Sanzu pişmanlık duyacağı bir gece yaşamış olmasının farkındaydı. Fakat zevk aldığını inkar edemezdi. Tek sorun bundan sonrasında Ran'ın yüzüne nasıl bakacak olmasıydı. Çocukluğundan bu yana bir elin parmağını geçmeyecek arkadaşlarından biri oydu. Ran'a sorarsanız bundan hiç pişmanlık duymadığını söyleyebilirdi. Ama Sanzu ve onun hayatı çok başka seviyelerde ilerliyordu.
Birliktelik yaşadıkları gecenin sonunda Ran'ın kendisine vermiş olduğu nasihatleri dinlemek zorunda kalmış ve hepsinde haklı olduğu için dinlemek istememişti. Yalnızca o gece için ve söyledikleri için teşekkür ederek kendisini almaya gelen Yasuhiro'ya zorluk çıkarmadan arabaya binmişti.
Yol boyunca sessiz geçen dakikalar Yasuhiro'nun canını sıkarken, Sanzu derin düşünceleri içinde boğulmakla meşguldü. Her ne kadar zihni halen bulanık olsa da önceki kadar berbat bir halde değildi. Ve evet en yakın arkadaşıyla kendi isteğiyle yatmıştı.
Gözünün önüne gelen bir kaç sahne utanmasına neden olurken yanakları kızarmış ve hala nasıl yapabildiğini anlamaya çalışıyordu. Ran'ın tek rahatlığı sevdiği adama zorla sahip olmaması olmuştu. Kendi rızası doğrultusunda altına girmeyi kabul etmiş olması onun için unutulmaz bir rüya olarak kalacaktı.
"Evden çıkarken niye haber vermedin?" Yasuhiro boğucu sessizliği bozmaya karar verdiğinde, Sanzu gözünü yoldan ayırmamıştı. Derin bir nefes verip gözlerini kapatarak başını cama yasladı. Yasuhiro ile konuşmaya yüzü yoktu. Aptalca tepkileri yüzünden kalbini kırdığının farkındaydı.
"Bana hala kızgın mısın?"
"Mucho." Sanzu sulu gözlerini arkadaşına çevirdiğinde ışıklarda durmuşlardı. Yasuhiro meraklı bakışlarını yüzünde gezdirirken ilginç bir şekilde maskesinin takılı olmadığını yeni fark etmişti.
"Gereksiz ve yersiz tepkilerim için özür dilerim. Zaten haklı olduğunu bildiğim ve aptalca davrandığım için kendime kızdım aslında."
"Sorun değil. Üstüne fazla geldiğimin farkındayım." Sıcak bir tebessüm sunarak yola devam ederken Sanzu derin bir nefes verip koltuğunda küçüldü. Ağrıyan başının sinyalleri midesine ulaşarak bulantı oluştururken ellerini ağzına siper ederek Yasuhiro'nun arabayı durdurmasını sağladı.
"Ne kadar içtin?" Yasuhiro küçüğünün tarafına uzanarak kapısını açtığında Sanzu kendisini dışarıya atıp biraz da yol kenarına içini boşalttı. Yasuhiro yürürken yalpaladığını fark ettiğinde bunun içkiyle bir ilgisi olmadığına emindi.
"Orospu çocuğu Haitani." Direksiyonu sıkıştırarak sinirini atmaya çalışsa da pek işe yaramadı. Ran'ın suratını yumruklamak istiyordu. Sanzu arabaya geri döndüğünde ağzını temizlemesi için su şişesini uzattı.
"Teşekkür ederim Yasuhiro. Ve şey... Acaba ağrı kesicin var mı?"
"Nöbetçi eczane bulup alayım. Yanımda yok maalesef." Sanzu başıyla onaylayıp acıyan kalçasına yüzünü buruştururken şişenin dibinde kalan suyu kafasına dikti.
"Kapat hadi kapıyı." Sanzu sessizliğini koruyarak denileni yaptığında camı açıp başını dışarıya çıkardı. Yasuhiro içten içe acı çekse de bunu kendi içinde yaşaması gerektiğinin farkındaydı. Sanzu'nun kendisine ağabey gözüyle baktığını biliyordu ve bu gece hiçbir şekilde şansları olmayacağını anlamıştı.
"Sence ben böyle güzel miyim?" Yasuhiro kısa süreliğine kalp çarpıntısı yaşayarak bakışlarını yan tarafa çevirdiğinde Sanzu'nun iri yeşilleri ile karşılaştı. Kendisine atmış olduğu meraklı bakışların baskısından bir an için nefes alamadığını düşündü.
