herkes birbiriyle anlaşıyordu. Ama o bize karşı daha soğuktu. Elimizden geldiğince ona yakın davranmaya çalışıyorduk ama herzaman mesafesini koruyordu. Aslında biraz daha sosyal olsa gerçekten çok popüler olurdu. En güçlü kahramanlardan birinin oğluydu,aşırı güçlüydü ve asla inkar edemeyeceğim bir şekilde çok yakışıklıydı. Bir gülüşüyle kızları kendine hasta edebilirdi.
.
.
.
.
.
.
.
.
AŞKOLAR SELAMM UZUN ZAMAN OLDUU GERÇEKTEN KURGULAMAYI VE YAZMAYI ÇOK ÖZLEMİŞİMM. ELİMDEN GELDİĞİNCE AKTİF OLUCAMM. NE HİKMETSE SÖMESTIRIN SON GÜNÜ BÖLÜM YAZMAK AKLIMA GELDİ. NEYSE OLUR ÖYLE ŞEYLER OY VERMEYI UNUTMAYINN ÖPÜLDÜNÜZ 😽

Bakugou x reader  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin