5

263 41 9
                                    

Bar olayının üzerinden bir hafta geçmişti bile. Bu zamana kadar Sanzu evde kalıp odasından gerekmedikçe çıkmamıştı. Tabi ki ortalıkta görünmediği için Ran en az on kere aramıştı. Tek gecelik ilişki olayı kendisine o kadar utanç verici geliyordu ki hiçbir aramasına cevap vermemişti. Sadece tekrar aramaması için ben iyiyim mesajını atmıştı.

İzana'nın ayak işlerini yapmak için gitmediğinden son hapını da dün gece bitirmişti. İzana böyle şeyleri pek takmazdı ama bu zamana kadar işinin başında olmadığı için tüm görevini Ran'ın üstlendiğine emindi. Aksi takdirde ikinci günün sonunda İzana'nın arayıp köpürmesi gerekirdi. Sandığı kadar dikkatsiz değildi.

Onun dışında Mikey hiçbir şekilde arayıp sormamıştı bile. Bu canını fazlasıyla yaksa da böyle olacağını biliyordu. Hiçbir zaman Mikey'nin en yakını olmamıştı. Oysa kendisi onun için canını bile vermeye hazırdı. Arada odasına gelen Yasuhiro'ya sormak zorunda kalıyordu. Olan biteni ondan öğrendikten sonra Mikey'e kendisi mesaj atıyordu. Yokluğunu dahi fark etmediğini bu sabah öğrenmişti.

Odasında geçirdiği bir hafta rutinin işine birde ağlama saatleri eklemişti. Yasuhiro eskisi kadar çok yemek yemediğinden hastalanacak diye korkuyordu. Yine güneş yerini aya bırakırken alt kattan gelen yemek kokuları karnını acıktırmıştı.

18. Yaş gününde Yasuhiro'nun hediye ettiği boyu kadar tavşanı kucağından indirip ayaklanarak odadan çıktığında Yasuhiro'da onu yemeğe çağırmak için mutfaktan çıkıyordu. Merdivenlerde karşılaştığı sıska bedene geniş bir gülümseme sunarken Sanzu saçlarını toplayarak at kuyruğu yapmıştı.

"Bende tam seni çağırmaya geliyordum."

"Fazla şımartıyorsun beni. Pişman olabilirsin."

"Sanmıyorum." Son bir haftayı evde geçirdiği süre boyunca Yasuhiro ile vakit geçirmeye de özen göstermişti. İşleri dolayısıyla sevgili ev arkadaşını ihmal ettiğinin farkındaydı. Özellikle kalbini fazlaca kırdığı zamanlar için özür dileme ve hatasını telafi etme şekliydi.

Masaya oturduğu an iştahının kaçtığını hissetti. Son üç gündür böyle oluyordu. Büyük bir açlıkla odasından çıkıp mutfağa girdiğinde midesinin almayacağını düşünerek fazla bir şey yiyemiyordu. Elbette tüm bunların sebebinin kullandığı haplar yüzünden olduğunu biliyordu.

Ama bunu bilmeyen Yasuhiro onun adına gerçekten endişeliydi. Ona bir kaç kez hastaneye gitmeyi teklif etse de Sanzu her defasında red etmiş ve iyi olduğunu savunmuştu. Sessizlik içinde geçen yemek sonrası film izlemeye karar verdiler. Ve bu fikir Yasuhiro'dan çıkmıştı.

Sanzu'ya karnını güzelce doyurması gerektiğini söyledikten sonra bu gece istediği kadar içebileceğini söylemişti. Sanzu bu teklifi elinin tersiyle itmek istemeyeceği için zorlana zorlana tabağını bitirmeyi başarmıştı.

"Ee, ne izleyeceğiz?"

"Bilmem. Sen ne tür bir şey izlemek istersin?"

"İnternetten bakıyorum." Yasuhiro bulaşıkları yerleştirirken Sanzu telefonundan izleyebilecekleri bir film bulmaya çalışıyordu. İlgisini çeken filmleri öneri olarak sunduktan sonra Battle Royale'e karar verildi.

Sanzu film için telefonunu televizyonlarına bağlarken işini bitiren Yasuhiro bir kaç atıştırmalık ve söz verdiği gibi iki şişe votka ile geldi. Sanzu söylenmeye başlamadan önce mutfağa geri dönüp son malzemeleri de getirdi.

"Başlat bakalım." Yasuhiro her zamanki yerine kurulurken Sanzu bacaklarının arasına kurulup yere oturmuştu. Filmi pür dikkat izlerken Yasuhiro'nun gözü ondaydı. Olaylara verdiği tepkileri fazla sevimli gelmişti gözüne.

Film izlemek Yasuhiro için sadece bir bahaneydi. Sanzu'nun saçlarıyla oynamaya başladığında küçüğü başını geriye eğip kucağına yatmış oldu. Yasuhiro'nun getirdiği votkaların çoğunu kendisi içtiği için zihni yavaş yavaş bulanıklaşmaya başlamıştı bile.

Yasuhiro yeniden dudaklarının tadına bakmak istiyordu ve bundan daha iyi bir fırsat bulamazdı kendisine. Sanzu'ya defalarca açılmaya çalışsa da başarılı olamamıştı. Küçüğünün yüzüne eğilip burnunun ucuna öpücük kondurup tepkisini görmek için gözlerine baktı.

Sanzu çocuk gibi kıkırdayarak pembeleşmiş yanaklarını gizlemeye çalışırken Yasuhiro bileklerinden tutarak dudaklarına eğildi. Lip balmına karışan içki kokusu başını döndürüyordu.

"Keşke yüzüne karşı seni ne kadar çok sevdiğimi söyleyebilseydim."

"Burdan bakınca komik görünüyorsun." Sanzu'nun kıkırdamalarına tebessüm ederek dudaklarına tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu. Küçüğün aksi bir tepki vermediğini görünce dudaklarını birbirine sürttü. Sanzu'nun aralanan dudaklarını fark edince sarkıttığı alt dudağını emmeye başladı.

Sanzu'nun kendisine karşılık vermesi midesinde kasılmalara neden oluyordu. Sarhoş olduğu ve bilinçsizce davrandığının farkındaydı. Ama mutlu olmasına engel değildi. Bir süre sonra Sanzu hareket etmeyi bırakınca geri çekilip yüzüne baktı.

Küçüğünün sızdığını görünce gülümsemesi genişledi. Koltuk altlarından tutarak kucağına asıldığında düşmemesi için sıkıca tutup ayaklandı. Odasına çıktıklarında sıska bedeni yatağa uzandırıp üzerini örttü.

Bunu yaptığı için kendisinden nefret ediyordu. Ama Sanzu'ya başka bir türlü dokunamayacağının farkındaydı. Onunla hiçbir şekilde şansı olmadığını biliyor. Hele ki rakipleri Mikey ve Ran olunca ister istemez geriliyordu.

"Özür dilerim Sanzu. İnan bende böyle olmasını istemezdim."





























Geçiş bölümcüğü~

美しさ  |Sanzu Haruchiyo Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin