sekiz | başa saran kırıklar

546 61 747
                                    

biz geldik! bir önceki bölümün yorum sayısı beklentimden az geldi maalesef umarım bu bölüm telafisi olurr. berk'in kırık kalbi için yıldıza basmayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen 🫀

kırık kalpler grubu

tolga: ömer
bir daha amuda kalktığın bir videoyu bana atma
çünkü gereksiz

ömer: sen de gereksizsin
neyse ne
komikti bence

tolga: bence değildi
sonra erkekler neden salak
mizah seviyen bu mu?

ömer: mizah seviyesinden bahsedene bakın hele
berk'i güldürmek için şekilden şekle giren adam

tolga: sürekli üzgün ve kırgın olduğu için
onu gülerken görmek mutlu ediyor ama 🥺

ömer: berko
seviliyosun kardeşim
hem de baya

berk: oyş
ben de sizi 🐞🍁

ömer: neredeydin oğlum sen
daha yeni görüyosun mesajlarımızı

berk: aybike'yleydik

tolga: hayır tolga sinirlenmeyeceksin hayır
sakin kal sakin sakin...

ömer: berk'im hala mı aybike ya?
partide sana yaptığı o şeyi öğrendiğinden beri tolga ×80 nefret ediyo kızdan
ben seni de düşünüyorum ve anlıyorum ama
üzüyor seni aybike

berk: ya sorun yok benim için
aybike geldi yanıma dün gece
özür diledi benden
canı çok sıkkındı zaten
kaan'la asiye'yi görmüş
ağlıyordu kız, bana sarıldı sadece
benimle ağladı
bu benim için ne demek bilmiyorsunuz

ömer: ya her şeyim, anlıyorum ama
sadece onu düşünüyorsun, kendini hiç önemsemiyorsun

berk: ömer
sarıldı bana
göğsümde ağladı
saçlarını sevdim
beraber uyuduk
sarılarak uyuduk
bunların bendeki yerini anlamıyorsunuz

tolga: bir de uyudunuz mu sarılarak?
sana umut veriyor resmen
bilinçli ya da bilinçsiz, bu önemli değil
tamam geldi sana
ne oldu peki, hislerine karşılık verebildi mi?

ömer: tolga

tolga: ya ne?

berk: karşılık vermedi/
vermeyecek/
beyler benim gitmem lazım şimdi
görüşürüz

ömer: al işte tolga
kırdın kırdın diye bağırtacaksın illa kendine

mutfaktan elindeki kahve ve bisküvilerin olduğu tepsiyle gelen kıza gülümsediğinde iç çekmişti. lunaparkta gerçekten çok eğlenmişlerdi ve sonrasında da berk'e gelmişlerdi.

"tatlım ne gerek vardı, ben getirirdim bir şeyler."

"alt tarafı kahve ve ufak bir şeyler berk, elime mi yapışacak?"

kahveyi uzatmak için eğildiğinde önüne düşen saç buklelerini düzeltti berk eliyle. kulağının arkasına attığında kızın kızarmış yanaklarına gülümsedi. yanına oturduğunda kıza uzattığı bisküviyle beraber kahvesini de içişini izledi. akşam olduğu için havanın serinlemesiyle üzerine aldığı hırkanın içinde kaybolan elleriyle kupayı tutuyordu güzeller güzeli.

"bugün çok güzeldi berk, teşekkür ederim. daha önce bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum."

"gün daha bitmedi ki güzelim, teşekkür için erken." anlamayan bakışlarıyla kaşlarını çattığında oyun konsolunun tekini uzattı kıza. "sever misin?"

