Hürkan iyiydi.
Geçmişiyle ilgili gördüğü, gecenin bir yarısı onu uyandıran kabuslar, yeme bozuklukları ve üstesinden gelmek zorunda olduğu bazı konular dışında.
YouTube videolarına devam ediyordu. İzleyicileri hala olanlardan habersiz bir şekilde desteklerini gösterirken Hürkan bu duruma şükrediyordu. Aksi halde altından kalkması çok zor olurdu.
Ömer ise.
Farklı davranmıyordu. Hürkan olanlardan sonra eskisi gibi davranmayacağına eminken tahminleri tamamen yanlış çıkmıştı.
Hala olduğu gibi cana yakındı. Her şeyi mizaha vuran, değişik şeylere ilgisi olan kişiliği geri gelmişti.
Gecenin bir yarısı kapıyı çalmasının sebebi bu sefer takip edildiği için onun evinde kalmak istemesi değildi. Kabuslar rahatsız edici olsa da o hisleri yaşamak kadar kötü olamazdı.
Kapıyı çalarken içi rahattı. Ömer boktan uyku düzeni yüzünden geceleri genellikle uyanık olurdu. Sohbet edip içki içecek bir ziyaretçiye asla hayır demezdi.
İlk haftalar Hürkan ondan uzak durmayı tercih ediyordu. Ömer'in rahatsız olduğunu düşünürken ona eskisi gibi yaklaşmak zordu. Kıvırcık saçlı genç onu yemeğe çıkarıp, yanında bulunmasından rahatsız olmadığını apaçık bir şekilde söyleyene kadar böyle devam etmişti.
Kapı açıldığında bakışlarını ıssız sokaktan alıp oraya çevirdi.
Ömer'in elinde dik tuttuğu bir bıçak vardı. Bakışları şüpheli şekildeyken Hürkan'ı görür görmez onu korkutacak şekilde haykırdı.
"Biri beni takip ediyor deme yemin ederim şu gördüğün bıçağı şüpheli görünen ilk kişiye gayet makul bir şekilde-"
"Dur dur dur, Ömer bu kadar konuşma amk dondum dışarıda"
Mevsimin ilkbahar olmasını umursamayıp Ömer'i kollarından tutarak yerlerini değiştirdi. İçeri girerken Ömer sokağı kontrol edip kapıyı kapattı.
"E noldu o zaman?"
"Beni uyku tutmadı da, yanına geleyim dedim. Kızdın mı?"
Kapşonlusunun ucundan tutunup bakışlarını yerde gezdirirken Ömer şefkatle konuştu.
"Niye kızayım geç içeri, işimi bitirip geliyorum"
Hürkan'ı koltuğa yönlendirip mutfağa geçerken dediği şeyin garip kaçtığını fark ettiğinde geri geri adımladı.
"İçeride cinayet falan işlemiyorum bu arada, kestiğim parça da insan eti değil"
"Uyarmasan polisi arıyordum Ömer sağ ol"
Ömer küçük bir kahkaha atıp mutfağa döndüğünde Hürkan da peşinden gitti.
"Sen bu arada yap işini. Ben her türlü uyum sağlarım"
Kıvırcık saçlı genç sırıttı.
"Tamam o zaman kendine bir bıçak al ve şu kol parçalarını doğramama yardım et"
"Ha ha ha"
Hürkan kendine bir sandalye çekip sırtını duvara vererek oturdu. Ömer ise tavuk budu doğramaya geri döndü.
Mutfak tam bir savaş alanıydı. Tezgahın üstü bulaşıklarla doluyken Hürkan çıkmadan önce ona yardım teklif etmeyi aklına kazıdı.
"Attığın hikâyeleri görüyordum da cidden yemek yaptığını hiç düşünmemiştim"
"Aslında bu kadar sık yapmıyordum. Bu aralar nedense arttı"
Hürkan kollarını göğsünde bağdaştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sweet dreams // porgola bxb
FanfictionHürkan birinin haftalardır kendisini takip ettiğini fark ettiğinde hapisten yeni çıkmış Ömer'e danışmak zorunda kalır.