3. Bölüm ~Aydın'a yolculuk~

225 167 20
                                    

Ve yeni bölüm sizlerle 💜

Beğenip ve yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz seviliyorsunuz.

🖤

" Kızlar kaç saatlik yol kaldı? Yeminle çok sıkıldım git git bitmiyor."

Gülüm boş boş konuşup dururken, manzarayı izlemekten vaz geçip Gülüme baktım. Tam dudaklarımı aralamış konuşacaktımki Yüsra benden önce davranıp konuşmaya başladı.

" Yok ya, biz çok eğleniyoruz Gülüm. Bide utanmadan sıkıldım diyorsun. Sen ve Yare 'yükseklik korkum var' demeseydiniz şuan Aydın'da olurduk uçakla yarım saatlik yolumuz varken arabayla 9 saatlik yol gidiyoruz."

Sesi sitem eder gibi çıkmıştı.

başımı onaylarcısına salladım. Bakışlarım sus pus olan Yare'ye kaydığında dudaklarını büzmüş, kollarını da birbirine kavuşturmuş şekilde camdan dışarıyı izlediğini gördüm. Yüsra ve Gülüm ise yine laf atışmalarına girmiş birbirlerine racon kesiyorlardı.

Ablamın işlerinden dolayı Aydın'a yani memleketime tekrardan taşınıyorduk.

Ailemi kaybettiğimde 8 yaşındaydım şimdi ise 17 yaşında bir genç kızdım. Zifiri karanlık geceydim Ben. O yüzden arkadaşlarım, ablam ve beni tanıyan herkes adımı Buse diyerek değilde Gece diyerek hitap ederlerdi. Gelelim güzeller güzeli kardeşlerime.

9 yaşında iken ablanın beni götürdüğü Sivas'ın meşhur dövüş kursunda, üç birbirinden güzel, iyi, güçlü ve fedakâr kardeş edinmiştim Gülüm, Yare, Yüsra.

10 yaşımdan sonra hep birlikte büyüdük. aynı evi, aynı odayı kısacası öz kardeşinle ne yaparsınız ben hepsini onlarla birlikte yaptım.

Kardeşlerimde benim gibi karanlık geçmişleri vardı, Onlarda en az benim gibi acı çekmişlerdi.

Gülüm, anne ve babasını hiç görmemiş, gözlerini cami avlusunda açmış anne ve babası tarafından terk edilen bir bebek olmuştu.

Yüsra' da 5 yaşındayken, annesinin ve babasının gittiği deniz tatilinde gemiyle denize açılma sonucu gemide oluşan büyük arzayla denizde boğularak can vermişlerdi .

Yare ise, annesi onu doğurduğu esnada hayatına son vermişti. Babasını ise hiç görmemiş yaşıyormu, ölümü hiç bir fikri yoktu...

Defalarca Yare'ye babasını araştırmasını söyledim ama o her defasında ' beni merak etmeyen birini aramam ben. Eğer gerçek bir baba olsaydı gözlerimi ilk açtığımda kendimi onun kollarında bulurdum' deyip bizleri terslerdi.

İşte bizi birbirine bağlayan gerçek çektiğimiz acılardı.

Şöför koltuğunda oturan Ahmet abiye yolumuzun ne kadar kaldığını sorduğumda 2 saatlik yolumuzun kaldığını söylemişti. Gülüm ve yarenin yükseklik korkuları olduğu için ablamın söförü Ahmet abi bizi Aydın'a götürecekti. Malesef Sivas'tan yine Aydın'a taşınıyorduk.

Ablam ortağı Ozan Topraklı'yla yeni bir şirket açmıştı Aydın'da. Normalde işlerinden dolayı Sivas'tan Aydın'a iki veya üç günlüğüne gider daha sonrasında ise geri dönerdi taki işlerinin iyice yoğunlaştığına kadar.

Yare'nin ismimi söylemesiyle düşüncelerimden sıyrılıp dikkatimi yareye verdim.

" Gece, sana birşey soracağım."

"Sor yare."

"Önce Hazan ablayamı uğrayacağız, yoksa evemi geçiş yapacağız?"

Dediğinde duraksayıp bir anlığına düşündüm, daha sonrasında mantıklı bir karar verdiğimi düşünerek yarenin sorusunu cevapladım.

BENİ KENDİNDEN KURTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin