Gözlerimden uyku akıyordu fakat masamdaki yığınla rapor da beni bekliyordu. Bazen ömrümü geçirdiğim bu odada, kendimi kapana kısılmış gibi hissetsem de sonuçta bu hayatı kendim seçtim.
İkizimin aksine ben, hiçbir zaman sorumluluk seven biri olmadım. O ikimizin yerine bunun üstesinden gelebiliyor nasılsa.
Günün sonunda camdan dışarı bakıyor ve yaşadığım ve çalıştığım mekânın ne kadar harika bir yer olduğunu düşünüyorum. Yerden metrelerde uzunlukta dikine devasa bir yapı...
Zaman Kulesi Alphaville... İnsanlığın 156b gezegenine sığından beri nüfus yoğunluğuna bulduğu yegâne çözümlerden biri burası. En azından üst birimler tarafından öyle olduğu iddia ediliyor.
Binanın olayı geride kalan herkesi kapsaması ve bununla birlikte alt katlardan üst katlara doğru zamansal farklılıkların olması... Bilim insanları Dünya'daki tüm kültürü ve teknolojiyi yeniden yaşatmak adına 3 farklı zaman çizgisine ait katlar tasarlamışlar. Merkezinden gökyüzüne yükselen asansör sistemi sizi çağlar arasında gezintiye çıkarabiliyor.
Başlarda burası adeta bir kurtarma operasyonunun bir parçasıydı. Ancak Dünya'nın kendi atmosferini toparlayacağına inanan bir grup geride kaldı. Ben buraya gelmek konusunda karasızdım ancak ikizim Cathna burasının bizim için harika bir gelecek ve kariyer imkânı olduğunu ileri sürmüştü. Onunla ters düşmek istememiştim.
Cathna, bu devasa yerleşkenin kurucularından ve teknoloji derneğinin de en önemli üyesi oldu. Burası gezegenin merkezinde yer alan tek yapı. Muazzam büyüklükte bir kayadan destek alınarak inşa edilmiş. Alt katlarda tahminime göre biraz daha çarpık bir kentleşme mevcut. İnsanlar geçimini tarımla sağlıyorlar. Bu da diğer katlara beslenme kaynağı anlamına geliyor. Çoğu şey analog ve eski enerji kaynakları kullanılıyor. Enerji ihtiyacı olduğundaysa üst katlardan bu eksik kolayca giderilebiliyor.
Ben orta tabakadayım ve görevim her türlü bilgiyi arşive işlemek. 21.yüzyıl teknolojisi kullanıyoruz. Cathna ile dairemizi ortak kullanıyoruz. Elbette O, yukarı tabakanın bir elemanı olduğu için teknolojide iyi işler çıkarıyor Alt tabakalarla bir bakıma aracı durumda... Birçok insan tanıyor ve her türlü gelişmeden önce onun haberi oluyor.
Aslında Ralph'den sonra ilk onun haberi oluyor diyebiliriz. O Alphavile'in asansör sorumlusu ve benim de yakın arkadaşım.
Tüm bunları düşündüğüm esnada iri vücuduyla koridorumun başında belirip beni ürküttü.
"Ralph!"
"Nasıl gidiyor bakalım Anna. Arşiv işleri falan yolunda mı ?"
"Senin hatun işleri ne kadar yolundaysa benim işler de o kadar yolunda işte ."
Birbirimize ne kadar acımasızca takılıyor olsak da aynı oranda birbirimizin arkasını kolluyorduk. Ralph bana duyduğu her şeyi anlatırdı ben de onu her türlü gizli evraktan haberdar ederdim. Böyle yaşayıp giderdik.
"Evet, evet ondan..." dedi Ralph ve suratı düşük bir şekilde koridorumu terk etti. Bense birkaç dakika sonra kendimi kötü hissedip arkasından bakmaya çıkmıştım. Kapımın yana kaydığını duydum. Eminim beni yine korkutmak amacıyla çocukça bir işe girişecekti.
"Hey hadi ama kaç yaşındasın sen? Ralph !"
Başım öne eğik yürüdüğüm sırada Ralph kadar iri olmayan bir erkeğin vücuduyla burun buruna geldim. Kokusu bana çok tanıdık gelmişti. Kafamı kaldırıp baktığımda gözlerime inanamadım.
Eski bir tanıdığı görmek güzeldi. Tanıdıktan da öteydi. Marco'yu görmek kalbimin deli gibi çarpmasına neden olmuştu.
"Seni yeniden görmek çok güzel." dedi sıcacık gülümsemesiyle. Ben de gülümsemiştim.
"Buradasın." diyebildim.
Uzay programına katılmadan öncesiydi. Birlikte tam 5 yıl geçirmiştik ve haliyle birbirimizin her şeyini biliyor hale gelmiştik. Farklı bir gezegene gelmeyi ben seçmiştim. Onu da yanımda istemiştim fakat o henüz bunun için hazır değildi. Onunla olmayacak olmam beni üzmüştü ancak vakti geldiğinde arkamdan geleceğini her zaman biliyordum. Güçlü ve sevecen bakışları hiç değişmemişti.
"Uzay teknolojisini çözmem ve nihayet bir işe sahip olmam epey zamanımı aldı fakat sonuç olarak evet buradayım. Olmam gereken yerde..." dedi üzüm karası gözleri ışıl ışıldı.
Daha fazla dayanamadım ve yanına ulaşıp ona sıkıca sarıldım. Aradan oldukça uzun bir zaman geçmişti ve bana en ufak bir kırgınlığı yoktu. Bir süre öylece kaldıktan sonra birbirimizden ayrıldık.
"Peki ya hangi yılın departmanındasın?" diye sordum ondan bir adım uzaklaştıktan sonra.
"İleri bir çağ... Sanal gerçeklik bölümü... İşin tuhaf yanı bana Cathna'nın katalizörlüğünün olduğu bilgisi geldi. Çalışma alanım henüz belli değil." diye cevapladı sorumu.
Marco'nun işe alınmasında ikizimin parmağının olması beni de oldukça şaşırtmıştı. Cathna Marco'dan çok fazla haz etmezdi ancak nefret ettiği de söylenemezdi. Bazen Marco ile aralarında samimi bir diyalog geçerdi bazense Marco'nun aşırı iyimser yaklaşımını bahane edip bulunduğumuz ortamı terk ederdi.
Kendi kendime düşündüğüm sırada Marco aramızdaki bir adımlık mesafeyi kapattı ve "İşleri düzene sokup en kısa zamanda yanına gelmeye çalışacağım. Konuşmamız gereken önemli şeyler var. Gelecekle ilgili, geleceğimiz..." dedikten sonra yanağımı sıvazladıktan sonra alanımdan uzaklaştı.
Söylediklerinin ne anlama geldiğiyle ilgili bir sürü teorim vardı fakat kafam çok karışmıştı. Yüzündeki ifadeden ne tür bir sır taşıdığını anlayamamıştım ve bunu öğrenmek için anlaşılan biraz beklemem gerekecekti.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alphaville Kulesi
Science FictionÜç farklı zaman çizgisini içinde barındıran Alphaville kulesi çalışanı Anna ikizi Cathna'nın gerçek yüzünü anlamaya çalışıyor. Sevdiği adam ise paralel bir evrene hapsolmuş durumda. Bu görkemli yerde mi kalmalı yoksa Dünya gezegenine geri dönmenin b...