22, Final

322 13 12
                                    

3 gün sonra
Ayağım soğuk zemine değdiğinde içim ürperdi. Aldırmadan ilerledim ve musluk suyunu açtım. Banyo küveti dolarken aynaya doğru ilerledim ve yansımama baktım. Daha ne kadar kötü olabilirim dedikten sonra daha da kötü bir hâle gelmem ironikti. Berbat hâldeydim. Gözlerim şişmiş, gözaltlarım çökmüştü. Dudaklarım kurumuştu. Soluk renkli yüzüm daha da solmuştu. Ve sanki yüzümde yaşlı bir kadının yaşanmışlığı vardı...

Kendime son kez bakmıştım işte. Son kez kendime acımıştım tekrardan...

Sonra küvete ilerledim. Dolmuştu. İçindeki suya önce ayağımı soktuğumda suyun ılık olduğunu fark ettim. Sonra yavaşça küvetin içine oturdum. Önceden hazırladıklarım yanımda duruyordu. Sigara paketi, çakmak ve jiletler...

Önce sigara paketimden son kalan 1 dal sigarayı alıp dudaklarımın arasına koydum ve tutuşturdum. İçime derin bir nefes çekip usulca üfledim. Artık nefes alırken canım acıyordu, ciğerlerim yanıyordu. Bu yüzden nefes bile alamıyordum neredeyse.

Sigaramı usulca içerken, onunla olan anılarımız bir kasedin içinden oynatılıyormuş gibi tek tek zihnimde canlanıyordu. Her bir saniyesini hatırlıyordum, her bir sahnesi öyle gerçekçi canlanıyordu ki gözümde.

İlk tanıştığımız an mesela... O bankta ağlarken kafamı kaldırdığımda gördüğüm güzel yüzü... Nasıl da sinirlendirmişti o gün beni. :')

Otobüste kulağıma kulaklık takması ve tesadüfen en sevdiğim şarkının çıkması...

Yavaş yavaş her gün konuşmaya başlamamız, yakınlaşmamız...

Doğum gününe gitmem hatta mumu üflerken bana bakması... O an ne dilediğini hâlâ merak ediyorum. Belki de benimle olmayı dilemişti ve ölmeden önceki son doğum günündeki dileği gerçekleşmişti...

Sonra o gece geldi aklıma... Sarhoş olup birbirimize her şeyimizi anlattığımız, acılarımızı paylaştığımız gece. İlk defa o an kendime biraz olsun yakın hissetmiştim sanırım onu.

Sonra lunapark günü geldi aklıma. O gün öyle güzeldi, öyle eğlenmiştim ki sanki benden mutlusu yoktu dünyada...

Sonra o muhteşem, ormandaki gece. Her yeri elleriyle hazırlamış olması, mumlar, yiyecekler... Kendimi ilk defa çok değerli ve mutlu hissetmiştim. İlk defa sevildiğimi hissetmiştim o gece.

Sinemaya gittiğimiz gün, ellerimizin birbirine değmesi, sonra rastgele mağazalara girip birbirimize saçma kombinler yapmamız ve kabinin içinde mahsur kalmamız. Daha sonra Yağız'ın bana sarılıp beni sakinleştirmesi...

Suna Teyze kaza yaptığında Yağız'a destek olmam, kollarımda ağlaması...

Yağmurda ıslanmamız, Badem'i bulup eve getirmemiz...

Ve birlikte uyuduğumuz o müthiş derecede huzurlu geceler.

Artık her şey, hepsi geride kalmıştı. 'Biz' diye bir şey yoktu artık. Bu pislik, karanlık Dünya'nın ortasında yapayalnız kalmıştım. Tam her şey güzelleşiyor, iyi olacağız derken her şeyin sonuna gelmiştik... Evet, ben de yolun sonundaydım artık. Çünkü o yokken yaşıyor olmamın bir anlamı yoktu. Buna yaşamak bile denmezdi ki zaten. Sadece hayatta kalmak olurdu yaptığım şey. Onu da artık istemiyordum. Bomboş, karanlık bir hayatı istemiyordum.

İlk günler Yağız'a söz verdiğim için hayatta kalmaya çalıştım. Ama olmamıştı. Sözümü tutamamıştım, çoğu zaman olduğu gibi...

Gözümden akan yaşlar küvetteki suya karışırken başımı yukarı kaldırdım. Sanki Yağız yukardaymış da beni izliyormuş gibi dudaklarımı araladım ve nefesim titreye titreye ona doğru fısıldadım.

"Özür dilerim Yağız..." Biten sigaramı küvetin kenarında söndürüp yere attım ve jileti elime aldım.

"Sözümü tutamadım..." İnce bir kesik attım bileğime.

"Zaten sözünü tutabilen biri de olamamıştım şimdiye kadar..." dedim burnumu çekerken.

"Affet beni sevgilim, yanına geliyorum." Bileğimi inceledim. Ellerim hiç olmadığı kadar beyazdı sanki...

"Lütfen geldiğimde bana kızma, olur mu? Sımsıkı sarıl bana..." dedim çaresizce.

Bir kesik daha attım. Bu seferki daha derindi.

Canım acıyordu ama umrumda değildi. Hatta mutluydum. Çünkü sonunda bu hayattan kurtuluyordum ve ona kavuşacaktım.

Daha derin kesikler atmaya devam ettim. Her yerim kanıyordu. Kanlar usulca küvete karışırken bilincimi kaybediyordum. Gözlerim kararıyordu. Kendimi suyun içine bıraktım. Yukardan bana bakıp gülümseyen Yağız'a, dudağımın kenarından gülümsedim ve fısıldadım.

"Geliyorum sevgilim, geliyorum. Bekle beni..."

Ve belki onlar bu fâni dünyada birbirlerine kavuşamasalar da, şimdi ruhları birbirine karışıp sonsuzluğa erişecekti...

Son...

Benden Sonra Ölme Çiçeğim... [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin