Sıradan geçen 15 gün sonra işte bu gündeyiz. Doğum günümde. Ailem bayram havasıyla hazırlıklar yaparken ben de peri gücüne dair belirtileri büyük bir heyecan ile bekliyordum.
Doğduğum saati hatırlamadığımız için her an bir şey olabilircesine bekliyorduk.
Saniyeler... Dakikalar... Saatler...
Saat akşam 8'e geldi. Er ya da geç peri gücüm ortaya çıkacaktı değil mi? Saat ilerledikçe modum biraz daha düşüyordu. Ailem moralimin bozulmaması için ne kadar uğraşsa da elimde degildi. Ya peri güçlerim ortaya çıkmazsa...
Saatler 10'a yaklaşırken midem bulanmaya başladı. Bana anlatılan belirtilerde bu yoktu. Biraz ürpermedim desem yalan olur aslında. Anın telaşıyla hemen lavobaya koştum. Organlarim sanki yer degistiriyorlardi. İçimde bir sıcaklık hissediyordum. Bulantı azalmaya başlayınca ailemi daha fazla telaşa sokmamak için yanlarına gittim. Kanatlarım yoktu, solungaçlarım da... Ne yaşadım o zaman ben neydi?
Her neyse düşünmeye gerek yok değil mi? Daha gecenin bitmesine 2 saat var. Devamlı bir belirti bekledim yarım saat oldu yavaş yavaş küçük kuzenlerim aramızdan çekildi, 1saat
oldu aile büyükleri aramızdan çekildi. Sadece annem babam ve ben kalmıştık. Ve son dakikalar...10
9
8
7
6
5
4
3
2
...
Bir...Gücüm çıkmadı. Neydi şimdi bu? Peri değil miyim ben? Ailem her ne kadar yarın doktora gideriz kafana takma sen dese de benim için bu pek mümkün olmadı. Tüm gece uyuyamadım. Zaman zaman dışarıya çıktım temiz hava aldım ve geri eve döndüm. Ailem ara ara kontrol etmeye geliyordu. İçlerinde hâlâ bir umut olması kırıcı gelmişti... Bende umut yok muydu yani? Hayır! Vardı. Peri olmamam mümkün değildi bunu anlardım...
Sabah olmasını bekledim. Beklemek denilebilirse tabi. Her ne kadar anlamsız gelse de tüm gece belirti umuduyla kendimi kontrol ettim. Bir gücüm olmalıydı. Herkes yarın gücümü soracaktı. Onlara ne diyecektik?
Düşüne düşüne o kadar stres yapmıştım ki en sonunda içimi dökmeye karar verdim. Ama kime dökücektim ki. Ailemi zaten okul sorunlarıyla yeterince sıkboğaz etmiştim. Bir kağıda yazmaya karar verdim. Yazdıkça yazasım geldi. Tüm dertlerimi sıkıntılarımı hissettiklerimi içine yazmaya başladım. Bir kağıt, iki kağıt, üç kağıt derken nerdeyse defter olucaktı.
Defteri saklamak istedim. Yıllar sonra bakıp nelere üzülmüşüm demek için üzüldüğüm şeylerin hepsini yazdım. Sonunda defter tamamen dolmuştu. Saat 5'i gösteriyordu. Hava nerdeyse aydınlanmıştı Marilla doğmak üzereydi ( güneş ) annem ve babam iyice uykuya dalmışken ormana çıkıp gömmeye karar verdim. Hemen giyinip hava serin olduğu için sırtıma bir ceket alıp çıktım. Kapsonumu geçirip yürümeye başladım. Hızlı adımlarla yoluma devam ederken dışarıda kimse olmadığı için biraz tedirgin olmuştum.
Sonunda ormana varabildim. Gömmem gereken yer hem unutulmaz hem de bulunmayacak bir yer olmalıydı. Aramaya başladım. Sonunda ağaçların sarmalamış olduğu bir çukur buldum. Nerdeyse ben defteri koyayım diye yapılmıştı. Ağaçları biraz ittim ve defteri yerleştirdim. Aniden arkadan gelen adım sesiyle ürperdim. Etrafı kontrol ettim, kimse yoktu. Defterin üstünü kapatırken tekrardan adım sesi duydum. Ama bu sefer arkamı döndüğümde boşlukla karşılaşmadım...
Kim olsun arkadaşı kissiiiii?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Breena
FantasíaOrman benim için çoğu zaman bir kurtuluştu, Şimdi ise son mu olacaktı...