Eddie sonunda doğasında olan saatlerde uyuyup uyandığı için gayet enerjik bir şekilde güne başlamıştı. Yataktan kalktı ve günün ilerleyen saatlerinde ona zorluk çıkarmaması için aşığıya inip üç ayrı kaba buzlu su yaptı. Kapları masaya koyup ikisine elini birine de yüzünü koydu.
Steve çok geçmeden uyandı, yorgun olduğu için direkt mutfağa inip kahve yapacaktı. Eddieyi öyle görünce, nefes almadığını düşündü. Bağırarak onun kafasını sudan çıkarttı.
Eddie: napıyosun ya...
Steve: öldün sandım aptal..!
Eddie: bi insan kendini boğarak öldüremez ki...
Steve: sorunda bu, Biri girip yaptı sandım..
Eddie: hayal gücün çok iyi sevgilim
Steve: eh evet bu yüzden yazarlığı seçtim
Eddie: neyse, ben biraz daha yüzümü suya koyucam çünkü yüzün ilerleyen saatlerde daha çok yanabilir
Steve: peki..
Eddie kafasını suya geri soktu, Steve bi süre ona baktı sonra kendine kahve yaptı. Kahveyi içerken bir yandanda akşam yemeği hazırlıyordu.
Akşam yemeği olmak üzereyken Eddie kafasını kaldırdı sudan ve ellerini çekti. Suları lavabodan dökerken konuştu.
Eddie: Yüzüm dondu..
Steve: yemek yapıyorum burası sıcaktır, iyi gelir
Eddie: evi yakçak gibi gözüküyosun daha çok
Steve: aşk olsun... olmak üzere yemekler. Sen tabakları çıkart
Eddie: tamam
Eddie tabakları ve çatalları çıkartırken Steve yemeklerin altını kapadı.
Beraber yemek yerlerken Steve ilerleyen dakikalarda konuştu.
Steve: Ben bu gün kitabımı bastırmak için çıkıcam bi de bu sabah kütüphaneye, eski satılmayan kitapların yenilenmiş hali gelicek.. bi süre orda olup kitap okuyacağım... yanii, beni merak etme
Eddie: tamam.. bende dışarı çıkacaktım zaten
Steve: nereye?
Eddie:...Cerisenin yanına...
Steve: peki..
Yemek bittikten sonra beraber masayı toplayıp evden çıktılar. Steve kütüphane yakın diye yürüyerek gidiyordu. Eddie bir kaç yere uğrayacağı için motoruna geçti.
Steve kütüphaneye vardığında aradığı kitabı aldı, kendine bir kahve alıp kitabını okumak için bir yere geçti.
Eddie önce Robinin evine gitmişti, motoru park edip kaskını koluyla gövdesi arasına aldı. Kapıyı çaldı, Cerise açmıştı üzerinde biraz uzun yün bi ceket vardı
Eddie:...Robin... yok mu?
Cerise: ben varım işte... içerde uyuyo Robin... önemli bi şey mi oldu?
Eddie:...ıımm aslında çok değil... aslında tamam sebebini de söylicem
Cerise: geç içerde konuşalım
Eddie: peki
Eddie içeri geçti, Cerise de yatak odasına gidip üstüne yün ceketten başka bir şeyler alıp salona geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can I Taste U/Steddie
Vampire"Steve... tadına bakabilir miyim?" . . . "Önce sen baktın, şimdi sıra bende Eddie Munson"