"bayılırım."

beraber oyuna başladıklarında durdukları zaman elindeki bisküviyi ona yediren kızılla gülebiliyordu aybike. berk'in yanında mutlu olmayı öğrenmişti resmen bir günde. kahvesini yudumlayıp oyuna devam ettiklerinde temas eden bacaklarıyla anında heyecana kapılan çocuk, oyuna odaklanamadığı için devamlı yeniliyordu.

genç kız sevinçle ellerini kaldırıp zaferinin tadını çıkarırken ise oyuna yenildiği için yalandan üzülen kızıl, mutlu hissediyordu. dün kollarında ağlayan miniğini güldürebilmişti çünkü bugün. kıyamadığı gözyaşlarının yerini aşık olduğu gülüşleri almıştı, uyuşturan yumuşak gamze çukuru.

biraz daha oynadıktan sonra oyunu bırakan kız, kızılın omzuna düşen başıyla uyuyakalmıştı. berk yutkunduğunda omzuna düşen saçlara, ve kızın bebek yüzüne baktı. kucağındaki kollarını sevdiğinde saçlarını kenara çekip güzel yüzünü açtı biraz daha. baş parmağını kızın yüz kıvrımlarında gezdirdi, gamzelerine geldi en sonunda. orayı sevdiğinde dudakları kıvrılmıştı. aybike'ye dokunmak bile heyecan vericiydi.

saçlarına öpücük bırakıp güzel kokusunu içine çekti. huzurlu ve şeker kokusuyla karışık tarçın kokusunu andırıyordu kokusu. kış ayını anımsatıyordu aynı zamanda. kazağının üstüne sinmesini isteyeceği, beraber yağan karları izleyebileceği zamanlarda içine sindirebileceği bir kokuydu bu.

iyice omzunda mayışmış kızı kucağına aldığında boynuna sarılışıyla gülümsedi. onunla vakit geçirebilmeyi çok seviyordu sonunun güzel bitmeyeceğini bilse de. odasına götürürken saçlarını sevdi kızın. kendi yatağına yatırdığında da çıktı odadan, koltukta da uyuyabilirdi bugün.

kızılın yatağında gözlerini açan kız berk'in omzunda uyuyakaldığını anımsayınca yüzünde anlam veremediği bir gülümseme oluşmuştu. gerneşip ayağa kalktığında da berk'i aradı gözleri. içeride uyumuş olmalıydı.

odadan çıkıp oğlanın hala uyuyor olabileceğini düşünerek kapıyı sessizce kapattı. arkasını döndüğünde ise duştan çıkmış çocuğu gördüğünde bakışlarını alamamıştı ondan.

kızılın beline sarılan havlunun gevşek duruşu kızın yutkunmasına sebep olurken göğsünden karın kaslarının arasına doğru süzülen sular kızarmasına sebep olmuştu. saçlarını kurularken gülümsediğinde de bakışlarını kaçırabilmişti kız.

"şey, ben içeri geçeyim."

kızıl gülümsediğinde, dün geceki yerlerine oturup hala toplanmamış masaya baktı kız, kendi kahve fincanı dibi bulmuştu ama berk neredeyse hiç dokunmamıştı kahvesine, sevmiyor gibiydi.

üzerini giyinip gelen kızılın ıslak saçlarına baktı. daha da koyu görünüyordu kızıl tonlar, çok güzeldi.

"ben artık eve gitsem iyi olur duşa girip üzerimi değiştirmek istiyorum. yine burada uyuyakalmışım zaten, bana katlanmak zorunda kaldın."

"hep sana mecbur bırak beni."

işaret parmağının ucuyla kızın burnuna dokunduğunda gülümsemesini sağlamıştı. kapıya yöneldiğinde tekrar döndü çocuğa.

"dün için tekrardan çok teşekkür ederim. çok güzel bir gün geçirdim sayende."

"ben teşekkür ederim güzelim ama baksana ne diyeceğim, bu akşam da yemeğe gidelim mi beraber? güzel vakit geçiririz."

"olur, olur gidelim."

el sallayan kıza gülümsediğinde fazlasıyla öfkeliydi kendine bu kadar çabuk kaptırdığı için kalbini.

genç kızı gönderdiğinde fazlasıyla heyecanlıydı. akşamı zor etmişti resmen. siyah bir gömlek giymişti. saçlarının iyi durması için çok uğraşmıştı. mutluluğu ise fazla sürmemişti, kızdan gelen mesaj yüzünden.

aybike: berk
kaan aradı, buluşmak istiyormuş
yemeği sonraya ertelesek sorun olmaz değil mi?
çok önemli benim için biliyorsun

porselen kalbim | ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin