Kasım 2003
Korkuyla yataktan fırladım. Terden sırılsıklam olmuş yüzümü ovuşturdum. Yine aynı kabustu. 3 aydır peşimi bırakmayan kabus. Yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Aynadaki yansımama baktığımda 3 aydır ne hale geldiğimi gördüm. Ağlamaktan gözaltlarım morarmış, saatlerce şekil vermekle uğraştığım saçarım taranmamaktan birbirine dolanmıştı. Bütün bunlara sebep olan şey gözlerimin önüne geldiğinde hızlıca yüzüme su serpip yatağa geri döndüm. Hatırlamak istemiyordum. Umursamıyormuş gibi davranabilirdim ama acının bedenimi sarmasına izin veremezdim. Kendimi bu acıyla yüzleşebilecek kadar cesur hissetmiyordum. Hem zaten ne zaman cesur olmuştum ki.Bruce ile gittiğimiz ilk buz pateninde bile korkaklık etmiş korkuluklara tutunarak kaymıştım. Oysa Bruce öyle değildi. Ben orada korkakça kayarken o her zaman ki sakinliği ve özgüveniyle oradaki herkesi büyülemişti. Onun gibi olabilmek için neler vermezdim. Derin bir iç çektim ve gözlerimi kapattım. Gözyaşlarımın akmasına izin vererek tekrar o kabusu görmemek için tanrıya yalvardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANAYAN KALPLER
RandomGerçek aşkın kaybolmasına izin vermeyen iki kadının hikayesi. Yıl 1939... İkinci Dünya Savaşı tüm dünyayı sarmış durumda. Henüz yeni evli olan Sophie ve Sam için zor günler başlamaktadır. Sevdiği adama daha yeni kavuşmuşken ellerinden kayıp gitmesin...