Gelen fotoğrafı biraz büyütüp elimde olan haritayla karşılaştırdım. Üzerinde zarfın üzerindeki harflerle yazılar yazıyordu. Anımsadığım harfler vardı, ama okuyamıyordum. Biraz daha dikkatli bakarken peetanın mesajını üstten okudum.
"Kalpleriniz gerçekten atm-"
Devamını okumak için hemen bildirime tıkladım. O sırada peetanin mesajlarının ardı arkası kesilmiyordu.
" Kalpleriniz gerçekten atmaya başladığında gerçek sizinle yüzleşicek"P: ne demek oluyor şimdi bu
A: Hiçbir şey anlamadım.
P: yarın zarfı bulduğumuz yerde buluşalım.
A:...
A: Tamamdır saat 7
P: anlaştıkTelefonu kenara koyduktan sonra düşünmemek istercesine müziğin sesini yükselttim. İki günde bu kadar olay benim gibi sıradan bir hayata sahip birine göre fazlasıyla yorucuydu. Hâlâ peri güçlerimin belirlenmemesi bile mental olarak çöküşüme kapı açıyordu. Bu haritayla ne yapacaktım, Peetaya güvenmeli miydim, defterim nerdeydi ve o gün gördüğüm silüet..? O kimdi? Sen kimsin?
Sabah her zamanki gibi yüzüme vuran marillanın ışığıyla uyandım. Evdekiler her zamanki gibi kahvaltı masasındaydılar. Bir kaç günlük okul tatilinden sonra yarın yeniden başlayacaktı. Off, herkes peri gücünü soracaktı. Kimseye açıklama yapmak istemiyordum. Ben bunları düşünürken annem " Neden kapının orda duruyorsun gelsene" diye seslendi. Dalmış olmalıyım. Kafamı salladım ve "yüzümü yıkayıp geliyorum" dedim. Yüzümü yıkamaya banyoya gittim ve aynanın karşısına geçtim. Gerçekten yorgun gözüküyordum. Her zamanki benimle hiçbir alakası yoktu görüntünün. Gözümü kapayıp yüzümü yıkadım. Kurularken ufak bir göz açısında aynada bir şey görmüş gibiydim. Hemen havluyu yüzümden çektim ve tekrar aynaya baktım. Sonra arkama. Hiçbir şey yoktu, uykusuzluktan olmalı. Gerçi ne zaman uyuduğum hakkında da bir fikrim yoktu, ama erken uyandigima emindim.
Ahh, Peeta... Onu unuttum. Koşarak telefonumun yanına gidip saate baktım. Neden 7 demiştim ki. Sanki kaç kere 7de kalktım. Saate baktığımda ufak bir rahatlama yaşadım. Yarım saat geçmişti henüz. Tam mesajlara girip yazicakken peetanin " biraz geç kalacağım özür dilerim." Mesajını gördüm. Biraz daha rahatlayıp ailemin yanına gittim. Beni odama doğru kosarak gördükleri için meraklı ve sevinçli gözlerle beni izliyorlardı. Babam sinirli gözükmeye çalışan bir tavırla "kim bakalım seni bu kadar heyecanlandıran?" Dedi. Profesyonel yalancı olduğum için " yarın okul başlıyor ya dalgınlıkla bugün sanmışım" dedim. Pek de inanmayan bir tavırla onaylasa da başka bir seçenek daha önce hiç olmadığı için itiraz edemedi.
Kahvaltımı yaptıktan sonra üzerim için kiyafet seçmeye gittiğimde annem yanıma geldi. "Bence bugün Beyaz giy, sana çok yakışıyor"
"Anne sen her şeyi bana çok yakıştırıyorsun." Dedim gülerek
" Çünkü çok yakışıyor" derken elime dolabimdaki beyaz elbiseyi tutuşturdu. Gerçi annemin en sevdiği renk beyaz olduğu için dolabımın geneli beyazdı. Anneme itiraz etmeden elbisemi giyip zarfın içinden çıkan tılsımı da boynuma taktiktan sonra dışarıya çıktım. Yanıma ufak bir çanta almış içine de zarfı ve telefonumu atmıştım. Telefonumu çantamdan çıkardım ve saate baktım. Saate baktığımda 8'e beş dakika kaldığını gördüm ve hızla ormana gittim. Peeta bulusma yerinde bekliyordu.Sakince yanına oturup " çok beklettim mi?" Dedim. Hafifçe kafasını sallayıp " Hayır 5dk önce geldim" dedi. Gözüm eline kaydiginda dün olanlar aklıma geldi ve tekrardan özür diledim. "Sorun değil isteyerek yapmadın" dedi. Uykusuz gözüküyordu ve haddime olmasa da " iyi misin? Uykusuz gözüküyorsun." Dedim. Yorgun bir tavırla omuz silkti.
A: harita yanında mi?
P:evet senin?
A: benimde, ne demek istiyor orda sence?
P:bilmiyorum..Cebinden tılsımı çıkardı ve elinde oynamaya başladı. Elimi boynuma götürdüm ve tılsıma dokundum. Tılsımların iki kırıp parça gibi olduğunu fark ettim. Sakince boynumdan çıkardım ve ben de elime aldım. Tılsımlar parlamaya başladı. Heyecanla peetanin yüzüne baktım ve gözleri gidiyordu. "Aurora ben..."
Gözleri kapandı ve arkaya doğru düştü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Breena
FantasyOrman benim için çoğu zaman bir kurtuluştu, Şimdi ise son mu olacaktı...