"Sana daha öncede söyledim. Kusurların seni kötü göstermiyor. Ve inan bana hayatımda gördüğüm en güzel kişi sensin."
"Senju'dan bile mi?"
"Senju'dan bile."
"Teşekkür ederim Yasuhiro." Sanzu gülümseyerek önüne dönerken derin bir nefes verip ağrıyan göz kapaklarını dinlendirmek için kapattı. Vücudunun yorgunluğu onu direk uykunun kolları arasına alırken bunun olacağını tahmin etmişti. Yasuhiro onun uyuduğunu fark edince üşümemesi için camını kapatıp arka koltuğa bıraktığı ceketini üzerine örttü.
"Tatlı rüyalar güzelim." Yüzüne düşen saçlarını okşayıp alnına minik bir buse kondurup yola döndüğünde Ran'ın canına okumayı aklının bir köşesine yazıp bu gece için huzurunu bozmasını istemedi. Ama Sanzu'nun boynunu saran izler "biz buradayız" der gibi gözüne çarpıp duruyordu.
~ ~ ~
Eve ulaştıklarında saat oldukça geç olduğundan Yasuhiro küçüğünü uyandırmak istememişti. Sanzu'nun yorgun ve biraz dinlenmeye ihtiyacı olduğunun farkındaydı. Kucağına aldığı bedeni odasına taşırken burnuna dolan yabancı koku midesini bulandırıyordu.
Kendisi dokunmaya bile kıyamazken Ran'ın nasıl bir cesaretle böyle bir şeye kalkıştığını merak ediyordu. Ama en çokta Sanzu'yu anlayamıyordu bu konuda. Kendisine, Mikey'den başka birinden bahsetmeyip gece gündüz ona olan aşkını dinlemişken kendisine göre yabancı biriyle yatmayı nasıl kabul etmiş olduğunu bilmek istiyordu.
Sanzu'nun rızası dışında olmadığına emindi. Kafası uçuk değildi onu alırken. Gayet rahat ve sakin duruyordu. Ama yinede bilmek istiyordu işte. Kıskançlığı vücudunu ele geçirirken gelmiş oldukları odanın kapısını ayağıyla açıp içeriye girdi.
Yatağa ulaştığında kucağındaki bedeni uzandırıp, üzerini çıkarmaya başladı. Ran'a ait ne kadar iz olduğunu merak ediyordu. Vücudunu saran gömleğini çıkarıp yere bırakırken karanlıkta görebildiği kadar izlerin yolunu takip etti.
"Yasuhiro, ne yapıyorsun?" Sanzu yorgunluktan zar zor açabildiği gözlerini yanındaki bedene dikerken, Yasuhiro elini saçlarına bırakıp okşamaya başladı.
"Uyu güzelim. Sorun yok." Zaten yorgun ve gözlerinden uyku akıyor olduğu için yeniden uykuya dalması uzun sürmedi. Yasuhiro sabah kendisini soru yağmuruna tutacağını biliyordu. O yüzden tek dileği bu geceye dair hiçbir şey hatırlamaması olur.
Ellerini pantolonunun düğmelerine atıp çözerken fermuarı açması daha kolay oldu. İnce bacaklarını saran pantolon yavaş yavaş üzerinden ayrılırken huysuzca bir kaç mırıltı çıkardı. Yasuhiro yanağını okşayarak yüzüne eğildiğinde aralık pembe dudakları öpmek için can atıyordu.
Derin bir nefes verip cesaretini toplayarak dudaklarını hayalini kurduğu dudakların üzerine bastırıp masum bir öpücük bırakıp geri çekildi. Sessiz adımlarla dolabının önüne geçip kapağını açtı. Güzelce katlanmış gecelikleri koluna asıp kapağı kapatarak aynı sessizlikte yatağın kenarına döndü.
Zorda olsa giydirmeyi başardığı geceliklerin ardından dudaklarını alnına bastırıp minik bir öpücük kondurdu.
"İyi uykular güzelim. Bu gece için özür dilerim." Battaniyesini üzerine örtüp odadan sessizce ayrıldığında iri yapısına rağmen fazla duygusal olduğundan şimdiye kadar tuttuğu gözyaşlarını serbest bıraktı.
Haftalardır uğraştığım bölümü gecenin ikisinde yazdım ve buna ek olarak fazla sinirlendiğimden smut yazamadım.😑
ŞİMDİ OKUDUĞUN
美しさ |Sanzu Haruchiyo
FanfictionKendisini olduğu gibi beğenmeyen Sanzu biraz sınırlarının dışına çıkmaya karar verir