"39,,

95 15 26
                                    

Eddie eve geldiğinde aynanın önünde durup kendine baktı, gerçekten solgun gözüküyordu.

Aynanın karşısından çekilip odaya gitti, üstünü değiştirirken Stevei izledi. Elindeki kitapla uyuya kalmıştı, üzerindekileri çıkarıp kenara koyduktan sonra kitabı alıp arasına ayraç koydu. Kenara koydu ve Stevein kenardaki kazağını aldı.

Banyoya ilerledi, küveti doldururken altındaki boxerı da kenara koydu. Kapıyı kapatıp aynadan kendine baktı, kendini duygusuz birisi gibi hissediyordu. Stevein ölüceğini bilmesine rağmen bir şey yapmıyordu, o da ellerinden kayıp gidecekti herkes gibi üstelik bu sefer bunu biliyordu. Bilmesine rağmen bir şey yapamıyordu.

Aynaya bakmayı kesip banyoya döndü. Küvet dolmak üzereydi, suyu kapatıp küvete girdi. Kendine bakmaktan kaçabilirdi ama zihnindeki düşünceler onu rahat bırakmıyordu. Düşünceleri beyninden atmak için çok uğraştı, bu sefer düşünceler üst gövdesinde geziniyordu. Onları da atmaya çalıştı, yapamadı, banyo lifini alıp üst gövdesine sürtmeye başladı gövdesi pembeleştikten sonra lifi bağırarak fayansa attı. Gözlerini kapatıp kafasını küvete soktu, dizleri dışarda kalıyordu.

  Eddie kafasını kaldırdı, suyun altında ağladığı belli olmuyordu o yüzden rahattı. Sudan çıkınca dizlerine sarıldı.

Eddie: *kısık sesle* Robin haklı belki de... onun yerine ben ölmeliyim... o kadar korkağım ki bunu derken bile içimden tanrım canımı bağışla diyorum... aptalsın aptalsın... çocuk senden senelerce belki aylarca saklamış bir kere bile anlamadın ya... gerizekalı...

  Eddie susmak için tekrar suya soktu kafasını, bir süre sonra küvette kaykılıp kafası yukarda kalacak şekilde uzandı. Gözleri kapanıyordu, yavaşça uyuya kaldı.

  Yaklaşık iki saat sonra Steve uyanmıştı, bir kabus görmüştü. Eddie ve Robin kavga ediyor, ikisinden birini seçmek zorunda kalıyordu.

  Doğrulduğumda soğuk terler dökerek etrafa bakındı, Eddieye göremeyince odaları tek tek gezindi. Banyoda onu görünce gülümsedi.

Steve: uyuya kalmış..

  Steve ona yaklaşıp onu yavaşça kucağına aldı, karnındaki kızarıklığı ve küçük küçük yaraları görünce yüzüne baktı. Ona bornozunu zar zor giydirdi ve kenardan iki toka alıp odaya gitti.

  Onu yatağa uzandırdı ve bornozunun ön kısmını açıp karnına baktı. Yavaşça elini gezdirdi karnında ve göğsünde, elinde hissettiği soğuk elle Eddieye döndü.

Eddie: Beni istediğini söylemen yeterdi... buraya kadar taşımakla yorulmasaydın...

Steve: seni her zaman istiyorum bebeğim ama... gövdene ne yaptın böyle? Kıpkırmızı olmuş... yara olmuş hatta

Eddie:...önemli bi şey değil... bir anda sıcak su geldi o sırada da karnımı lifle yıkıyodum... hassas olmuştu sıcak suyu alınca, sonra böyle olmuş demekki

Steve:..emin misin?

Eddie: eveett

Steve: peki. Sana kıyafet çıkarayım

Eddie: hiç uğraşma direkt uyuyacağım.. çok yorgunum

  Eddie dediği gibi gözlerini kapadı ve çok geçmeden, tam bölünmemiş uykusuna geri döndü.

  Steve ona baktı ve gülüp banyodan getirdiği kazağını giydirdi. Ardından onu yorganın altına aldı, Eddie yüz üstü yatmıştı. Steve hafif gülüp onun saçını örebildiği kadar ördü, ördü çünkü kıvırcığı güzel olsun diye her duştan çıktığında örüyordu.

Can I Taste U/SteddieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin