1. BÖLÜM

66 8 0
                                    

Mart 1939


Radyonun sesini kısıp tavadaki kreplerimi bir kez daha havaya attım. Tam da Sam' in sevdiği gibi olmuştu. Ocaktaki krepleri tepsiye alıp şaheserime bir kez daha baktım. Her şey çok güzel görünüyordu. Tepsiyi elime alıp yatak odamıza giden merdivenleri sessizce tırmandım. Odanın kapısını usulca açtım ve gözlerimi dağınık yatakta gezdirdim. Sam yatakta boylu boyunca uzanmış uyuyordu. Elimdeki tepsiyi komidinin üzerine koyup yatakta uyuyan meleği izledim. Dağınık kumral saçları gözünü yarım kapatmış, beyaz olan teni güneşten yanmıştı.Ona sahip olduğum için o kadar şanslıydım ki.Kıpırdanmaya başlayınca komidinin üzerinde duran tepsiyi tekrar elime alıp sessizce yatağa doğru ilerledim. Yanağına masum bir öpücük kondurup "Günaydın uykucu"dedim. Gülümseyerek yatakta gerindi ve uykulu sesiyle " Sanada hayatım" dedi. Gülümseyerek elimdeki tepsiyi önüne koydum. "Sabah kahvaltın, bundan sonraki günlerimizde hazırlayacağım gibi". Alnımı öpüp " Hamarat karım" dedi. Ah bu bana ilk karım deyişiydi. Hayatımın geri kalanınında Sam' le geçmesi ve her sabahımızın böyle olması için içimden tanrıya dua ettim. Sam tepsideki krepleri yerken bir yandandan dolu ağzıyla " Sophie tam da en sevdiğim gibi olmuş. Az yanmış. Nasıl bildin?" dedi.Derin bir iç çektim. Nasıl bilmezdim ki. Her okul çıkışı Daisy ile arkadaşlarıyla gittiği cafeye gider oturduğu masanın yakınına geçerdik. Garsona her zaman krep siparişi verirdi. Az yanmış demeyi çoğu zaman unuttuğundan genelde kreplerini yemezdi. Bense onlar kalktıktan sonra çaktırmadan onun oturduğu tarafa gider dokunduğu çatalı alır çantama atardım. Aklıma ne zaman gelse utanırdım ama bütün bunları bana yaptıran tek şey Sam' e duyduğum ölümsüz aşktı. Düşüncelerimden sıyrılıp krepini iştahla yiyen kocama bakarak" içime doğdu hayatım" dedim. Bana bakarak en havalı gülüşlerinden birini yolladı. Ortamdaki sessizliği bozmak amaçlı " Ailenin balayımız için hediye ettikleri bu ev muhteşem dedim. Sam in yüzü aniden düştü. " Evet çok inceler " Sam ailesinden maddi yardım almaktan nefret ederdi. Ama ailesi Sam için her şeyi yapacak insanlardı. Oğullarını çok seviyorlardı. Tabi Sam bu sevgiyi gerçek bulmuyor tek varisleri olduğu için onun üzerine titrediklerini düşünüyordu.Haksız da sayılmazdı. Annesi Emily oğluyla övünmeyi severdi. Gittikleri her davette gelecekte Sam in tıpkı babası gibi büyük biri olucağını söylerdi. Ailesi ile ilgili bu konuyu açtığım için kendimi suçlu hissediyordum. Boş yere hem Sam in hem de kendi keyfimi kaçırmıştım. Bu durumu telafi etmeliydim. Düşünceli bir şekilde etrafa bakınırken gözüm sahile takıldı. Mart ayında olmamıza rağmen hava oldukça sıcaktı. Sam e gözümle denizi işaret ederek "hava bugün çok güzel neden biraz denizde yüzmüyoruz" dedim. Yüzüme doğru bakarak beni belimden tutup yatağa doğru çekti. Kulağıma fısıldarcasına "hazırlansak iyi olucak o zaman" dedi.

KANAYAN KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin