"Veli toplantısına babasını getirmiş biri gibi hissettim"
Karakoldan çıkmalarının ardından arabayla eve dönerken yol kenarında durup biraz kafa dinlemenin en iyi fikir olduğuna karar vermişlerdi. Ömer parmaklarının arasındaki sigara dumanını üfleyip elini yere indirdi. Gözü otobandan geçen arabaların üzerinde olsa da aklı başka yerlerdeydi.Hürkan'ın kendi başına gittiği ilk seferki gibi aynı cümleyi duymuşlardı.
Fiziksel bir zarar olmadan herhangi bir şey yapamazlardı.
"Ölelim o zaman amk. Can güvenliğimiz bile yok. Yakında tekrar hapse girsem şaşırmam-"
"Uf sus Ömer Allah aşkına. Ben bile bu kadar sert tepki göstermedim. Tekrar hapse falan girmeyeceksin. Durum zaten yeterince kötü"
Hürkan patladıktan sonra Ömer'in elindeki sigarayı alıp dudaklarına götürdü. Derin bir nefes verip tekrar çekerken kesinlikle çok gergin görünüyordu. Ömer ona yardımcı olamadığı için az da olsa suçluluk hissetti.
Arabanın kaputundan kalktıklarında içeri geçip kapıyı kapattılar. Hürkan bir kaç dakika sonra arabayı çalıştırdı.
"Gece yanında kalacak biri var mı?"
"Hepsinin işi var, seni eve bırakıp bende dönerim"
Ömer her ne kadar itiraz etmek istese de yan tarafa dönüp dışarıyı izlemeye devam etti. Bir şekilde normal hayatlarına dönmeleri gerekiyordu. Her ne kadar bu iş bitene kadar mümkün olmayacağını bilse de.
"Hürkan bir ara video çekelim mi? Böyle müzik falan yaparız. Tabi benim ilk önce kendi kanalıma yoğunlaşmam gerek ama?"
İlk çektikleri videodan sonra süregelen sessizliği bozmak istemişti. Hem belki kafalarını dağıtmaya yardımcı olurdu. Hürkan'a baktığında gülümsediğini gördü.
"Neden olmasın? Geldik"
Dışarı baktığında evi gördüğünde şaşırdı. Kafası dalgın olduğundan ne ara geldiklerini anlamadı.
Kapıyı açıp çıktıktan sonra eğilip Hürkan'a baktı.
"Bir şey olursa beni ara. Görüşürüz bi ara"
"Evet bir ara haberleşiriz. Görüşürüz"
Araba kapısını kapattığında çantasını kurcalayıp anahtarlarını buldu. Kapıyı açarken Hürkan'ın arabasıyla sokaktan çıkmasını izledi.
Korkuyordu, bir sebebi yokken.
...
Hürkan'ın, hayal kırıklığıyla dolu günden sonra tek istediği sıcak bir duşa girip uyumaktı. Asansör kendi katının bir alt katında binen yolculuyu almak için durduğunda kendisi de inmeye karar verdi. Uyuşuk adımlarla merdiveni çıkmaya başladığında yorgunluktan gözleri kapanmaya başlamıştı. Kaç saattir uyumadığını bilmiyordu ama fazla olduğundan emindi.
Yan tarafa dönüp son merdiveni çıkmaya başladığında önündeki karartıyı fark etti. Gördüğü kişiyle asansörden hiç inmemiş olmayı diledi.
"Merhaba Hürkan"
Hürkan gözlerinde yatan korkunç bakışlarını gördüğünde tüm yorgunluğuna rağmen kendini geriye atmayı başardı. Aralarında belli bir mesafe olması az da olsa daha güvende hissettiriyordu.
"Ne istiyorsun?" diye haykırdığında korkunç bir kahkaha ona karşılık verdi.
"İstediğim şeyi verecek misin? Varlığını kaybetmeyi kabul edecek misin?"
Sesi haftalar boyunca hiç konuşmamış gibi yıpranmış çıkıyordu. Yine de Hürkan onun ince sesli biri olduğunu söyleyebilirdi. Burdan kaçtığında, eğer ki kaçabilirse polise vermek için yeterince tanıma ihtiyacı vardı. Adamı elinden geldiğince çözmeye çalıştı. Bedeni küçük durmasına rağmen güçlü görünüyordu. Keten pantalonunun üstüne giydiği kapşon tüm detayları saklasa da, burnuna kadar bağlanmış fuların üstünde açık yeşil gözleri görebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sweet dreams // porgola bxb
FanfictionHürkan birinin haftalardır kendisini takip ettiğini fark ettiğinde hapisten yeni çıkmış Ömer'e danışmak zorunda kalır.