/ / 13 / /

231 21 24
                                    

İlkbahar yine egoistçe son anlarında güzelliğini herkese gösteriyor, etrafı çiçekler ve yemyeşil alanlarla kaplıyordu. Ne hoş bir manzara.

Mart'ın yirmisi, İzuku Chisaki'nin otuz ikinci yaş günü için hazırlanıyordu.

Buraya taşındıklarından beri beş yılı arkalarında bırakmışlar, iyice buranın yerlisi olmuşlardı. Özellikle İzuku, mahalledeki kadınlar ile kurslara gidiyor, boş zamanlarında; çömlek, tabak, saksı yaptıkları bir kurstu.

Yaşlı bir beyefendinin kursuydu burası, kadınlar ile geliyor ve sohbet ederek eğleniyordu. En azından böylece tüm gün evde yalnız vakit geçirmemiş oluyordu.

Ayrıca teyzeler aralarında yirmi yaşında, genç ve nazik bir gencin olmasından fazlasıyla memnundular.

İzuku bunca yıl teyzeler sayesinde bahçıvanlık olsun, yemek tarifleri olsun. Bir çok alanda kendini geliştirmişti, kışları Eri'ye  kazak bile örüyor daha sonrası Chisaki kıskanmasın diye ona da atkı örüyordu.

İzuku ciddi manayda mutluydu, bu beş yıl kadar hayatında hiç keyifli olmadığı kadar rahat etmişti. Hayatında yeni deneyimler edinmiş, durmadan bir şeyler öğrenmişti.

Şimdi ise mahallenin teyzeleri, yani komşularıyla kurslarından dönüyor ve onlardan tavsiye istiyordu.

"Chi-Chanıma ne yapsam acaba...? Doğum günü Hina Abla! Pasta alınır da, geçen sene sadece pasta yedik. Özel bir şeyler yapmak istiyorum bu sene."

Bu lakap takmaları teyzeler sayesinde daha çok ilerlemişti. Chisaki'ye Chi-chan diyip duruyordu, koskoca herif sanki çok şirinmiş gibi?

Shoko;
"Fingirdeşme evladım, bu gençlerin enerjisi de pek yerinde! Kıskandım vallahi."

İzuku kızardı.

Hina;
"Gençken seni de bilirdik Shoko-sanAhah! Gençtir o kalbi kıpır kıpır zaten, sen dert etme evladım. İlişkinizi öğrendik."

İzuku aniden durdu ve korkuyla, elleriyle yüzünü kapattı. Zavallı insanların ciddi yaşanacak bir tepkisinden daima korkardı.

"Ya nasıl ya! Sizin bu dedikodu hızınız ile ne yapacağım ben... Cidden..."

Ellerini hafif indirerek, korkarak sordu ardından.

"B-benden iğreniyor musunuz ablalarım...?"

Hina-san ile shoko-san biraz birbirlerine baktıktan ve  daha sonrası bir kahkaha patlattıktan sonra, İzuku anlam veremese de. Hina-san ona doğru gelmiş ve elini omuzuna koyarak gülümsemişti.

Hina;
"Ben eski toprağım, altmış iki yaşına gelince insan anlıyor bazı şeyleri. Benim kocamla aramda on yaş fark var evladım ve on sekiz yaşında evlendim. Biz zamanında cahildik ve bilmediğim bir adamla evlendim. Şansıma şükür iyi birisi ve anne babamdan çok baktı bana o adam, aşkım oldu ve sevmeyi öğretti bana.

Ama sen, sen şimdi yirmi yaşındasın ve bu yolu kendin seçtin. Tabii ki yaş farkınızı desteklemiyorum ama senin kararın dediğim gibi. iki erkeğin birbirini sevmesi sorun değil, sorun kalpte olan biten. Erkek kız bir olup birbirini öldüren de var evladım. Sen mutlu ol yeter, sen bizim bebeğimizsin! Chisaki de çok sevilir köyde zaten, herkese yardımcı oluyor nazik bir beyefendi. Kimle olduğunu bildiğimizden rahatız. Köyde birkaç kişi laf ederse de takma."

İzuku gözyaşlarına hakim olamadı.

"T-teşekkür ederim Hina abla, Shoko abla..."

Shoko;
"Ona neden bugün saatlerce uğraştığın bardağı vermiyorsun?"

İzuku gülümsedi.

"Harika bir fikir, zaten kahve içmeyi çok sever. Teşekkürler tekrardan ablalarım."

Ve sevgi dolu komşuları ile birlikte tekrar evin yoluna koyuldu.

____________________

Eve vardıktan sonra hazırlanmış ve Eri'yi okuldan almaya gitmişti.

Eri özgünlüğünü kullanmayı İzuku tarafından öğrenmiş ve her geçen gün güçlenmeye başlamıştı.

İzuku özgünlüksüz olsa da, küçüklüğünden beri özgünlüklerle uğraştığı kaçınılmaz bir gerçekti ve Eri'yi on bir yaşında bir profesyonel gibi eğitiyordu adeta.

Eri İzuku sayesinde her şeyi kolayca öğrenebiliyordu, çok memnundu İzu-chanından.

Nihayet çıkış zili çaldığında, Eri hızla okuldan çıkarak İzuku'yu gözetlemiş ve onu gördüğü gibi ona koşarak sarılmıştı.

"İzuu-channn!"

"Benim minik Erimmm!"

İkiside sarıldıktan sonra gülerek ayrılmış ve el ele tutuşarak pastacıya doğru yol almışlardı.

"Günün nasıldı Eri-chan?"

Eri güldü.

"Bugün babamın doğum günü! Bu yüzden ona doğum günü için aile resmimizi çizdim!"

İzuku tebessüm ederek, küçük kızın uzun beyaz saçlarını karıştırdı.

"Afferin sana birtanem."

Eri taktir edilmesiyle gülüp durdu.

Pastaneye vardıklarında İzuku pastaneden birkaç pasta malzemesi alıyordu. Chisaki pastanelerde yapılan pastayı pek sevmezdi lakin İzuku'nun kendi yaptığı pastayı oldukça beğenirdi, en azından yapmacık bir tat olmazdı.

_____________________

İkisi kahkahalar eşliğinde pasta yapıyor, İzuku onun burnuna un sürerek kaçıyordu.

"İzu-chann! Haksızlık bu!"

"Eri amma mızmızsın ha! Ahhaha! Tamam tamam."

İzuku eğildi ve küçük kızında onun çilli burnuna un sürmesine izin verdi.

Tekrar gülüşmelerden sonra kekleri fırınlamışlardı.

_____________________

Yazım hatasi varsa intihar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yazım hatasi varsa intihar

𝐍𝐚𝐫𝐜𝐢𝐬𝐬𝐮𝐬 | ᵒᵛᵉʳᵈᵉᵏᵘHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin