29. BÖLÜM "O, GÜN"

26 22 31
                                    

                                                       𝒀𝒂𝒛𝒂𝒓'𝒅𝒂𝒏......

Lodos denen fırtına iki aşığı da sağdan sola savurup onları birbirleriyle sınar gibiydi sanki. İki genç asılsız bir fırtınanın kurbanlarımı olacakdı? yoksa o korkunç fırtınanın galibimi olacaklardı?

.....

Genç adam arabasını uçurumun kenarında durdurur durdurmaz arabadan inip derin bir nefes içine çekti, ağırdan soluğunu dışarıya verince yumruk yaptığı elini açıp parmaklarımı öfkeyle saçlarından geçirdi.

Neydi şimdi bu öfkesi? Önemsediği kızı Azat'ın yanında gördüğü için miydi? Yoksa onunla son derece tehlikeli olan yarışmaya katılması mıydı?

Onu ne zaman Azat'ın yanında görse bastıramadığı ofkesiyle genç kıza zarar veriyordu. Fiziksel anlamda değil onun ruhuna zarar veriyordu ve bunun farkına yeni varmıştı. o kuyu kahve gözlere baktığında nasıl bir acı çektirdiğini anlamıştı. garip bir şekilde oda Buse'yle beraber acı çekmişti.

Aras hüzünle cebinde çıkardığı bilekliğe bakıp acı bir tebessüm yüzüne yerleştirdi. Biran o gün aklına geldi.

onun odasına girdiği gün...

Bir şekilde penceresinden odasına girmeyi becermişti. Saatlerce sıkılan dan Buse'nin kusursuz yüzünü incelemiş huzur veren kokusunu doyasıya içine çekmişti. O ipeksi saclar, buruk bakan kahve gözleri, kemiksiz burnu, dolgun dudakları ve herşeyiyle onu sahiplenmek istiyordu onu bir sandığa kapatıp kimsenin onu kefş etmesini istemiyordu. Ona ondan başkasının dokunmasını istemiyordu o gözler sadece kendisine baksın istemişti. Ama ama bugün Azat'ın eli onun çıplak tenine temas etmişti ve bunu gören Arasın içindeki kor ateş yine alevlenmişti.

Aras kendini diz üstü yere atıp ses tenini koparmak istercesine bağırdı.
Gür sesi uçurumun yamaçlarından yankı yapıp acı çeken Aras'ın sesini tüm Aydın'a duyurmak istedi... Gök yüzündeki yıldızlar Arasın bu haline şahit olurken Aras dolu gözlerini onlardan çekip koluna verdi eliyle kazağını yukarıya sıyırıp çapraz şekilindeki derin yaraya baktı yara hâlâ tama olarak iğleşmemişti ne kadar derin olursa olsun müdahale etmemiş bir doktora bile göstermemişti.

O akşam Buse'nin düşündüğü gibi birşey olmamıştı. Arasın aklındaki intikam ateşi o yöndeydi kızı kullanıp bir kenara atmaktı. fakat yapmamıştı bırakın ona dokunmayı yaklaşmamıştı bile...

O gün o kadar sinirliydi ki aklıma gelen iğrenç planı gerçekleştirmeyi and içmişti adeta. ama yapmamıştı işte, onu kendi pisliğiyle kirletmek istememişti.

İşte o Aras Topraklı'dı ani kararlar alan ve ne yaptığını bilmeyen yardıma muhtaç bir insandı.

                                                           ' O GÜN '
O gün Aras Buse'nin içeceğine uyku hapı katmıştı, Buse o içeceği içtikten sonra zaten derin bir uykuya dalmıştı. Aras planının ilk adımını başarıyla tamamlarken suçluluk duygusu genç adamı çoktan ele geçirmişti.

Aras yutkunarak gözlerini kızın Kusursuz yüzünde gezdirdi. içinde değişik bir his vardı.

neydi bu his?

Aras gözlerini yumup kendi kendine 'kendine gel Aras! o, seni kandırmaya çalıştı!' Dedi,

Hâlbuki genç adam kendini kandırıyor du, ona dokunmayacağını oda biliyordu ama yinede şansını denemekten geri çekilmiyor du.
Aras kızı bir hamlede kucağına alıp yatak odasına ilerledi. Buse'nin yüzüne bakmıyordu kehribarları direkt karşı tarafta gideceği odasındaydı.

BENİ KENDİNDEN KURTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin