"Birlikte planlayarak." Dedi.
Şimdi ise hayatı boyunca zorbalık görmüş lakin renkli doğmuş bir oğlanın, pislikler içinde yaşamış bir herife renkleri öğretme çabasına girişi.
Ne de uyumsuz bir ikiliydi bu böyle.
_____________________
Overhaul × Deku
...
Günler birbirini kovalıyor, zaman hızlıca geçiyordu.
İzuku ve eri bahçede oturmuşlar birlikte gülüşüyorken, Overhaul ikisini çözmeye çalışıyordu.
Yabancı hisler, hastalıklı düşünceleri küçük çocuğu öldür dercesine saldırganlık yapıyorken, şimdi saçlarını karıştırıp sevme isteği.
İzuku'nun kendisine iyi geldiğini düşünmedi, o asla güzel düşünmezdi. Şevkat nedir bilmeyen herifin tekiyken Tanrı'nın vahisiyle bir anda melek olacak değildi ya.
"Gerçi" dedi. "İzuku gerçek olamayacak kadar güzel bir melek gibi... Belki de cidden Tanrı vardır." Sessizce söylendi.
Her şey kafa karıştırıcıydı, bir çocuğa duyulan hisler. Zaten kötü birisiyim diyerek, kendini kalıplandırıp duruyordu. Yaptığı her şey kendi doğruları üzerineydi, oysaki hepsi koca bir aldatmaca ve yalandan ibaretti.
İzuku o sırada küçük kızı var gücüyle kaldırıp, büyük bir kahkaha attı.
"Kanatlan Eri! Fiyuuv~!"
Eri hayatında mutluluğu İzuku'dan öğrendiğinden beri yüzünden gülümsemesi düşmüyor, hayata tutunmuştu. Endişeleri sadece zavallı İzuku'nun kansızlığı.
İzuku umursamıyordu, tek isteği Eri'nin yetimhaneye teslim edilip, düzgün bir hayat yaşımasıydı. Bundan sonra tek isteği kanının son bir damlasına kadar Overhaul'a bağışmaktı.
İntihar edebilirdi lakin en az Overhaul kadar düşünceleri karmaşık, bir hayli çıkmazda hissettiriyordu.
Tuvalete gitmek istedi.
"Biraz Eri-chan'a bak lütfen."
Ani bir kusma isteği ile şiddetle kalmıştı oğlan, son zamanlarda cidden ayakta ölüyordu. Tuvalete doğru koşuşundan sonra Overhaul paniklendi.
Eri ise İzuku hakkında endişeyle sorular sorup duruyorken küçük kızı adamlarından birine verip, İzuku'nun peşinden koşmuştu.
Tabii ki de tuvalette olacaktı zavallı, İzuku klozetin köşelerinden tutunarak şiddetlice kusuyor, sabah zorla ağzına sıkıştırdığı yemekleri de çaresizce dışarı atmış oluyordu... Vücudu yavaş yavaş çöküyordu.
Overhaul'un kalbi sıkıştı, daha fazla dayanamıyordu... Anlamıyordu bu hisleri, artık pes ediyordu. Onun böyle acı çekmesini bir daha görmek istemiyordu. Zaten oğlan geldiğinden beri hissettiği hisler, yaşadığı karmaşıklık kendisini bunalıma itiyorken, üstüne üstlük onun bu hallerini görmesi. Psikolojisi buna dayanamıyordu, her ne kadar psikolojisi adam öldürmeyi kaldırsa da.
Ve hiç beklenmeyecek laflar döküldü adamın ağzından.
"İzuku... Artık kanını vermene gerek yok."
İzuku duydukları karşısında şok olup, hızla ağzını koluna silerek, korkuyla arkasına doğru döndü.
"Ne demek kanıma gerek yok?! E-Eri'ye dokunmayacaksın değil mi?! Be-benim kanım yete-"
Overhaul yorgunca elini oğlanın omzuna koydu.
"Hayır... Ona da zarar vermeyeceğim."
İzuku şok oldu, ne demesi gerekiyordu? Şimdi onun da kafası en az Overhaul kadar karışmıştı.
"Öyleyse ne yapacaksın..?" Yere doğru oturdu oğlan.
Overhaul ise saçlarını geriye doğru atarak derin bir nefes aldı, oda emin değildi.
"Uyuşturucu işini bırakacağım."
İzuku anlamıyordu..? Neden birden bırakmak istemişti? Tüm bu lafların altında bir şey saklıyor olabilir diye düşünmeden edemedi.
"Neden..? Niçin..?"
Overhaul ise sinirleniyordu Yeşillinin bu laflarına, ne yani ona hiçbir zaman sevgisini anlatamamış mıydı?
"Ne demek niçin!? Ne demek İzuku! Be-ben bilmiyorum?! Lanet olası, hedeflerimi ve amaçlarımı değiştirdin! Ne yapacağımı bile bilmiyorum senin yüzünden, gün içinde beynimden çıkmıyorsun! Hay Sikeyim! Farklı birine dönüştüm iyice... Senin yüzünden... Hepsi... Hepsi senin suçun... Ne yapacağım ben..?"
Overhual yere doğru çöktü ve elleriyle yüzünü tutarak, gözyaşlarını gizlemeye çalıştı.
İzuku şok içindeydi, anladığı tek şey Overhaul'un kendisine aşık oluşuydu. Ya da fark etmeden çaresizce aşk itirafında bulunması.
İzuku pis kolunu yanındaki havluya silerek, Overhaul'a doğru yaklaştı. Adamın yüzünü kapatmasını engelleyen ellerini yavaşça tutarak çekmiş ve gözyaşı dolu suratını ortaya çıkarmıştı.
Overhual ona doğru bakarak, çaresizce ağlarken İzuku ise tam tersine kocaman gülümsedi.
Overhual şimdi de o gülüşe kitlenmişti, heyecanla bağırdı aşık olduğu oğlan.
"Sana normal bir hayatı öğretmemi ister misin? Birlikte, evimizin olduğu, ailemizin olduğu! Pis şeylerin olmadığı renklerle dolu bir hayatı öğretmemi!"
Overhaul kendisine heyecanla, sanki bu günü beklermiş gibi bekleyen oğlanla büyülendi. İster miydi bunu? Bir evi olsun, İzuku ile mutluca yaşamayı...
İsterdi...
"Ama nasıl..?"
İzuku Overhaul'un yüzüne doğru yaklaşıp, yanağından öperek ona sarıldı.
"Birlikte planlayarak."
Şimdi ise hayatı boyunca zorbalık görmüş lakin renkli doğmuş bir oğlanın, pislikler içinde yaşamış bir herife renkleri öğretme çabasına girişi.
Ne de uyumsuz bir ikiliydi bu böyle.
____________________
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.