"Dönelim Alaz."
İki çocuk marketten kazanılan bir savaş sonucu Uraz'ın elinde ayıcıkla marketten çıktılar. Mutlulukları yüzlerindeki gülümsemenin izlerinden okunuyordu. Yavaş adımlarla huzurla Uraz'ın evlerine doğru yürümeye başladılar. Eve yaklaştıklarında Alaz'ın yanağına küçük bir öpücük konduran Uraz fısıldadı.
"Teşekkür ederim Alaz."
"Ne demek prens hazretleri."
Uraz'ın gülümsemesi genişlerken Alaz'ın aklına gelen şerefsizlikle eğilip dudağına yakın bir yerden öpmesi onun gülümsemeyi bırakıp duraksamasına neden oldu. Sonra aniden gözlerini açıp Alaz'ın göğsünü yumruklamaya başladı.
"Oha lan evlenmeden olmaz kırarım kafanı Alaz. Namusum elden gidiyordu senin yüzünden şerefsiz."
"Kocaya şerefsiz denmez sus bakayım."
"Ben bir sustururum şimdi seni görürsün ha!"
"Ne oldu yoksa annen göster ama elletme mi dedi?"
"ALAZ KES SESİNİ VE BENİMLE KONUŞMA!"
Uraz çığlığı basıp konuşmayı bitirmesi ile koşarak evin önüne geldi. Alacaklı gibi kapıyı çaldı.
Annesi kapıyı açar açmaz içeri koştu. Kapının önünde öylece kalan Gamze hanım bir koridora bir de Alaz'a olayı anlamaya çalışıyor gibi baktı.Alaz ise "İyi günler efendim." demekle yetindi ve evine doğru gülerek yürümeye başladı.
Ardından arka cebine tıktığı telefonunu çıkardı Alaz. Selin'in gönderdiği son mesaja bakarken derin düşüncelere daldı bir süre.
Aptal değildi Alaz, Selin'in amacını çok net anlıyordu. Aynı ondan hoşlandığını Selin daha hiç söylemeden anladığı gibi.
Güzel kızdı Selin, okuldaki tüm erkekleri tek bir parmağında oynatabilecek kadar güzeldi. Ama bu Alaz'ın zerre umurunda değildi. Selin'in parmağında oynattığı erkeklerden biri olacağını da hiç sanmıyordu. Çünkü herkesi etkileyen o güzel kızın Alaz Karaman'ın üzerinde en ufak bir etkisi bile yoktu.
Bunun nedenini Alaz da bilmiyordu. Anlık aklına düşen şey ile beraber Alaz'ın kendinden emin ve sert adımları sekteye uğradı.
Uraz...
Uraz konusunda net bir şey düşünemiyordu. Tüm bu davranışlarını hormonlarına bağlıyor ona ılımlı yaklaşmaya çalışıyordu. Ama neden böyle bir şey yaptığı hakkında zerre bilgisi yoktu. Onu başından savabilir, kalbini gelişi güzel bir şekilde kırabilir, bunların hiçbirine önem vermeden çekip gidebilirdi.
Ama neredeyse kendinin yarısı olan bu tatlı çocuğa kıyamıyordu Alaz.
İlk başta Uraz'ın bu yakın davranışlarını herkes gibi o da garipsiyor hatta belki de rahatsız oluyordu. Fakat zaman ilerledikçe alışmış herkese karşı soğuk ve bir o kadar sert olmasına rağmen bu çocuğun bu hallerini tatlı bulmuş ve benimsemişti. Ne kadar kabul etmek istemese de hoşuna bile gidiyordu bu davranışları.
Tuhaf olan ama bir o kadar da haklı olarak en fazla tepkiyi Sinan vermişti bu duruma karşı. Yapısı gereği fazlasıyla kıskanç olan Sinan, bu durum karşısında kardeşini paylaşamamış ve öfkelenmişti.
Hiç unutmazdı Alaz, bundan bir buçuk sene önce yakın arkadaşı Sinan tarafından seninle konuşmamız gerek denilerek kuytu bir köşeye çekilmiş ardından "Kardeşime büyü mü yaptırdın piç herif!?" diyerek üstüne saldırmıştı Alaz'ın. Bu durum karşısında afallayan Alaz ilk başta tepki veremese de daha sonra kardeşim dediği çocuğun ona gavura vurur gibi vurmasından dolayı o da Sinan'a kafa göz dalmış ardından birbirlerini hastanelik etmişlerdi.
Aklına düşen anılarla birlikte histerik bir gülüş çıktı Alaz'ın dudaklarından. Hala gülerken kafasını iki yana sallayarak telefonu kapatıp arka cebine koymak için bir hamle yapacakken art arda gelen bildirim sesi sardı kulaklarını.
Göz ucuyla mesajın kimden geldiğine bakarken gülümsemesi daha da genişledi.
Uraz: NEden tam tamına 8 dakika 37 saniyedir çevrimiçisiniz Alaz Bey?
Uraz: Kiminle ve neden konuşuyorsun?
Uraz: Neden ben değil de o şahsiyetle yazışıyorsun?
Uraz: Çabuk söyle!
Alaz: Yavrum kimseyle yazıştığım falan yok gelen mesajlara baktım şöyle bir
Uraz: Sana neden inanayım?
Alaz: Çünkü doğru söylüyorum?
Uraz: Tch
Uraz: İnanmadım
Uraz: ÇIKAR GÖSTER!
Alaz çevrimiçi
Alaz yazıyor...
Alaz yazıyor...
Alaz çevrimiçi
Alaz: Siktir
Uraz çevrimiçi
Uraz yazıyor...
Uraz çevrimdışı
Alaz: Şahin gözlerim neler görüyor?
Uraz: NE GÖRECEKLER CANIM
Uraz: GörmüyorLAr hiçBİr şey
Alaz: Öyle diyorsun?
Uraz: DedİM bile
Alaz: Öyle olsun bakalım
Alaz: Sen öyle diyorsan öyledir
Uraz: EVET
Uraz: öyle
Uraz: Ya senin işin gücün yok mu?
Uraz: Gidip gezsene best friendinle
Uraz: AYRICA
Uraz: bENim gitmem lazımmış Alaz
Uraz: AmcaM doğurMUş
Uraz çevrimdışı
Alaz: Amcan mı doğurmuş?
Alaz: CVGBHNJHBGV
Alaz: Kaç bakalım
Alaz: Nereye kadar kaçacaksın?
Alaz: Elbet görürüm seni yarın
Alaz çevrimdışı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Show Haber [bxb]
فكاهةKüçük çocuk babasıyla beraber çift kişilik koltukta ayaklarını sallayarak otururken bir yandan da gözü babasının sürekli kanalı değiştirdiği televizyondaydı. Babası Selim Bey onca kanal içinden bir haber kanalında ansızın durdu. Küçük çocuk bu ani k...