ON BEŞ

7.1K 555 46
                                    

Hele şükür dediğinizi duyar gibiyim. Bence de hele şükür.
--------

Asaf şantiyeye vardığında, arabadan inip yeni yeni gelmeye başlayan adamların yanına gitti.

" Herkes geldi mi? "

Yanlarına giderken, eldivenlerini geçiren adamlar yanlarına gelen ağalarıyla toparlanıp başlarını salladılar.

" Hoş gelmişsin beyim. Birkaç kişi kaldı daha ama onlar da yolda geliyorlar. "

Asaf başını salladı. " Hoş buldum. "
Ardından elini beline koyup etrafa baktı.

" Tamam o zaman onlar gelene kadar siz ufaktan başlayın. Müdür geldiğinde de haber verin ona, bana dünkü dosyayı getirsin. Kulübede olacağım ben. " dediğinde, adamlar anında onaylamıştı.

Asaf, babasının bugün buraya gelmeyeceğini hissediyordu nedense. Çünkü gelmek istese Asaf'tan önce gelirdi, onu önüne katıp sonra geleceğim demezdi.

Kulübeye ilerlerken, babasının neden son günlerde bu kadar garip davrandığını anlamaya çalıştı. Herhalde hasmıyla iş yapmak zoruna gittiği için öyle davranıyordu diye düşündü.

Gerçi kim isterdi ki düşmanıyla ortak olmak. Resmen sözsüz işkenceydi.

Gerçi Asaf'ınki sözlüydü ama. Çünkü Rıdvan Aslanoğlu'nun çenesini susturmak ne mümkün.

Adam rahat vermemek için ayrı bir çaba sarf ediyordu Asaf'ın gözünde.

Ve bu da Asaf'ı delirtiyordu.

" İnşallah buraya gelmez. " diye mırıldandı kendi kendine.

Kulübeye yaklaştığında arkasından bir ses işitti.

" Niye gelmeyecek mişim? "

Rıdvan'ın sesini duyduğunda gözlerini yumdu. Anmaz olaydı adını.

Gerçi adını anmamıştı sadece düşünmüştü.

Yavaşça arkasını dönüp ona doğru gelen adamı süzdü. Üzerinde beyaz bir gömlek ve siyah kumaş pantolon vardı. Sıcak olduğu için gömleğin üç düğmesi açıktı. Saçları sıcaktan hafif dağılmıştı.

Ve tabii ki de vazgeçilmezi olan kehribar rengi tesbihi yine elinde sallıyordu.

Asaf gözlerini devirdi.

Rıdvan gelip dibinde durduğunda yüzünü inceledi Asaf'ın.
Her zaman çatık olan kaşları onu görünce yine çatılmıştı. Mavi gözleri sinirden kısılmıştı. Üzerinde siyah gömlek ve pantolon vardı.
Kuzguni saçları güneşin altında ışıldıyordu.

" Kim sana gel dedi? " diyen huysuz sesle, dudakları kıvrılırken yüzüne baktı.

" Ortaklığımız. " dedi kısaca, ama Asaf onun alay ettiğini görebiliyordu.

Gözleri daha da kısılmıştı sinirden.

" Bu iş bitene kadar gözüme gözükme. " dedi öfkeyle.

Rıdvan, sanki Asaf imkânsız bir şey istiyormuş gibi anında gözlerini kocaman açmıştı.

" Olmaz! " dediğinde, Asaf sormak istemese de kendine engel olamadı.

" Niye olmazmış? " dedi gözlerini devirirken.

Hala açık olan kulübe kapısının önünde dikiliyorlardı.

Rıdvan sırıttı.

" Çünkü biz ortağız ve ortaklar birbirine yardım eder. " dedi, bilmiş bir edayla açıklarken.

HUSUMET-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin