↪︎ chapter eleven

819 97 39
                                    


Evinizin giriş kapısının kapanma sesini duymanla okuduğun kitabı orta sehpaya bıraktın ve koltuktan kalkarak evin girişine ilerledin.

Nanami, üstündeki ceketi çıkarıp askılığa astı. Kahverengi çekik gözleri seni bulduğunda yüzüne bir gülümseme yayıldı. Ona doğru ilerledin.

"Nasıl geçti?" diye sordun merakla. Onun gülümsemesi zaten aksi bir yanıt göstermezdi, ama sormak istedin yine de.

Nanami dişlerini göstererek gülümsedi. Kollarını iki yana açtı ve hızla sarıldı. "İnanamayacaksın sevgilim, boşandık bile!" dedi neşeyle. Sanki Rina ile zorla evlenmiş ve her gün işkence görmüştü.

Hayretler içinde geri çekildin ama hâlâ onun kolları arasındaydın. "Nasıl yani, bu kadar çabuk mu?" diye sordun.

Nanami kafasını salladı. Yüzünü avuçladı ve alnına hızlı bir öpücük bıraktı. "Eh, biliyorsun ki eşin öyle yoldan geçen adamın teki değil, Koskoca Nanami Kento." dedi kibirle. Uzun saçları olsaydı onları savuracağından emindin.

Gözlerin genişledi. Dikkatle Nanami'nin dudaklarına baktın. Bunu farkeden adam kaşlarını birazcık çattı. "Ne oldu bebeğim, neden öyle baktın?"

Gözlerini onun harelerine çıkardın. "Az önce kendinden eşim olarak bahsettin."

Sarışın adamın kaşları havalandı, gözlerini birkaç kez kırpıştırdı. "Rahatsız mı oldun yoksa?"

"Ne?" dedin gülerek. "Tabii ki hayır Nanami. Hatta bu kadar çabuk adapte oluşun beni sevindirdi."

Genç adam anlamamış gözlerle sana baktı ve sordu: "Nasıl yani?"

Elini havaya kaldırarak onun bir dakika beklemesi için işaret verdin. Nanami kafasını salladığında arkanı döndün ve salona gittin.

İki küçük kadife kutuyu arkanda gizli bir şekilde getirirken Nanami'nin kaşları çatılmıştı. "Onlar ne aşkım?" diye sordu. Kafasını uzatarak bakmaya çalışıyordu.

"Nanami," diyerek başladın cümleye. "Belki senin için çok erken, ya da bu kadar hızlı olmasnj beklemiyordun veya daha özel bir şey istiyordun ama ben artık dayanamıyorum."

Arkandaki siyah kutulardan senin olanı öne çıkardın. "Bana bir yüzük takmanı istiyorum, Nanami Kento."

Genç adam şok olmuş bir yüz ifadesiyle birkaç saniye kutuya baktı, ardından onu senden aldı ve sana baktı. "Sen... Vay canına, gerçekten bu kadar hızlı olmasını beklemiyordum."

Kadife kutuyu açtı, içindeki tektaş yüzüğe baktı ve gülümsedi. "Tektaşımı kendim aldım diyorsun, demek."

Sen elini açıp ona uzatırken Nanami yüzüğü senin yüzük parmağına hizaladı. Sen, onu sana takmasını beklerken Nanami duraksadı. Sana baktı ve konuşmaya başladı.

"Aslında konuşmamı hazırlayıp daha özel bir yerde bunu yapmayı düşünüyordum ama, madem böyle istedin..." Elinin üstüne bir öpücük kondurdu ve devam etti. "Başından beri, seninle tanıştığımız geceden beri bende çok büyük değişiklikler yarattın, benim bile inanamadığım şeyleri bana yaptırdın ve yaşattın. En önemlisi beni bir baba yaptın ve hepsi için sana minnettarım sevgilim. Sen, benim bu hayattaki şansımsın."

Yüzüğü yavaşça parmağından geçirdikten sonra tekrar elinin üstüne öpücükler kondurdu. Gözlerini kaldırdı ve sana baktı. Dolmuş gözlerle karşılaşmayı beklemiyordu.

"Y/N! Neden ağlıyorsun bir tanem?" dedi yanaklarını tutarak.

Gülümsedin ve sen de onun yanaklarını tutup aniden kendine çektin. Dudaklarınız buluştuğunda Nanami'nin diline tuzlu bir tat ulaştı.

Gerç çekildiniz. "Biraz duygusallaştım ya, hormonlardan falan sanırım." dedin gözlerini silerken.

"Bu arada," diğer kutuyu da çıkardın ve açtın. "Ben de sana bir yüzük takacağım, Kento."

Nanami kıkırdadı ve hızla elini açıp uzattı. "Gerçekten karı koca olacağız."

"Evet" diye mırıldandın yüzüğü geçirirken. "Seni ne kadar sevdiğimi söyleyip daha çok duygusallaşmak istemiyorum, anneciği yorma." diyerek güldün ve kendini onun kolları arasına attın.

"Biliyorum sevgilim, kendini yormana gerek yok." dedi saçlarını okşayıp öpücükler bırakırken. Huzurla dolarak onun kokusunu içine çektin. Para, statü veya başka bir şey umrunda değildi, hiçbir zaman da olmamıştı. Tek umursadığın şey Nanami Kento'ydu ve onu da almıştın zaten.

៚ government hooker | nanami kento  [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin