Sophie
Yumuşak kumların üzerinde yürümek kadar güzel bir his yoktu. Hele birde yanımda elimi tutan sevdiğim adam olunca tablo tamamlanıyordu. Başımı Sam' in omzuna yaslayarak günbatımını izlemeye başladım.Gökyüzüne yayılan sarının her tonu o kadar muhteşemdi ki. Birkaç saat sonra gökyüzünden ayrılacak olan güneş yerini parlak aya bırakacaktı. Birbirleriyle uyumları harikaydı. Sabahları tam saatinde doğan güneş akşam vaktine kadar yanımızdan ayrılmıyor bize veda ettikten hemen sonra yerini aya bırakıyordu.Ben bu düşüncelere dalarken yanımıza Daisy ve Dean geldi.
Gülümseyerek yanımıza yaklaşan bu çift o kadar göz kamaştırıyorlardı ki.
Geçen sonbahar evlenen Daisy bir bebek bekliyordu. Sanırım altıncı ayındaydı. Hamile olduğunu söylediği an aklıma gelince gülümsedim. Bana anlatırken o kadar heyecanlı ve endişeliydi ki. Bir yandan anne olacağı için seviniyor öbür yandan Dean in çocuğu kabul etmek istemeyeceğini düşünüyordu. Fakat tamamen yanılıyordu. Bunu ona tek başına söylemek istemediği için bizi akşam yemeğine çağırmıştı. O zamanlar Sam'le sadece flörtleşme everesindeydik. O gün yemekte Daisy benden bebek konusunu açmamı istemişti. Sofrada gelecekte çocuk sahibi olmak istememle ilgili onlarca laf söylerken tam bir aptal gibi göründüğüme emindim ama bunu en yakın arkadaşım için yapıyordum. Sam o gün gözlerimin içine bakarak gelecekle ilgili hayellerine bayıldım demişti. Daisy de söylediklerimden cesaret alarak Dean'in elini tutmuş ve " Ben hamileyim" demişti. Dean' in yemekte olduğu saylangoz soluk
borusuna kaçmış ve geceyi hastanede noktalamıştık.
Daisy elini karnına koymuş başını Dean'in omzuna yaslamıştı. Yılın mükemmel çiftine aday olmaları gerekirdi. Sam kolunu belime sararak beni kendine doğru çekti. Daisy iç çekerek " Birbiriniz için yaratılmışsınız" dedi. Evet birbirimiz için yaratılmıştık. Birbirini tamamlayan iki puzzle parçası gibiydik. Birimiz olmasa diğerimiz işe yaramazdı. Bir süre Daisy'le ve Dean'le sohbet ettik. Sonunda bize veda edip gittiler. Sam elime tutarak " Ayaklarını suya sokmak ister misin? "
diye sordu. Memnuniyetle kabul edip ayakkabılarımızı çıkardık ve ayaklarımızı suya soktuk. Bir süre sessice sahil boyunca ilerledik. Sam şezlongların bulunduğu yere doğru ilerleyip beyaz plastiklerin üzerine uzandı. Eliyle yanındaki şezlongu işaret ederek beni yanına çağırdı. Dediğini yaparak diğer şezlonga uzandım ve ayı izlemeye başladım. Bir süre konuşmadık ve kendimizi anın büyüsüne bıraktık. O an kendimi bulutların üzerinde yatıyormuş gibi hissediyordum. Huzurluydum. Yanımda Sam ve önümüzde uzun bir gelecek vardı. Onsuz bir gelecek düşünemiyordum. Hatta istemiyordum bile. Tek korkum günün birinde sevgimin ona yetememesiydi. Ya benden sıkılır ve beni terk etmek isterse ? İrkildim. Hayır dedim kendime. Benim ona olduğum kadar o da bana sonsuz bir aşkla bağlıydı. Sam'in elini tutarak hafifçe sıktım ve ona sokuldum. Endişelerimden ona bahsetmeli miydim ki ? Başımı sallayarak saçma düşündüğüme karar verdim ve kendimi anın büyüsüne bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANAYAN KALPLER
RandomGerçek aşkın kaybolmasına izin vermeyen iki kadının hikayesi. Yıl 1939... İkinci Dünya Savaşı tüm dünyayı sarmış durumda. Henüz yeni evli olan Sophie ve Sam için zor günler başlamaktadır. Sevdiği adama daha yeni kavuşmuşken ellerinden kayıp gitmesin...